Dünya Gıda Günü etkinlikleri “Bulaşıcı Olmayan Hastalıkların Önlenmesi ve Kontrolü, Endüstriyel Trans Yağların Eliminasyonu, Sürdürülebilir Kalkınma için Gıda Güvenliği ve Risk Yönetimi” Sempozyumu ile Elazığ’da başladı.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Ofisi (WHO) tarafından ve Gazi Üniversitesi, Fırat Üniversitesi ile Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin iş birliğiyle 2019 Dünya Gıda Günü kapsamında “Eylemlerimiz geleceğimizdir. Sağlıklı beslenme ile #açlığason verilmiş bir dünya” temasıyla düzenlenen “Bulaşıcı Olmayan Hastalıkların Önlenmesi ve Kontrolü, Endüstriyel Trans Yağların Eliminasyonu, Sürdürülebilir Kalkınma için Gıda Güvenliği ve Risk Yönetimi” Sempozyumu Elazığ’da bugün gerçekleştirildi.
Uluslararası organizasyon, hükümet, sivil toplum ve akademik dünyadan birçok yetkili ve üst düzey katılımcı konuşmacı ve panelist olarak katılım sağlanan sempozyum Orta Asya Bölge Alt Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu’nun konuşması ile başladı. FAO’nun kuruluş yıl dönümü vesilesiyle Dünya Gıda Günü’nü her yıl kutluyor, dünyada açlığın ve kötü beslenmenin her türünün sona erdirilmesi ve herkes için gıda güvenliği ve sağlıklı beslenmenin temin edilmesi gerekliliğine dikkat çekti.
Sayın Gutu; SOFI 2019 raporuna göre, dünyanın, açlığa karşı yıllardır sürdürdüğü mücadelede belli bir ilerleme kaydettiğini, ancak bugün yetersiz beslenen insan sayısının yeniden artış gösterdiğini vurguladı. 820 milyondan fazla insan, bir başka deyişle yaklaşık her dokuz kişiden birinin, açlıkla mücadele ederken, obezitenin özellikle okul çağı çocuklarında ve yetişkinler arasında artmaya devam ettiğinin altını çizdi.
Sağlıksız beslenmenin; kardiyovasküler hastalıklara, diyabete ve bazı kanser türleri gibi bulaşıcı olmayan hastalıklarda ölümlere sebep olan risk faktörlerinin başında geldiğini vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti:
“Dünya çapındaki ölümlerin beşte biriyle ilişkilendirilen sağlıksız yeme alışkanlıkları, yılda 2 trilyon ABD Dolarına yaklaşan maliyetiyle hükümetlerin sağlığa ayırdıkları bütçelerin üzerinde büyük bir yük oluşturmaktadır. Bu, mevcut gıda sistemimizin sürdürülebilir olmadığının açık bir göstergesidir. Odağımızı daha fazla gıda üretmek yerine daha güvenilir gıda üretmeye çevirmeliyiz.”
Sempozyumun açılış konuşmalarından birini yapan Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Temsilcisi Pavel Ursu, sağlıklı beslenme uygulamalarının erken yaşlarda başladığını söyledi.
Anne sütünden başlayan beslenmenin sağlıklı gelişimi destekliğini ve bilişsel gelişime katkı sağladığını ve özellikle uzun vadede obezite ve gelecek yıllarda bulaşıcı olmayan hastalıkların görülme riskini azaltma gibi uzun vadeli faydalarına dikkat çekerek sözlerine şöyle devam etti;
“Her türlü dengesiz beslenme, aşırı kilo ve obezitenin yansıra yetersiz beslenme ve mikro besin yetersizliği; her ülkede kabul edilemez bir şekilde yüksek ekonomik ve sosyal maliyetlere neden olan dünya çapında yaygın bir problemdir. Bu problemlerin küresel ekonomiye olan etkisi yılda 3,5 trilyon dolar olarak hesaplanmaktadır.”
Açılış konuşmaları, BM Türkiye Mukim Koordinatörü Alvaro Rodriguez ile devam etti.
Alvaro Rodriguez; “Türkiye’nin de kabul etmiş olduğu Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları dünya genelinde insani kalkınma için birleştirici ilkeleri oluşturur. Benim gibi Türkiye’ye yeni gelen birisi ne kadar ilerleme kaydedildiğini rahatlıkla görebiliyor. Kalkınma ekonomisti olarak bana göre sorun, paranın, gıdanın ya da teknolojinin olmaması değil, hayat tarzlarımızın yanlış olmasıdır.” dedi.
Elâzığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları açılış konuşmasında, bilimsel gelişmelere paralel olarak pek çok hastalığın nedeninin beslenme olduğunun araştırmalar ile kanıtlandığını iletti. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının 2030 yılına kadar içerdiği 17 hedefin ikincisi olan açlığa son; bu sempozyumun da ana temasını oluşturmaktadır. Bunun yanında açlığa son ile sadece açlığın sonlandırılmasının ifade edilmediğini vurgulayarak bu hedefin ayrıca gıda israfının önlenmesi, sağlıklı beslenmenin ve gıda güvenliğinin sağlanması ile sürdürülebilir tarımın desteklenmesi hedeflerini de içerdiğini vurguladı.
TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkan Vekili Müşerref Pervin Tuba Durgut konuşmasında, birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de 30 ile 70 yaş arası ölümlerin yaklaşık %88’i bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklandığını ve Türkiye’de bulaşıcı olmayan hastalıkların neden olduğu ölüm ihtimalinin %17 olduğunun altını çizdi. Bu oranın gelişmiş ülkelerde ise %10 civarında olduğunu vurguladı.
Sayın Durgut; ilgili tüm sektörlerin katılımı ile ülkemizdeki sigara tüketiminin ve trans yağ kullanımının azaltılması ve çocukluk çağında sağlıklı beslenmeyi destekleyen çok paydaşlı yaklaşımları desteklediğini ayrıca ifade etti.
T.C. Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Mehmet Hadi Tunç açılış konuşmasında şunları dile getirdi;
“Gıda güvenliği konusunda iddialıyız ve Dünya’daki en sağlıklı gıdayı üreten ülkelerden biriyiz. Bağımsızlığın mutlak gerekliliklerinden birisi sağlıklı gıdayı üretmektir ve bu çerçevede, gıdasını üretemeyen ülkeler bağımsız olamaz. Bunun için de küresel iklim değişikliği, toprakların ve su kaynaklarının sürdürülebilir şekilde kullanımının sağlanması gerekmektedir.”
Elâzığ Valisi Çetin Oktay Kaldırım konuşmasına, bu kadar önemli bir sempozyuma Elâzığ olarak ev sahipliği yapmaktan ötürü ne kadar mutlu olduklarını ifade ederek başladı. Gıda güvenliği ve sağlıklı beslenmenin tüm toplumları yakından ilgilendirdiğini ve herkesin gündeminde öncelikli olarak yer alan bir konu olduğunun altını çizdi.
Açılık konuşmaların sonrasında sempozyum Bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesi ve tedavisi, sağlığın desteklenmesi, endüstriyel trans yağlar, kalp krizi ve ölüm riski ve trans yağlar nelerdir? Türkiye’de trans yağların mevcut kullanımı konularını içeren ana panel ile devam etti. Gün boyu süren paneller kapsamında katılımcılar birçok kilit noktaya değindi.
Sempozyumun ikinci paneli “Gıda sistemleri, bu sistemler diyet ve beslenmeyi nasıl etkiler?” konu başlığı altında gerçekleştirildi. Panel, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Yalnız ve Elâzığ İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Cahit Polat başkanlığında. FAO Gıda Güvenliği Sorumlusu Keigo Obara, Tarım ve Orman Bakanlığı Risk Değerlendirmesi Dairesi Başkanı Şenay Eken, Diyetisyen & Köşe Yazarı Dilara Koçak, Gazi Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Prof. Dr. Efsun Karabudak’ın katılımlarıyla gerçekleşti.
Panelde katılımcılar gıda çevreleri, gıda kalitesi ve gıda güvenliği konusunun önemine, gıdaların nasıl ve nerede hazırlanacağının, pişirileceğinin, depolanacağının ve yeneceğinin seçiminde tüketici davranışları konularına değindiler.
Günün son paneli Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdür Yardımcısı Bekir Keskinkılıç ve Elazığ İş Kadınları Derneği (ELİKAD) Başkanı Yasemin Açık başkanlığında; Kardiyolog & Köşe Yazarı Demet Erciyes, Diyetisyen & Köşe Yazarı Selahattin Dönmez, İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Radyasyon Onkoloğu Yavuz Dizdar, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TÜGİS) Genel Sekreteri İlknur Menlik, Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği (MÜMSAD) Genel Koordinatörü Ebru Akdağ ve Basın Danışmanı Zeynep Demir’in görüşleriyle devam etti.
Panelde, bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesi ve kontrolünde medya ve sanayinin rolü, endüstriyel trans yağların eliminasyonu, sürdürülebilir kalkınma için gıda güvenliği ve risk yönetimi konularına değinildi.
Yorum Yazın