Şekerbank
Prof. Dr. Turan Civelek

Prof. Dr. Turan Civelek

Mail: [email protected]

Buzağı Kayıpları Ülkemiz İçin Ciddi Bir Sorun

Ülkemizde her yıl 750.000 civarında buzağının öldüğü bakanlık yetkililerince ifade edilmekte. Bu oranın %15’e tekabül ettiği söyleniyor. Ülkemiz için ilan edilen bu %15’lik kayıp oranı oldukça yüksek. Bu şu demek; her yıl doğan yaklaşık 5.000.000 buzağının 750.000’i ölmekte.

Buzağı ölümleri içerisinde en önemli pay ise %50 gibi bir oranla buzağı ishallerine ait. Yine solunum sistemi hastalıkları da diğer bir önemli neden.

Buzağı kayıpların önlenmesinde, stratejik olarak koruma (aşılama vb) ve biyogüvenlik tedbirleri son derece önemli. Bununla birlikte, buzağı kayıplarının önüne geçilmesi noktasında, koruyucu hekimlik hizmetleri kadar önemli bir diğer husus vardır ki, o da; buzağı hastalıklarında uygun ve doğru tedavi prosedürünün uygulanması. Bu çerçevede şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; buzağı kayıpları ile mücadele stratejisinin sadece önleme üzerine kurulması, ülkemiz buzağı yetiştirme ve bakım şartlarının göz ardı edilmesi ve buzağıların her an, her canlı gibi hasta olabilecekleri gerçeği değerlendirilmeksizin bir strateji oluşturulması ve "doğru ve uygun tedavi" uygulamaları noktasında hekim eğitim faaliyetlerine stratejik plan dahilinde yer verilmemesi veya bu hususun göz ardı edilmesi bir eksiklik olacaktır.

Buzağı ölümleri ülkemizin önemli bir gerçeğidir ve ciddi anlamda bir ekonomik kayba neden olmaktadır. Şüphesiz ölümler önlenmeli ve kayıpların önüne geçilmelidir. Bununla birlikte, gündemde olduğunun aksine, ülkemizde bahsedilen kadar yüksek oran ve sayılarda bir buzağı kaybının olmadığını şahsen düşünüyorum. Çeşitli kaynaklarda gördüğümüz 500.000 ila 900.000 arasında değişen kayıp oranları nispeten abartılı olup suni tohumlama ve doğal aşım verileri ile de uyuşmamaktadır. Şöyle ki;

2017 yılında yaklaşık 2.800.000 adet tohumlama yapıldığı belirtiliyor. Optimal şartlarda bu sayıda bir tohumlamadan elde edilecek buzağı oranı en çok %60 (1.700.000) olacaktır. Doğal aşım gebelik sonucu doğan buzağı sayısının ise 1.500.000-2.000.000 civarında olduğu tahmin edilmektedir (net bir veriye ulaşamadım). Bu durumda suni tohumlama ve doğal aşım yoluyla doğduğunu varsayacağımız ortalama 3.450.000 buzağının 900.000 inin öldüğünü söylemek yaklaşık % 26 lik bir ölüm oranına isabet eder ki, bu oranda bir buzağı kaybı da zaten kabul edilebilir sınırlarda değildir. %15 ise yaklaşık 520.000 buzağıya tekabül etmektedir. Bu oran da oldukça yüksek görünmektedir. Doğumun hemen akabinde daha küpeleme yapılmadan ölen buzağıları, tespiti çok mümkün görünmemekle birlikte, bu sayıya dahil etsek bile bu rakamlar realize olmayacak gibi durmaktadır.

Gerçek verilerin ortaya konması noktasında doğal aşım gebeliklerden elde edilen doğum/ölüm oranları ve ithal gebe düve (yaklaşık 50.000 adet) doğum/ölüm sayıları da net olarak belirlenmelidir.

Her şartta, sayı biraz az veya biraz fazla olsun, yukarıda da bahsettiğim üzere, buzağı kayıpları ülkemiz için ciddi bir sorundur ve bakanlığımızın başlattığı mücadele de tamamen doğrudur.

Bununla birlikte, ortada dolaşan farklı rakam ve oranlar kafa karışıklığına neden olmaktadır. Tamamen resmi veriler dahilinde ve reel çerçevede bu oranların, revize edilerek yeniden ortaya konması gerçek durumun kesin hatlarıyla tespiti açısından önemlidir. Buzağı yılı ilan edilen 2018, doğru mücadele stratejilerinin oluşturulması yanında, reel verilerin sağlıklı bir şekilde toplanması amacıyla, detaylı bir çalışmanın yapılacağı bir yıl da olmalıdır.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar