Rusya bitki koruma bilimsel araştırma enstitüsü yetkililerine göre, Rus buğdayında mantar tehlikesi var. Bu durum Rusya'nın en büyük ikinci alıcısı konumundaki Türkiye'yi de alarma geçirdi. TZOB Başkanı Bayraktar: "Olumsuz bir durum ortaya çıkarsa, eminiz ki Rusya’dan buğday alımı durdurulacaktır" açıklamasında bulundu.
Rusya bitki koruma bilimsel araştırma enstitüsü yetkililerine göre, Rus buğdayında mantar tehlikesi var. Una ve ekmeğe kolaylıkla bulaşan "Fusarium" mantarı nedeni ile Rusya kırmızı alarmda. "Fusarium" sadece zehirlenmeye değil, uzun vadede kronik, ölümcül hastalıklara da neden olabilen bir mantar çeşidi.
Türkiye, Rusya'dan en fazla tahıl ithal eden ülkeler içinde ilk sırada. Bu sezon 3,6 milyon ton buğday ithalatı gerçekleştirildi. Bu da, "Türkiye için bir tehdit söz konusu mu?" sorusunu akla getirdi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Rus buğdayında mantar olabileceği yönündeki tartışmalara ilişkin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bir çalışma ve analiz yapması gerektiğine dikkat çekerek, "Eğer olumsuz bir durum ortaya çıkarsa eminiz ki Rusya’dan buğday alımı durdurulacaktır" dedi.
Bayraktar, TZOB Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında Ocak ayı tüketici-üretici fiyatlarını açıkladı. Bayraktar, içinde bulunulan tarımsal üretim döneminin kuraklıkla başladığına dikkat çekerek, "Aralık ve Ocak aylarında ülke genelinde devam eden kar yağışları tarımsal üretim açısından sevindirici olsa da aşırı ve uzun süreli kar yağışı bazı alanlarda afetlere de yol açtı. Bu aylarda en fazla zarar, serada üretimin yoğun olarak yapıldığı Mersin İlimizde gerçekleşti" şeklinde konuştu.
SERADAKİ ÜRÜNLER ZARAR GÖRÜNCE...
Doğal afetler ve iklim koşulları nedeniyle seradaki ürünlerin zarar görmesi sonucu arzda daralma yaşandığını kaydeden Bayraktar, "Bin bir emekle üretilen ürünler, tarlada yok fiyatına satılırken, marketlerde 5-6 kata varan fiyat farkıyla tüketicilerimize ulaşmaktadır. Üreticiden tüketiciye artan fiyattan üreticilerimiz yararlanamadığı gibi tüketicilerimiz de bu ürünleri pahalıya tüketmek zorunda kalmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.
"Tarladan markete fiyat farklarının üreticilerimiz ve tüketicilerimiz açısından ana Gündem konusu haline gelmesi ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından da sahiplenilmesi, tedbir alınmasını istemesi bizim açımızdan önemli gelişmedir" diyen Bayraktar, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
ÜRETİCİLER FİYATININ BELİRLENMESİNDE SÖZ SAHİBİ DEĞİL
"Bu konu, en son Gümrük ve Ticaret Bakanımız Bülent Tüfenkci tarafından da dile getirildi. Bütün bunlar, çözüm için bizi umutlandırmıştır. Gümrük ve Ticaret Bakanımız Bülent Tüfenkci’nin, üretici örgütlerine alım ve satım işlemlerinde KDV ve stopaj muafiyeti sağlayacaklarını, tasnifleme ve ambalajlama üniteleri ve nakil vasıtaları yatırımlarını teşvik edeceklerini ifade etmesi sevindirici bir gelişmedir. Sayın Bakanın, zincirin en zayıf halkasının üreticilerimiz ve üretici örgütlerimiz olduğunu vurgulaması, üreticilerimizin ürettiği ürünün fiyatının belirlenmesinde söz sahibi olmadığını belirtmesi, fırsatçılığa dikkat çekmesi bizim görüşlerimizle birebir uyuşmaktadır. Bilindiği gibi üretici örgütleri gelişmiş ülkelerde çok güçlüdür. Tarladan markete bütün aşamalarda ağırlıklarını hissettirirler.
Üretim planlaması yaparlar, pazarlamayı gerçekleştirirler, üreticiye ucuz girdi temin ederler, ürüne katma değer kazandırırlar, piyasaya düzenli ürün arzı sağlarlar, fiyatta ve üretici gelirlerinde istikrarını temin ederler. Üretici örgütlerinin pazar payı ülkemizde binde 4 iken, Avrupa Birliği genelinde bu oran yüzde 47’ye ulaşmaktadır. Ülkemizde 482 adet üretici örgütü belgesi verilmiş olan kooperatif ve birliklerden sadece 54 tanesi işlem yapabilmektedir. Tarım ürünleri piyasasındaki rakiplerimizden İspanya’da üretici örgütlerinin pazar payı yüzde 50’leri aşarken, Hollanda’da bu oran yüzde 95’e ulaşmaktadır."
Yorum Yazın