TZOB Genel Başkanı Bayraktar: Geçen yıl yaşanan don afetinden sonra önemli oranda gerileyen kivide, bu yıl yüzde 31,3 üretim artışı bekleniyor
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kivi üretimi yeniden 41 bin tonun üzerine çıkacağını bildirerek, “Geçen yıl yaşanan don afetinden sonra önemli oranda gerileyen kivide, bu yıl yüzde 31,3 üretim artışı bekleniyor. Tahminlere göre, geçen yıl 31 bin 795 tona kadar inen kivi üretimi bu yıl 41 bin 732 tonu bulacak” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, çok uzun bir geçmişi olmamasına rağmen kivi üretiminin Türkiye’de çok hızlı bir artış gösterdiğini, 1994 yılında 7 ton, 2000 yılında sadece 1400 ton olan kivi üretiminin, 2005’de 8 bin, 2007’de 15 bin 242, 2009’da 23 bin 689, 2010’da 26 bin 554, 2012’de 37 bin 247, 2013’de 41 bin 635 tona çıktığını, 2014 yılında yüzde 23,6 düşüşle, 31 bin 795 tona gerilediğini belirtti.
-Türkiye, üretimde 7’nci sırada-
Şemsi Bayraktar, 2013 yılında, Çin’in 1 milyon 765 bin 847, İtalya’nın 447 bin 560, Yeni Zelanda’nın 382 bin 337, Şili’nin 255 bin 758, Yunanistan’ın 162 bin 800, Fransa’nın ise 55 bin 999 ton kivi ürettiğini, Türkiye’nin kivi üretiminde bu ülkelerin ardından dünyada yedinci sırayı aldığını vurguladı. Bayraktar, Türkiye’yi İran, Japonya, ABD, Portekiz, İspanya, Güney Kore, İsrail, Avustralya gibi ülkelerin takip ettiğine dikkati çekti.
-İller arasında Yalova birinci, Rize ikinci, Ordu üçüncü-
İller arasında 18 bin 194 ton üretimle ilk sırayı Yalova’nın aldığını, bu ili 4 bin 584 tonla Rize’nin, 1825 tonla Ordu’nun, 1517 tonla Bursa’nın, 1132 tonla Kocaeli’nin, 1009 tonla Trabzon’un izlediğini vurgulayan Bayraktar, bu illerin ardından Samsun, Giresun, Artvin Antalya, Mersin’in geldiğini belirtti.
Kivi tüketiminde iç talebi karşılayamayan ülkemizin, kivi ithal eden bir ülke olduğunu belirten Bayraktar, 2014 yılında 324 bin 630 dolarlık ihracata karşılık 2 milyon 945 bin 173 dolarlık ithalat yapıldığını, ithalatta İran’ın 2 milyon 389 bin 858 dolarla ilk sırayı aldığını bildirdi.
-Yapılması gerekenler-
Özellikle Doğu Karadeniz bölgesinde alternatif ürün haline gelmekte olan kivide üretimin artırılması, ülke ihtiyacının ithalat olmadan karşılanabilmesi gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“İran başta olmak üzere bazı ülkelerden yapılan düşük kaliteli ve ucuz ürün ithalatı, üreticilerimizi mağdur etmekte, ürünün elde kalmasına neden olmaktadır.
Kivi üretiminin artırılması için üreticilerimize bahçe tesisi için destek verilmelidir. Kivi merkez birliği kurulmalıdır. Ürün kivi üretici birlikleri kanalıyla pazarlanmalıdır. Tekniğine uygun bahçeler kurulmalıdır. Kivi üreticilerine yetiştirme, budama, gübreleme konusunda eğitim verilmelidir. Hasat döneminde ithalatı engelleyici tedbirler alınmalıdır. Tüketimin artırılması için tanıtım yapılmalıdır. Kaliteli fidan üretimi için kivi üretim istasyonları kurulmalıdır. Kivide ambalajlama yetersizdir. Ambalajlama tesislerinin kurulması desteklenmelidir. Arzın düzenli sağlanması için soğuk hava depolarının kurulmasına destek verilmelidir. Yeterli düzeyde soğuk hava depolarının bulunmamasından dolayı üreticiler hasat ettikleri kiviyi bir an evvel satmak zorunda kalmakta ve tüccar da bu durumu avantaja çevirerek düşük fiyattan alım yapmaktadır. Kivi, ürün bazında desteklemelere dahil edilmelidir.”
-Hasada azami dikkat gösterilmeli-
Üreticilerden hasadı zamanında yapma konusunda azami dikkati göstermelerini isteyen Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Kivi zamanından önce hasat yapılması ürünün tadını etkiliyor. Ekşi bir tat vermesine neden oluyor. Özellikle kivi lezzetine yeni alışan kişilerde ekşi tat nedeniyle ürün beğenilmiyor.
Erken hasat edilen meyvelerde ağırlık kaybı fazla oluyor. Yeme olgunluğuna yüksek kalitede ulaşılamıyor. Çok hızlı bir yumuşama, sulanma ve renk bozulmaları görülüyor.”
Bayraktar, kivi meyvesinin de ürün bazında desteklemelere dahil edilmesinin özellikle Doğu Karadeniz bölgesinin ekonomik ve sosyal gelişmesine katkı sağlayacağını vurguladı.
Şemsi Bayraktar, üreticileri kivilerini her yıl yapılan ölçümler sonucu ilan edilen hasat zamanına uyarak ve hasat tarihini her yıl özenle takip ederek hasat etmeleri ve pazara sunmalarının gerek ülke gerek kendi menfaatleri açısından fevkalade önemli olduğunu belirtti.
Yorum Yazın