Samsun'da 2020 yılı çeltik üretimi 196.071 da alanda 186.130 ton olacağı öngörülmektedir. Samsun Tarım ve Orman İl Müdürlüğü konu sorumlusu teknik elemanların saha çalışmalarında gözlemlediği ve iklim şartlarının etkisi, önceki yıllarda da yaygın olarak tespit edilen Pyricularia oryzae (Çeltik Yanıklığı ) ile ilgili mücadele yapılması gerekmektedir.
Fungal bir etmen olan hastalık bitkinin yaprak, yakacık, kın, boğum, salkım, salkım boğumu ve tane kavuzlarında görülür. Yaprak lekeleri Temmuz ayından itibaren görülmeye başlar. Bu lekeler iğ veya baklava dilimi şeklinde, iki ucu sivri, ortası gri-bej veya saman sarısı renkte olup etrafı kahverengi bir hale ile çevrilidir. Lekelerin şekli, sayısı, büyüklüğü çeltik çeşidinin duyarlılığına, etmen ırkının hastalandırma yeteneğine ve hastalık gelişimi için çevre koşullarının uygunluğuna bağlı olarak değişir. Hastalıklı yakacık, iplikle sıkılmış gibi bir görünüm alır. Yakacıktaki leke, yaprak kınına doğru uzanabilir. Sap üzerinde ise yağ lekesini andıran belirtiler oluşur ve bu lekelerin üzerlerinde petrol yeşili renkte küf gelişir. Bitki üst kısmından çekilirse boğumdan kopar ve çoğunlukla boğumun alt kısmında bitki sağlam olmakla beraber, ileri dönemlerde alt kısımlardaki, birinci ve ikinci boğumlarda önce doku yumuşaması, sonra kahverengileşme ve siyahlaşma şeklinde görülen “boğum enfeksiyonları” meydana gelir. Salkım oluşumundan sonra, salkımın hemen altındaki boğumda da yanıklık enfeksiyonu görülebilir. Buna “salkım boğum yanıklığı” ismi verilir. Bu durumda salkım normal yeşil renk yerine, maviyeşil renk alır. Boyun enfeksiyonunun oluş zamanına göre, ya kavuzlar içinde tane hiç oluşmaz ve boş kavuzlar meydana gelir veya ince, cılız, çimlenme yeteneği ve pazar değeri olmayan, tebeşir gibi beyaz daneler oluşur.
Konu ile ilgili olarak İl Müdürü Sayın İbrahim Sağlam;
Çeltik, Darıcan, Adi kamış, Topalak, ve Sivri dikenlisaz’da görülen etmenin mücadelesinde;
- Hastalıktan ari sertifikalı tohumluk kullanılmalıdır.
- Hastalığa toleranslı veya dayanıklı çeşitler ekilmelidir.
- Hasat sonrası tarladaki hastalıklı bitki artıkları yok edilmelidir.
- Azotlu gübre analiz toprak analiz sonucuna göre zamanında uygulanmalıdır. Gübreleme dengeli olmalı ve aşırı azotlu gübre kullanımından kaçınılmalıdır.
- Tarlada su seviyesi derin tutulmamalıdır gereksiz yere su kesimi yapılarak, mahsul susuzluk stresine sokulmamalıdır.
- Ekim zamanında yapılmalıdır.
- Dayanıklı çeşit kullanılmalıdır.
- Tohum ilaçlaması mutlaka koruyucu olarak yapılmalıdır.
Gerekirse ilacın etki süresine ve hava koşullarına bağlı olarak ikinci veya üçüncü ilaçlama uygulanmalıdır. Yeşil aksam ilaçlaması İlacın tavsiye edilen dozuna göre hazırlanan ilaçlı su, yaprak ve sapların yüzeyi ilaçlı su ile ıslanacak şekilde kaplama olarak tarlaya uygulanmalıdır. İlimiz için önem arz eden çeltik tarımında üreticilerimizin geç kalmadan mücadele yapması ilimiz ve ülkemiz tarımı için faydalı olacaktır.
Yorum Yazın