Ulusal Kırmızı Et Konseyi Ramazan ayının gelmesi ile kırmızı et tüketimi ve hayvancılık politikaları hakkında yazılı açıklama yaptı.
Yapılan açıklamada; "Kırmızı et içerdiği temel proteinler ve vitaminler nedeniyle temel bir ihtiyaç maddesidir. Ayrıca ülkemizde, halkımızın çoğunluğu tarafından sevilerek tüketilmekte olup ve talebi yüksek gıda ürünlerinin başında gelmektedir.
Rahmet ve bereketi ile on bir ayın sultanı olarak kabul edilen Ramazan ayında her yıl olduğu gibi bu sene de bu talebin bir miktar daha artacağı öngörülmektedir.
Uzun süredir gıda ürünleri içerisinde en çok konuşulan ürünlerden biri olan kırmızı et, talebin yüksekliği dolayısı ile sürekli olarak gündeme gelmektedir. Kırmızı et ile birlikte diğer gıda ürünlerinde de fiyat artışları görülmekte olup, vatandaşımızın alım gücünün sınırlı olması dolayısı ile tüketim istenilen seviyeye ulaşamamıştır.
Fiyat istikrarının sağlanması amacı ile yerli arzın geliştirilmesi gereklidir. Bunun için yürütülen tüm çalışmaları desteklemeli ve bu süreçte sabırlı hareket etmeliyiz.
Bilinenin aksine meralarımızın küçükbaşın yanında büyükbaş hayvancılık açısından da büyük bir potansiyeli barındırmaktadır. Bu nedenle meralarımızı milli bir mesele haline getirmeliyiz.
Meraların kullanıma açılmasının hızlandırılmalı ve bunla ilgili yönetmelik ve resmi uygulamaların bir an evvel hayata geçirilmeli ayrıca bu konularda meraların kullanılacağı bölgelerdeki tarafların mutabakatına dikkat edilmesi gereklidir.
Tarım ve hayvancılığın genç kesim için giderek cazibesini yitirmesi ile aile işletmelerinin sayısı gün geçtikçe azalmakta, genç nüfus kentlere göç etmektedir. Hayvancılıkta kurumsallıktan çok duygusallık ve gönül bağı ile bu işi yapan aile işletmelerinin üretime devam edebilmesi ancak gençleri bu işe yapmaya telkin ve teşvik etmek ile mümkün olacaktır.
Gençlerin üretime daha fazla ekonomik ve sosyal yönden teşvik edilmesi sağlanmalı, kırsalın yaşam düzeyi geliştirilmelidir.
Kapalı sistem hayvancılığın işletme maliyetleri, hayvanların sağlık sorunları ve bu gibi nedenlerle besi maliyetlerini yükseltmektedir. O nedenle Avrupa ve diğer gelişme ülke örneklerini göz önüne alarak mera hayvancılığımızı geliştirmek ve açık sistem hayvancılığı desteklemeliyiz.
Bununla birlikte alternatif kırmızı et üretim kaynağımız olan küçükbaş varlığımızı ve eti üretimini ve tüketimdeki payını artırmalıyız.
Ülkemizde yağışların az olması dolayısı ile büyükbaş hayvancılığın gelişemeyeceği söylemleri karşısında Avustralya gibi çölde üretim yapan ülkeleri incelemeliyiz.
Destekleme ve kredi politikalarının orta ve uzun vadeli olarak planlanması piyasada fiyatların dengelenmesine, üreticinin üretimini sürdürebileceği şekilde önünü görebilmesine büyük katkı sağlayacaktır. Ayrıca üreticilere kullandırılan kredilerin uzun vadeli olarak 20-30 yıla yayılması halinde üreticideki güven duygusu artacağı gibi sonraki nesillerin de aynı işi yapabilmesine imkan tanıyacaktır.
Besi işletmelerine kendi yemini tedarik edecek ve senede en az iki kez ahırına hayvan koyabilecek şartları sağlamalıyız.
Tüketicilerin sağlıklı, güvenli ete ulaşması için hayvancılık politikaları uzun dönemli olarak planlanarak uygulanmaya konulmalı, destekleme politikaları orta ve uzun dönemli olarak belirlenmeli ve destekler ihtisaslaşmalıdır.
Kesimhanelerdeki karkas fiyatlarında farklı fiyatlandırmalar ile oluşan bilgi kirliliğine karşı orta vadede karkas sınıflandırılması çalışmaları devam etmelidir.
Kesimhane atıkları olarak bilinen kesilen hayvanların kırkbayır, safra kesesi ve kanı gibi değerlendirilmeyen kısımlarını değerlendirerek ekonomiye kazandırmalıyız.
İyi bir mera ve aile hayvancılığı politikası ile birlikte hayvan sağlığına ilişkin atılan adımların devam etmesi halinde orta vadede ithalat ihtiyacımız azaltılabilir ve ürettiğini tüketen sürdürülebilir bir kırmızı et piyasasının oluşumu mümkün olabilir." denildi.
Yorum Yazın