SAP Türkiye ve iş ortaklarından Detaysoft, “Tarladan Sofraya Dijitalleşme” ana temasıyla dijital bir etkinlik düzenledi. Etkinlikte, teknolojinin tarladan sofraya değer zincirindeki rolü ve Kovid-19 sonrası yeni dönemde tarım sektörünün geleceği değerlendirildi.
SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan yaptığı konuşmada Türkiye’de çiftçilerin de teknolojiden yararlanmasının ve bu çözümlere ulaşmasının önemine dikkat çekerek, ‘’Bağlan-kullan mantığına sahip bulut bilişim teknolojilerinin kullanılması tarımda teknolojinin yayılmasını da sağlayacaktır. Bu yönde geliştirilmiş pratik ve hazır çözümlerle çiftçinin sorunlarını çözebiliriz.” dedi.
Kurumsal uygulama ve yazılım alanında pazar lideri SAP Türkiye ve yüzde 100 Türk sermayeli en büyük iş ortaklarından Detaysoft, “Tarladan Sofraya Dijitalleşme” ana temasıyla dijital bir etkinlik düzenledi. Etkinlikte, teknolojinin tarladan sofraya değer zincirindeki rolü ve Kovid-19 sonrası yeni dönemde tarım sektörünün geleceği iş dünyasının önde gelen isimleri tarafından değerlendirildi.
İki bölümden oluşan konferansın ilk bölümü uzman gazeteci İrfan Donat’ın moderatörlüğünde gerçekleşti. İlk bölümde SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan, Detaysoft Genel Müdürü Alkin Aksoy, Anadolu Etap Genel Müdürü Bahadır Açık ve Tekfen Genel Müdürü Emrah İnce, tarım sektöründe yeni dönemin zorluklarını fırsata çevirecek stratejilerini ve planlarını, teknolojinin tarımı nasıl şekillendireceğini ve planlamadan üretime SAP teknolojilerinin yarattığı katma değeri paylaştılar.
“Türkiye’de tarladaki iş gücünün de teknolojik çözümlere ulaşması gerekiyor”
SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan konuşmasında şunları söyledi: “Teknoloji her alanda olduğu gibi tarım sektöründe de önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Arjantin’de hayata geçirdiğimiz proje ile 50.000 çiftçinin işlediği 7 milyon hektarlık alanı uydu ve drone görüntülerinden faydalanarak, toprak sensörleri ile izleyerek çiftçi ve kooperatiflere, mahsülün ekimden hasata her aşamasını raporlayabiliyor ve öneriler sunabiliyoruz. Bu sayede, mahsul verimliliğini %20, zararlı ve hastalık gibi problemleri %15 azaltmayı başardık. Bu tarz projelerin Türkiye’de de uygulanması ve tarımsal planlamanın bu gibi uzaktan izleme ve Nesnelerin İnterneti (IoT) teknolojilerini kullanarak dijitalleştirilmesi oldukça önemli. Sadece sahanın değil, sözleşmeli tarım süreçlerinin de dijital platformalara taşınması ekin yaşam döngüsünün sistemsel takibi için büyük önem taşıyor. Gıdanın tarladan sofraya izlenebilirliğinde, SAP blockchain (blokzincir) alt yapısını kullanarak ürünün künye bilgisinden lojistik yolculuğuna zinciri kırmadan uçtan uca takibini yapabiliyor ve üretici firmaların menşei bilgisinin tüketicilerle güvenilir bir şekilde paylaşabilmesini sağlıyoruz. Türkiye’de çiftçilerin yaş ortalamasının 55’in üzerinde olduğunu düşündüğümüzde, çiftçinin sahadaki iş güvenliğini sağlamak oldukça önemli. SAP, Detaysoft iş birliği ile çalışanların sosyal mesafeye uygun hareket edip etmediğini takip eden akıllı çözümlerimizle, çiftçilerin sağlıklarını güvence altına alabiliriz. SAP olarak, gıda değer zincirinin her aşamasında müşterilerimize değer katıyor ve katılımcı inovasyonu hayata geçiriyoruz. Sunduğumuz bulut bilişim uygulamaları sadece teknoloji olarak en iyiyi değil, her yerden erişim imkânı ve bağlan-kullan modelini sunmasıyla da birçok avantajı beraberinde getiriyor. Bulut bilişim teknolojilerinin kullanılması tarımda teknolojinin yayılmasını da sağlayacaktır. Bu yönde geliştirilmiş pratik ve hazır çözümlerle çiftçinin sorunlarını çözebiliriz. Konunun diğer boyutu ise tarımla ilgili verilerin bir yerde toplanıp ortaklaşa kullanılması gerekliliğidir. Bu konudaki Ar-Ge çalışmaları çok kıymetli. Büyük veriyi işleyebilecek SAP’nin geliştirme merkezlerinde bir tanesi de Türkiye’de bulunuyor. Teknopark İstanbul’daki SAP Yazılım Geliştirme Merkezi’miz büyük veri çözümlerimizin geliştirildiği dünyadaki 5 merkezden biri. Burada Türk mühendisleri tarafından geliştirilen çözümler SAP’nin global ürün portföyüne ekleniyor ve tüm dünyaya Türkiye’den ihraç ediliyor. Amacımız kendi uzmanlığımızı kullanarak Türkiye’deki kurumların sadece verimliliğini artırıp gelir elde etmelerini değil, ülkemizin bayrağı altında geliştirilen ürünleri dünyada, farklı coğrafyalarda yeni pazarlara sunmak.”
