Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki illerden gelerek Amasya'da soğan ve patates tarlalarında çalışan yaklaşık 10 bin tarım işçisi ve aileleri, geçimlerini sağlamak için yılın 6 ayı göçebe hayatı yaşıyor.
Başta Şanlıurfa olmak üzere Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki illerden Amasya'ya gelen yaklaşık 10 bin tarım işçisi ve aileleri, geçimlerini sağlamak için yılın 6 ayı evlerinden uzakta göçebe bir hayat yaşıyor.
Çocuklarıyla nisan ayında evlerinden ayrılan tarım işçileri, sırasıyla Adana, Amasya ve Ankara'da tarlalarda çalıştıktan sonra ekim ayında evlerine dönüyor.
Memleketlerinde yaşadıkları ekonomik sıkıntılar yüzünden mevsimlik tarım işçiliği yapan aileler, gittikleri yerde kendi imkanlarıyla kurdukları derme çatma çadırlarda barınmaya çalışarak, tarım ürünlerinin çapalanması, bakımı ve hasat işleri ile uğraşıyor.
Amasya'ya gelen 7 çocuk babası İbrahim Şen (50), AA muhabirine yaptığı açıklamada, ailesinin geçimini sağlamak için mevsimlik tarım işçisi olduğu, ekmek parasını kazanmak için ailesiyle yılın 6 ayında şehir şehir dolaştığını söyledi.
Yaklaşık 250 kişiyle ekmek parası uğruna nisan ayında memleketlerinden ayrıldıklarını anlatan Şen, "Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinden yola çıktık. İlk önce Adana'ya gidiyoruz, oradan Reyhanlı'da soğan işi yapıyoruz. Sıcaklarda tarlalarda çalışırken kavruluyoruz. Daha sonra Amasya'ya geliyoruz, soğan patates işi yapıyoruz. Ardından Ankara'ya geçiyoruz. Yaklaşık 6 ayımız evimizden uzak çadırlarda kalarak geçiyor." dedi.
Ailesinden 5 kişinin çalıştığı, kendilerini geçindirecek parayı ancak kazandıklarını dile getiren Şen, "Bize bayram seyran yok. Bayramı da çalışarak geçiriyoruz. Bayram bizim neyimize, bayramda memleketime gidemiyorum. Çok şükür, işimiz var yine. Çalışırsan iş var, çalışmazsan zaten biz dilencilik yapamayız. Biz mecburuz çalışmaya, başka çaremiz yok. Yaşam koşullarımız çok zor ancak böyle yaşamaya alıştık." diye konuştu.
"Bayramı burada geçireceğiz"
Şanlıurfalı İsmet Işık da 6 ay evlerinden uzak kaldıkları için çocukların eğitimi konusunda sıkıntı yaşadıklarını ifade etti.
Çocuklarının okullarından 1,5 ay erken ayrıldığını ve 1 ay geç başladığını belirten Işık, şöyle konuştu:
"Çocuklarımızı okutmak istiyoruz ancak yapacak bir şeyimiz yok, çalışmaya mecburuz. Çocuklarımız okulda sıkıntı yaşıyor. Devlet bize buralarda kalıcı prefabrik tarzı konut yapsa, elektrik ve suyumuz sürekli olsa daha iyi olur. Çocuklarımız sabahtan akşama kadar güneşin altındalar, kolay bir hayatımız yok ama başka yapacağımız bir iş yok. O yüzden mecburuz bu işi yapmaya. Bayramı burada geçireceğiz, memleketimizde olsak kurban keserdik, çocuklarımız dedelerinin elini öperdi, iyi olurdu ama mecbur buradayız."
Memleketinde düzenli bir iş bulamadığı için mevsimlik tarım işçisi olduğunu aktaran Mehmet Sönmez de sürekli taşındıklarına işaret etti.
Gittikleri yerlerde çadırlarını kurup bir düzen oluşturduklarını belirten Sönmez, şunları kaydetti:
"İşimiz bitince çadırlarımızı söküp başka bir yere gidiyoruz. Çadırlarda zor şartlarda yaşıyoruz, yılanı var, böceği var, hepsiyle iç içe yaşıyoruz. Hiç kimsenin sağlık güvencesi yok. Çalışıyoruz, en azından ekmek paramızı çıkarıyoruz. Allah'a şükür, ekmek parası için buradayız. Alnımızın teriyle çalışıyoruz. Hiç kimseye muhtaç olmadan zor şartlarda da olsa çalışıyoruz."
Yorum Yazın