Ülkemizde bir taraftan tarım topraklarını korumaya ve ekilmeyen tarım arazilerini de kullanıma açmaya çalışılırken, diğer yandan tarım arazilerinin amaç dışı kullamını teşvik eden düzenlemelere imza atılıyor.
Türkiye tarımsal alanlarını hızla kaybediyor. 1990 yılında 27 milyon 856 bin hektar olan toplam tarım alanı, 2015’e gelinceye kadar yüzde 14 azalarak 23 milyon 949 bin hektara indi.
Aradan geçen 26 yılda 3 milyon 907 bin hektar tarım alanını çeşitli nedenlerle tarım dışına çıkardık. Bunun yanı sıra kurak ve yarı kurak bölgelerimizde halen 4.1 milyon hektar tarım arazisi nadasa bırakılıyor. TÜİK’in 2015 yılı verilerine göre tarım arazilerimizin 15 milyon 738 bin hektarlık alanında tarla bitkileri yetiştirilirken, 809 bin hektar alanda sebze, 3 milyon 284 bin hekttar alanda da meyve üretimi yapılıyor. Ekonomik ölçütlerde sulanabilecek 8.5 milyon hektar tarım arazisinin bugüne dek 6.3 milyon hektarlık kısmına su götürülebilmişken, modern ve tasarrufl u sulama yöntemlerinin kullanılması durumunda sulanabilecek arazilerin 12 milyon hektara genişletmek mümkün. Bu sağlandığı takdirde başta baklagil olmak üzere birçok tarımsal üründe üretim iki katına çıkarılarak ithalat önlendiği gibi ihracatçı ülke konumuna gelmek de mümkün görünüyor.
Metrekare başına 8 TL ödeme şartı
Rakamlar tarım alanlarının hızla daraldığını ortalya koyarken, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da Türkiye’nin tarım alanlarını korumak için 184 ovayı sit alanı ilan ederken, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, web sitesi üzerinden görüşe açtığı Üretim Reform Paketi Tasarı Taslağı ile tarım alanlarının amaç dışı kullanıma izin veren yeni düzenmeler getiriyor. 3 Temmuz 2005 tarihli Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’na eklenen geçici maddeye göre “11 Ekim 2004 tarihinden önce, gerekli izinler alınmadan tarım dışı amaçlı kullanıma açılmış bulunan arazilerin istenilen amaçla kullanımı için, bu kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl içerisinde Bakanlığa başvurulması, hazırlanacak toprak koruma projesine uyulması ve tarım dışı kullanılan tarım arazilerinin her metre karesi için sekiz Türk Lirası ödenmesi şartıyla izin verilir. Bu tutar, Maliye Bakanlığı’nca belirlenecek yeniden değerlendirme oranına artırılır. Tarım arazisi vasfından çıkarılan araziler, ilgili kuruluşlarca başvuru sahibinin isteği doğrultusunda vasfını değiştirir” deniliyor.
Zeytin alanlarını imara açan düzenleme de yeniden gündemde
Taslakta daha önce de gündeme gelen, ancak tepkiyle karşılanan zeytin alanlarıyla ilgili düzenleme de yeniden yapılıyor. Düzenlemeyle Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun'un 20’nci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları değiştirilirken, ikinci fıkrada yer alan ‘zeytinlik alanları daraltılamaz’ hükmü yürürlükten kaldırılıyor. Yeni düzenlenmede zeytinlik sahaları içinde zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak tesis yapılamaz ve işletilemez denilirken, eski düzenlemede bu madde kapsamında 3 kilometre mesafesinin yanı sıra ‘kimyevî atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez’ ifadeleri ile “Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan onay alınır” ibareleri çıkırılıyor.
Taslakta yeni düzenleme şöyle: “Madde 20- Zeytinlik sahaları içinde zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak tesis yapılamaz ve işletilemez. Ancak, Bakanlıklarca alınacak kamu yararı kararı gereğince yapılacak yatırımlar kapsamında zeytinlik sahaları içinde kurulacak tesisler bu hükümden müstesnadır. Bu durumda, yatırımın yapıldığı alan içinde bulunan zeytin ağacının iki katı kadar zeytin ağacının, Bakanlık tarafından gösterilecek yere dikilmesi zorunludur. Bu yükümlülüğe aykırı hareket edenlere, dikilmesi zorunlu ağaç başına ikiyüz Türk Lirası idari para cezası uygulanır. Ayrıca, yeni ağaçların dikildiği alanda zeytinlik sahasının malikine, talebi üzerine intifa hakkı tesis edilir. Bu maddede geçen idari para cezası, her yıl 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılır.
Belediye sınırları içinde bulunan zeytinlik sahalarının imar hudutları kapsamı içine alınması halinde altyapı ve sosyal tesisler dahil toplam yapılaşma, zeytinlik alanının %10’unu geçemez. Bu sahalardaki zeytin ağaçlarının sökülmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının fennî gerekçeye dayalı iznine tabidir. Bu iznin verilmesinde, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı araştırma enstitülerinin ve mahallinde varsa ziraat odasının uygun görüşü alınır. Bu halde dahi kesin zaruret görülmeyen zeytin ağacı kesilemez ve sökülemez. İzinsiz kesenler veya sökenlere ağaç başına altmış Türk Lirası idarî para cezası verilir.”
Amaç dışı kullanıma izin verilen tarım arazisi büyüklüğü Belçika kadar
Yapılan düzenlemeye ilişkin DÜNYA’ya değerlendirmede bulunan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, kanuna eklenen her bir geçici maddenin tarım arazilerinin amaç dışı kullanımını teşvik etttiğini belirterek, “Nüfusumuz hızla artarken tarım arazilerimiz hızla küçülmektedir” dedi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre tarım arazilerimizin mevzuat çerçevesinde korunmaya başladığı 1989 yılından 2015 yılı sonuna kadar tarım alanlarımızın amaç dışı kullanılmasını talep eden 114 bin 945 başvuru olduğunu, bunlardan 1.7 milyon hektara izin verilmezken, 2.6 milyon hektar tarım arazisinin amaç dışı kullanımına izin verildiğini söyledi. Tarım arazilerimizin tek sorunu amaç dışı kullanımlar olmadığını, uygulanan tarım politikalarının çiftçiyi göç etmeye zorladığını ifade eden Atalık, “Bakanlığın verilerine göre son 15 yılda çiftçinin ekmekten vazgeçtiği tarım arazisi miktarı 2.6 milyon hektar. Bu büyüklük neredeyse Belçika’nın toplam yüzölçümüne eşdeğer” dedi.
“Milli Tarım” diyenler amaç dışı kullanımı önlemeli
Tarım Bakanı’nın her fırsatta ekilmeyen arazi kalmayacağını, boş arazilerin kiralanmak suretiyle üretime kazandırılacağını belirtmesine karşın, Üretim Reformu Paketi Kanun Tasarısı Taslağı’nda tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına yol açacak düzenlemelerin yer aldığına işaret eden Atalık, şunları söyledi: “Artan nüfusunu besleyecek tek alternatif olan tarım arazilerine sahip çıkmayan, onları korumayan, tarım arazisi üzerinde beton dökeni cezalandırıp araziyi tekrar eski vasfına döndürmek amacı taşımayan hiçbir faaliyetin 'milli' kelimesi ile bağdaştırılması söz konusu değildir. Sudan’dan tarım arazisi kiralarken, kendi tarım arazilerimizi metrekare hesabı ile tarım dışı kullandırmak ülkemize hiç yakışmamaktadır. Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı kesin kurallar ile engellenmeli, çiftçiye tarlasını terk ettiren tarım politikaları terk edilmelidir. Çiftçinin pazarlama kanallarında yaşadığı güçlükler, müdahale kurumları ve güçlü kooperatif yapıların tesisiyle aşılmalıdır. Son günlerde Milli Tarım Projesi’ni dillendirenler toprakların boş kalmasına çare bulmanın yanında tarım arazilerimizin amaç dışı kullanılmasını önlemekle de mükelleftirler.”
Yorum Yazın