Eski Tarım ve Köy İşleri Bakanlarından Prof. Dr. Hüsnü Yusuf Gökalp, "Türkiye’nin geleceğinde beni en fazla korkutan hadise ne enerji darboğazıdır, ne de başka bir şeydir. Su meselesidir. Türkiye su zengini değil, fakiri bir ülkedir.” dedi.
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Mühendislik- Mimarlık Fakültesi tarafından gerçekleştirilen İç Anadolu Bölgesi 2. Tarım ve Gıda Kongresi Nevşehir’de başladı. Dedeman Otel’de gerçekleştirilen kongreye, Nevşehir Valisi Mehmet Ceylan, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Filiz Kılıç, eski Tarım ve Köy İşleri Bakanı Prof. Dr. Hüsnü Yusuf Gökalp, bazı belediye başkanları, daire müdürleri, çok sayıda bilim adamı ve öğrenciler katıldı. Kongrenin açılış konuşmasını yapan Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dekanı, Tarım ve Gıda Kongresi Başkanı Prof. Dr. Nesimi Aktaş, sürdürülebilir nitelikte, sağlıklı, güvenli ve yeterli gıda üretimi dünyanın en kritik ve önemli konuları arasında yer aldığını söyledi.
Aktaş, küresel tekellerin güç kazanmasının, gelişmiş ülkelerin tarım ve gıda üzerinde hakimiyet kurma isteklerinin, bilim ve teknolojideki çok önemli değişmelerin güvenli ve yeterli gıda üretimini karmaşık hale getirdiğini vurguladı.
Günümüz dünyasında coğrafi sınırların büyük kısmının tarım ve gıda mücadeleleri ile geçmekte olduğuna dikkat çeken Aktaş, Ukrayna topraklarının yüzde 40’ının uluslararası fonlar, Arjantin topraklarının ise yüzde 15’inin yabancıların işlettiğini açıkladı.
Gıda Kongresi'ni bilimsel içeriği yoğun olacak şekilde hazırlamaya gayret ettiklerini belirten Aktaş, "Kongrede 609 bildiri bulunuyor. Bunların 113’ü sözel, 586’sı ise poster bildiri olarak sunulacaktır." dedi.
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Filiz Kılıç ise bu toplantıda dünyanın var oluşuna sebep olan anasır-ı erba denilen hava, su, ateş ve toprak tartışılacağını düşündüğünü belirtti. Özellikle toprak ve suyla yetiştirilecek olan gıda kısmını çok önemli gördüğünü kaydeden Kılıç, "Umarım, burada çok iyi raporlar hazırlanır, bunlar devletin karar alma mekanizmalarında değerlendirilir ve uygulama imkanı bulur." diye konuştu.
Nevşehir Valisi Mehmet Ceylan ise “ gıda sorununun çözümü ülkemiz ve dünya için çok önemli bir konudur. İstihdam, diğer sektörlere hammadde temini, milli gelir ve ihracattaki payı tarım sektörünü sosyo-ekonomik açıdan da önemini artırmaktadır. Geniş bir etki alanına sahip olması nedeniyle tarım politikaları ülkelerin siyasal, ekonomik ve sosyal politikalarının da en önemli unsurunu oluşturmaktadır. Stratejik ürünlerin üretimi ve pazarlanması noktasında dünyanın önemli ülkelerinden birisi konumundayız.” ifadelerini kullandı.
"ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ YAĞMALANDI"
Eski Tarım ve Köyişleri Bakanlarından Hüsnü Yusuf Gökalp ise Atatürk’ün bizzat kendi parası ile aldığı Atatürk Orman Çiftliği’nin bugün yağmalandığını, mahvedildiğini ve bitirildiğini söyledi. Gökalp, bu durumda hataları olanlar içerisinde kendisinin de payı olduğu takdirde üzerine aldığını da kaydetti. Atatürk’ün Orman Çiftliği yanında Silivri ve Yalova’da da araziler aldığını ve buraları laboratuvar olarak hizmete açtığını anlatan Gökalp “ Orada buğday üretme amacı yoktur. Çünkü o zamanlar tarım bilinmiyor. Yani ekimden hasada kadar sonrasında ürünlerin muhafazası ve işlenmesi işlemleri yapılmıştır. Ankara’nın sütünün, peynirinin önemli kısmı Atatürk Orman Çiftliği’nden karşılanıyordu. 1924 yılında Atatürk, Su İdaresi, Zirai Mücadele Kurumu, 1929’da Tarım Kredi Kurumu’nu, şeker fabrikaları, Sümerbank’ı kurdu. Yani üretilen ürünleri işleyecek mekanizmaları da oluşturdu.” dedi.
"SÖZDE PLANLAMACILAR TARIMI İHMAL ETTİRDİ"
Ekonomik kalkınmaya başlanılan tarihlerde Amerika ve Avrupa’da eğitim gören sözde planlamacıların, neo liberal politikaların, Dünya Ticaret Örgütü ve İMF’nin telkinleriyle maalesef kalkınmayı sırf sanayileşme ve ticaret olarak anladıklarını belirten Gökalp “ bunlar tarımı gözardı etmişlerdir. Bundan sonra tarım ürünleri üretimi, ürünlerin işlenmesi, tarım ürünleri ticareti tamamen ihmale uğramıştır. Tarımın istihdam dostu olması da önemsenmemiştir. Bugün ülkemizde her yıl 900 bin ila bir milyon işsize iş bulmak gerekiyor. Sanayide bir kişilik istihdam için en az 80 bin dolarlık yatırıma ihtiyaç vardır. Bunu tarımda 3- 5 bin dolara rahatlıkla yapılabilir” diye konuştu.
GAP’ın planlaması baştan aşağı yanlış. Türkiye’de ekilebilir arazi olan 17 milyon 700 bin hektarın 12,5 milyon hektarını sulanabileceğini belirten Gökalp “ Bugün biz ancak 4,2 milyon hektarını sulayabiliyoruz. En iddialı olduğumuz GAP’ta 3,2 milyon hektar alanın sulanabilir arazi miktarı 2 milyon hektardır. Biz bunun ancak 350 bin hektarını suluyoruz. Keşke hiç sulamasaydık. Yanlış sulama teknolojileri ile onda birini çölleştirdik. GAP’ın planlaması, projelendirilmesi baştan sona kadar yanlıştır, doğru bir tek bir şeyi yoktur. Açık su kanallarında suyun yüzde 60-70’i buharlaşıyor. GAP, başta planlanırken basınçlı su teknolojisine göre planlanmalıydı. Boruyla ta Orta Asya’dan doğalgaz taşıyor, su niye taşınmasın.” diye konuştu.
Türkiye’nin geleceğinde kendisini en fazla korkutan hadisenin ne enerji darboğazı, ne de başka bir şey olduğunu belirten Gökalp, bunun su meselesi olduğunu söyledi. Gökalp şöyle devam etti: "Türkiye su zengini değil fakiri bir ülkedir. Türkiye’de kişi başına düşen su miktarı 1.700 metreküp/yıldır. 2025’lere geldiğimiz zaman bin metreküp/yıla düşecektir. Dünya ortalamasının çok altındadır. Türkiye’nin kullanılabilir, yenilenebilir tatlı su miktarı ise yılda 110 milyar metreküptür. Bu ülkemiz için çok büyük bir handikaptır. Türkiye’de muhakkak Su Kanunu çıkarılmalı ve Su Konseyi kurulmalıdır."
Yorum Yazın