Pamuk yetiştiriciliğin de karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerilerini irdeleyeceğimiz yazılarımın ilkini Pamukta kirliliğe ayırmak istedim. Konu, yasal yaptırımlarıyla birlikte temel sorunlardan biri olup; üreticiden başlayarak çırçır fabrikalarını, iplik fabrikalarını ve tekstil endüstrisini ekonomik anlamda etkilemekte ve pamuklarımızın iç ve dış piyasa değerini düşürerek ithal pamukların tercih edilmesine neden olarak; önemli bir ulusal sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Pamukta kirlilik: kütlü pamukların toplanması, taşınması, muhafazası ve depolanması esnasında pamuk bitkisine ait yaprak, yaprak sapı, kabuk parçaları, çiçek, sap kırıntıları gibi bitkiye ait kırıntılar ve tozlar haricinde kalan başka maddelerin elyafa bulaşması şeklinde açıklanmaktadır.
Ülkemizde pamuk fiyatı kütlü ve elyaf olmak üzere 2 farklı aşamada belirlenmektedir. Her iki üründe de ürünün içerdiği yabancı madde, elyaf parlaklık (Rd) ve sarılık (+b) değerleri ürün fiyatının belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Lifin kalite değerleri iplik aşamasında değerlendirilmekte olup; elyafın kontaminasyon değerleri ise, tekstil sanayi için büyük önem taşımaktadır.
Özellikle el ile hasadın yaygın olduğu yerlerde toplama sırasında polipropilen gübre çuvallarının, naylon çuvalların ve jüt telislerin kullanılmasına bağlı olarak; bu ürün parçalarının kütlüye karışması, pamukta kirliliğe neden olmaktadır. Bir diğer taraftan, son yıllarda makineli hasadın yaygınlaşması ile insandan kaynaklanan kontaminasyonların giderek azalacağı, tehdit olmaktan çıkacağı düşünülmektedir. Ancak; pamuk hasat makinesinden kaynaklanan yağ bulaşmaların artması da bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır
Kirli pamuktan kaynaklanan zarar, pamuktan iplik eğirme sırasında kopmalar yaşanması ve üretimin son aşamasında dokunan kumaşın boya tutmaması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu durum, son ürün haline gelmiş olan iplik ve dokunmuş kumaşların yuriçi ve yurtdışı dokuma ve tekstil sektöründe kullanılmasında ticari prestijin kaybıyla birlikte ekonomik zararları da gündeme getirmektedir.
Bu sorunun önlenmesi amacıyla hazırlanan; Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracat Genel Müdürlüğü’nden Kütlü Pamukların Kirlenmesinin Önlenmesi İçin Alınacak Tedbirlere Dair 2003/6189 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, 09.10.2003 tarih ve 25254 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Söz konusu kararın 4. maddesi ile; kütlü pamukların toplanması, taşınması, korunması ve depolanması esnasında, %100 pamuktan mamul bez ve ipliklerin kullanılması zorunlu kılınmakta, kirlenmeye neden olmayacak plastikten mamul kasa, kova, sepet, küfe, teneke ve benzeri malzemeler kullanılabilmesine de olanak tanıdığı ve bununla birlikte, naylon, polipropilen, doğal ve sentetik elyaf karışımı gibi kirlenmeye neden olan malzemelerin kullanılması ve pamuklara karıştırılması yasaklandığı belirtilmiştir.
Anılan Bakanlar Kurulu Kararı’nın 5. maddesi ile; kütlü pamuk üreticileri, pamukların toplanması ve taşınması esnasında işçilere kirlenmeye neden olmayacak malzemeleri sağlamak ve kullanılmasını izlemekle sorumlu tutulmakta; pamuk alım-satımı yapan tacirlerin, kooperatiflerin ve çırçır ve prese fabrikalarının ise, kirlenmeye maruz kalmış kütlü pamukların alım-satımını yapmaları, bu pamukları depolarında bulundurmaları ve fabrikalarında işlemelerinın yasaklandığı, Bakanlar Kurulu Kararı hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılmasıınn yanı sıra bazı idari yaptırımların da uygulanması öngörülmekte olup, bu yaptırımlar sayesinde ülkemizde kütlü pamukların kirlenmesinin en aza indirilmesi ve böylece, standart, kaliteli ve temiz lif pamuk üretimine katkı sağlanmasının amaçlandığı belirtilmiştir. 2006-2007 pamuk sezonunda anılan Bakanlar Kurulu Kararı’nın tüm maddelerinin istisnasız bir şekilde uygulamaya girdiği ve 2007-2008 sezonunda da Karar’ın tüm hükümlerinin uygulanması ve Kütlü Pamuklarda Kirlenmeyi Önleme Komisyonlarında görevlendirilenlerin denetimlere katılımları hususlarında titizlik gösterilmesinin önem arz ettiği belirtilmiştir.
Yorum Yazın