“Temel yaklaşımımız global anlamda çözümler üretmek”
Detaysoft Genel Müdürü Alkin Aksoy ise “IoT hepimizin bildiği gibi tarımdan, enerjiye, sağlıktan akıllı şehirlere, sanayiden perakendeye günlük hayatımızda birçok alanda karşımıza çıkan ve kurumların ajandalarında yer alan önemli bir konu. Detaysoft olarak IoT tabanlı SaaS bulut teknolojileri geliştirip bunları SAP ile entegre ederek tek elden kapsamlı çözümler sunuyoruz. SAP iş ortaklarının oluşturduğu 100’den fazla ülkede faaliyet gösteren United VARs topluluğunum yönetim kurulu üyesiyiz. Yine bu global vizyonumuzla Hollanda merkezli, SaaS IoT şirketi olan NetOP teknolojiye ortak olduk. Bu yatırımdaki en temel hedefimiz global olarak ürün ve çözümlerimizi tüm dünyaya satmak. Geçen yıla baktığımız zaman biz 55 farklı ülkeye kendi dizaynımız olan sensör ve çözümleri hatta bunların bir kısmını global patentli sattık. Temel yaklaşımımız global anlamda çözümler üretmek. Tarım tarafında ise biz tarladaki toprağın neminden otomatik sulamasına, ürünün soğuk hava zinciriyle takip edilip konteynırlarda hangi sıcaklıkta kalıp kalmadığına ve ilgili yere ulaştığında, saat kaçta ulaştığına kadar tedarik zincirini takip edebiliyoruz.Kovid-19 salgını sürecinde güvenliğimiz için geliştirilen sosyal mesafe takibi ve filyasyon çözümümüz var. Ayrıca çiftlik gibi kampüs alanlarında IoT kapsama alanı oluşturmak üzere kurulan ‘IoT şemsiyesi’ hibrit yapısı ve uzak mesafelerden veri toplayabilme özellikleri ile dikkat çekiyor. Bu özellikler sayesinde, IoT ve M2M projelerinde, gerek yüksek maliyet, gerekse teknik yetersizlikler nedeniyle, bugüne kadar yapılamayan projeleri hayata geçirmek mümkün oluyor.” şeklinde konuştu.
