ADANA Ziraat Odası 2'nci Başkanı Cahit İncefikir, Çukurova'da turfanda karpuzun çıkmasına 1 ay kala, İran'dan ithalatına izin verilen karpuzun üreticiye darbe vurduğunu belirtip, tedbir alınmasını istedi.
ADANA Ziraat Odası 2'nci Başkanı Cahit İncefikir, Çukurova'da turfanda karpuzun çıkmasına 1 ay kala, İran'dan ithalatına izin verilen karpuzun üreticiye darbe vurduğunu belirtip, tedbir alınmasını istedi.
Çukurova'da yılda yaklaşık 800 bin tona yakın üretilen karpuzun turfanda olarak Adana'nın Tuzla Köyü'nde yetiştirildiğini belirten Cahit İncefikir, üreticinin ithalatına izin verilen bazı sebze ve meyveler nedeniyle zarar gördüğünü söyledi. Adana'da şubat ayından itibaren satılan karpuzun İran'dan geldiğini belirten Cahit İncefikir, bu yüzden turfanda mantığının tamamen bittiğini vurguladı. Türkiye'de üretilen 4 milyon ton karpuzun neredeyse dörtte birini üreten Çukurova çiftçisinin, İranlı üreticilerin piyasaya sokulmasıyla zor durumda kaldığını anlatan İncefikir, "Adana karpuzu mayıs ayının sonunda toplanacak. Ancak İran karpuzu yaklaşık 2 aydır Adana'da satılıyor. İran'dan gelen yeşil biber ve kemer patlıcan da semt pazarları ve marketlerdeki tezgahlarda yer buluyor. Öyle olunca bizim üreticimizin ürünün fiyatı daha dalındayken düşüyor" dedi. İranlı üreticilerin, Türkiye'ye gönderilen ürünlerde hangi kimyasalları kullandığının bilinmediğini kaydeden İncefikir şöyle devam etti:
"Türkiye'de kontrollü bir mekanizma var. Ama İran'da böyle bir uygulama var mı, yok mu bilmiyoruz. Karpuzun üzerinde yasak olan veya zararlı bir ilaç kalıntısı olabilir. Biz oradaki üreticilerin nasıl denetlendiğini bilmiyoruz. Tüketici bilmediği bir ürünü kullanmaması gerekiyor. İran, Türk üreticisi için çok büyük tehdit oluşturuyor. Bu yüzden önlem alınması gerekiyor. Ayrıca İran'ın iklimi, erkenci sebze ve meyve için uygun olmasının yanı sıra yakıt ısıtmalı seralarda üretim yapıyorlar. Orada yakıtın çok ucuz olması nedeniyle bizim çiftçimizin rekabet şansı tamamen bitiyor. Onlar da bu fırsatı kullanarak bizim piyasamıza erken giriyorlar. Ancak hiç kimse buna ses çıkarmıyor."
"Türkiye'de kontrollü bir mekanizma var. Ama İran'da böyle bir uygulama var mı, yok mu bilmiyoruz. Karpuzun üzerinde yasak olan veya zararlı bir ilaç kalıntısı olabilir. Biz oradaki üreticilerin nasıl denetlendiğini bilmiyoruz. Tüketici bilmediği bir ürünü kullanmaması gerekiyor. İran, Türk üreticisi için çok büyük tehdit oluşturuyor. Bu yüzden önlem alınması gerekiyor. Ayrıca İran'ın iklimi, erkenci sebze ve meyve için uygun olmasının yanı sıra yakıt ısıtmalı seralarda üretim yapıyorlar. Orada yakıtın çok ucuz olması nedeniyle bizim çiftçimizin rekabet şansı tamamen bitiyor. Onlar da bu fırsatı kullanarak bizim piyasamıza erken giriyorlar. Ancak hiç kimse buna ses çıkarmıyor."
Yorum Yazın