Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Veteriner Fakültesindeki 3 öğretim üyesi, Türkiye'de yıllık 600 milyon euroluk kayba yol açan buzağı ölümlerini, hazırladıkları "Altın Buzağı-Can Sütü Projesi" ile önlemeyi amaçlıyor.
OMÜ Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Duygu Dalgın, Doç. Dr. Yücel Meral ve Doç. Dr. Didem Pekmezci, hayvancılığın en büyük problemlerinden olan buzağı ölümlerini önlemek için 2 yıl üzerinde çalıştıkları "Altın Buzağı-Can Sütü Projesi'nin sonuna geldi. Büyük bir bölümü doğumdan hemen sonra gerçekleşen buzağı ölümlerini kolostrum ikame tozu (ağız sütü) ile önlemeyi amaçlayan öğretim üyeleri, yıllık 600 milyon euroluk bir ekonomik kaybın önüne geçmeyi hedefliyor. Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediyesi, Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) ve OMÜ'nün desteğiyle üretilecek kolostrum ikame tozunun proje bedeli yaklaşık 4 milyon TL. Kurulacak tesiste 8 ay içerisinde üretilmesi planlanan kolostrum ikame tozuyla ilk olarak TR83 Bölgesi olan Samsun, Çorum, Amasya, Tokat'ta uygulanacak.
Ürünün, Türkiye coğrafyasına uygun ilk yerli kolostrum ikame tozu olacağını belirten Doç. Dr. Duygu Dalgın, ithal ürünlerden daha kaliteli bir ürün olduğunu söyledi.
"Yurt dışında buzağı ölümleri yüzde 1-2 civarındayken ülkemizde maalesef yüzde 15"
Proje ile buzağı ölümlerini azaltmayı hedeflediklerini belirten Doç. Dr. Duygu Dalgın, "Buzağılar annelerinden tamamen savunmasız olarak doğuyorlar. İneklerde anne rahmi son derece kalın bir yapıda olduğu için bağışıklık proteinleri bu duvarı aşarak buzağıya geçemiyor. Doğduğu zaman da bütün etkenlere açık halde oluyor. Doğumdan sonraki ilk ay içinde yenidoğan buzağı ölüm oranı, total ölüm oranının yüzde 80-85'ini oluşturur ve özellikle üçüncü haftada çok yüksek seyreder. Bu nedenle hayvancılığın en büyük problemi buzağı ölümlerinin fazla olması. Yurt dışında buzağı ölümleri yüzde 1-2 civarındayken bu ortalama ülkemizde maalesef yüzde 15 civarında. Bu oran çok büyük bir ekonomik kayba neden oluyor. Buzağının anneden doğduğunda güçlü olmasının altın anahtarı; anneden sağlıklı bir ağız sütü almasıdır. Bu ağız sütünü 2 saat içerisinde almalı ve kaliteli olmalı. Ama annenin ilk ve ikinci doğumu olduğu durumlarda, sezaryen durumlarında, iyi beslenmemişse, anne ithal hayvan olduğu durumlarda anne sütü kalitesiz oluyor. Anne ağız sütünü alsa bile yetirince bir bağışıklılık ortaya çıkmıyor. Yurt dışında bu sorunun üstesinden gelebilmek için; kaliteli ağız sütlerini topluyorlar, süt tozu haline getiriyorlar annenin sütü yeterli değilse veya anne ölmüşse hemen hazırladıkları süt tozunu buzağıya veriyorlar. Sonucunda buzağı dış etkenlere karşı tamamen korunaklı hale geliyor. Bu uygulama ülkemizde yoktu. Bununla ilgili ekibimizle çalışmalarımızı yaptık. Türkiye coğrafyasına ait kolostrum ikame tozunun patent başvurusunu da yaptık. Şimdi üretime geçerek önce TR83 Bölgesi olan Samsun, Çorum, Amasya, Tokat illerinde uygulamayı amaçlıyoruz. Çiftçilerimize de eğitimler vererek ağız sütünün önemini anlatmak istiyoruz. Projeyi, eski Samsun Valimiz İbrahim Şahin'in büyük desteği var. Proje sözleşmemiz ise Samsun Büyükşehir Belediyesi ve OKA arasında yapılacak. Tesis kurulumunu Samsun Büyükşehir Belediyesi üstlendi. Ondan sonra 8 ay içerisinde ürün ortaya çıkacak. Biz de sahada bunu tanıtacağız, farkındalık eğitimleri vereceğiz. 1,5 yıl içerisinde hayvancılık değerlerinde değişim olmasını bekliyoruz" dedi.
"Piyasada buna benzer bir ürün yok"
Kendi ürünlerinin yurt dışından gelen piyasadaki ürünlerden daha iyi olduğunu vurgulayan Dalgın, "Yurt dışından gelen ürünler var. Fakat buradaki hastalıkla yurt dışındaki hastalık farklıdır. Piyasada çok fazla buzağı bağışıklığını destekleyen ürün var. Buzağı ölümlerinin yüzde 80'i ilk 3 haftalık dönemde oluyor. Hayvan ya ishal oluyor ya da solunum yolu problemi oluyor. Bunun için çok fazla destek var ama bu desteklerde çok az bir bağışıklılık proteini var. Asıl önemli olan hayvanın doğduktan iki saatlik süresi. Hayvan kendi bağışıklılık proteinlerini elde edene kadar 25 gün onunla idare ediyor. Biz anneden alınabilecek optimal kalkanı sağlıyoruz. Piyasada buna benzer bir ürün yok zaten" diye konuştu.
"600 milyon euronun çok çok üstünde Türkiye'nin bir kaybı var"
Türkiye'de yılda ortalama 6 milyon buzağının doğduğunu belirten Dalgın, "Bunun yüzde 15'i olan 900 bin buzağıyı biz kaybediyoruz. Bir buzağının 2 bin lira olduğunu hesap edersek 600 milyon euro bu ülkenin bir kaybı var. 2016 sektör raporuna göre et ithalatımız yüzde 125 arttı. Sadece buzağı ölümlerinden kaybettiğimiz et yılda 65 bin ton. Biz bu proje ile ilk etapta yarı yarıya bunu azaltmak düşünüyoruz. Buzağı ölümü hesap edilirken sadece 2 bin lira hesap edilmemeli. Buzağının ilerideki verimi, vereceği döl, sütten kaybı, et kaybı etmenler de var. Bunları da hesap edersek 600 milyon euronun çok çok üstünde Türkiye'nin bir kaybı var. Sayın Bakanımız Faruk Çelik'in de ifade ettiği gibi "biz buzağı ölümünü durdurursak et ithalatına gerek kalmaz, dışa bağımlılığımız azalır'. Nüfus artıyor. Bu anlamda çok önemli bir adım olarak bunu görüyoruz. Bu işte söz sahibi olan herkes de bu projeyi destekliyor" şeklinde konuştu.
Yorum Yazın