“Türkiye’nin tarımsal potansiyelini harekete geçirmek anlamında bir farkındalık oluştu”
Anadolu Etap Genel Müdürü Bahadır Açık da şu değerlendirmelerde bulundu: “Özellikle tarımsal üretimin yapılamadığı ülkeler başta olmak üzere her yerde sağlıklı gıdaya ihtiyaç üst seviyede ve insanlar bu temel ihtiyaçlarını karşılamak için pandemi süresince oldukça farklı tepkiler verdi. Dünyada genel anlamda sağlıklı gıdaya talebin arttığını gördük. Anadolu Etap olarak 30 bin dekar arazi üzerine kurulu 8 çiftliğimiz, 3 meyve suyu fabrikamız ve 1 paketleme tesisimiz ile Türkiye’nin en büyük taze meyve ve meyve suyu üreticisiyiz. Kaliteli taze meyve ve meyve sularımızla hem ülkemizde hem de 60’a yakın ülkede sağlıklı gıda ihtiyacını karşılıyoruz. Operasyon ve ihracat ağımız oldukça geniş. Bu nedenle pandeminin ülkemizde zirve yaptığı Mart ve Nisan ayında, bulunduğumuz pazarlarla birlikte, bizim neredeyse Ocak ayından itibaren üç aylık bir pandemi tecrübemiz oluşmuştu. Bu sürece çok hızlı adapte olduğumuzu söyleyebilirim. Kurulduğumuzdan beri biz her zaman meyvenin kaynağına ve tesislerimize yakın çalışıyoruz, farklı lokasyonlarda günlük 4.000 kişiyi aşan bir ekibimiz var. Alt yapımız ve iş modelimiz uzaktan çalışma modeline çok elverişli. Pandemi sürecinde tüm bunların avantajını yaşadık. Ülke olarak ise yıllardır konuştuğumuz tarımsal potansiyelimizi harekete geçirmek anlamında bir farkındalık oluştuğu da aşikâr. Pandemi ile bir şey daha gördük. Gıda ve tarım sektöründe sürdürülebilirliğe ek olarak, 2 konu öne çıkıyor: İzlenebilirlik ve öngörülebilirlik. Operasyonların izlenebilir ve öngörülebilir olabilmesi için yeni teknolojiler kullanmanız gerekiyor. Şirket olarak yeni nesil ERP sistemi S/4HANA’yı 18 aydır kullanıyoruz. Bizim için verinin önemi çok büyük, bu veri izlenebilirlikte tavizsiz, eş zamanlı ve müşterinin istediği formatta olmalı. Bizim hizmet verdiğimiz pazarlar anlamında kalite vazgeçilmez. Ne kadar katma değerli pazarlara giriyorsanız, müşteri beklentisi o kadar yukarıda oluyor. S/4HANA bize bu anlamda önemli bir güç verdi.”
“Tarımda izlenebilirlik ve sürdürülebilirlik süreçlerine odaklanılması gerekiyor”
Tekfen Genel Müdürü Emrah İnce ise “Pandemi nedeniyle dünya ve Türkiye bir sınav veriyor. Bu dönemin çeşitli sonuçları olacak. Kovid-19 etkisiyle her ülkenin kendi yerli tarım politikasıyla ve ‘lokal üret, lokal tüket’ felsefesi ile ilerlediği gördük. İhracat kanalları her ne kadar fiziki olarak açık olsa da her ülke öncelikli olarak ürettiği lokal ürünleri tüketiyor. Dolayısıyla bundan sonra tarımda izlenebilirlik ve sürdürülebilirlik süreçlerine odaklanmamız gerekiyor. Bir ürünü katma değerli yapmak için farklı süreçlerden geçirip iyileştirmek yetmiyor. Konvansiyonel olarak ürettiğimiz ve kendi formunda arz etmek istediğimiz ürünlerin sürdürülebilir tarım ilkelerine uygun üretimini ve izlenebilirliğini sağlamak gerekiyor. Böylelikle bu ürünler katma değerli ürün oluyor. Tarım; sosyal boyutu olan, etrafında bir ekosistem yaratan, ailelerin geçimini sağlayan ve yaşam döngüsünde yer alan bir süreç. Bu ekosisteme katkı sağlamak için bizlere de tarımsal teknolojilerde yenilik yapma sorumluluğu düşüyor. Bunları yapabilmek için de gerekli olan insan kıymetlerini bünyesinde barındıran kurumlarız. Dolayısıyla bizden beklenen de bu teknolojileri hızlı bir şekilde tarım süreçlerine entegre edip iş modellerimizin izlenebilirliğini ve sürdürülebilirliğini sağlayabilmek. Bundan sonraki süreçlerde de sensor teknolojilerinin sahaya konulabilmesinin, uydulardan alınacak verilerin anlamlandırılarak basit bir şekilde 2,2 milyon kayıtlı çiftçimize ulaştırılmasının çok daha hızlı bir dönüşüme aracılık edeceğini düşünüyorum.” dedi.
Bloomberg HT Tarım Editörü İrfan Donat moderatörlüğündeki “Tarladan Sofraya Dijitalleşme” etkinliğinin ikinci bölümünde ise NetOP Teknoloji Kurucusu Olcay Taysi ve SAP Türkiye İş Geliştirme Yöneticisi Elif Kuralay “Akıllı Tarım Teknolojileri” başlığı altında bu alandaki çözümler hakkında detaylı bilgiler paylaştılar.
Yorum Yazın