Lisinia Doğa Merkezi Sorumlusu Sarıca:- "Lavanta, su tüketmeyen bir bitki olmasından dolayı Burdur Gölü'ne de katkı sağlıyor. Yaptığımız projeyle yıllık 2 milyon tonun üzerinde su tasarrufu sağlıyoruz. Bizim gibi 100 üretici aromatik bitki üretimine geçer
Burdur'da üretimi son yıllarda artan lavanta kentin ekonomisi ve turizmine katkı sunarken, kuruma tehdidi altındaki Burdur Gölü'nün de korunmasını sağlıyor.
Lisinia Doğa Merkezince hazırlanan "Yaşamak için Burdur Gölü'nü ve Toprağı Lavanta ile Yaşat Projesi" kapsamında oluşturulan lavanta bahçeleri, güzel görüntüler oluşturuyor. Bahçelere düzenlenen turlarla gelen turistler, lavanta ve ürünleri hakkında bilgi alırken, fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmiyor.
Merkez Sorumlusu Öztürk Sarıca, AA muhabirine yaptığı açıklama, hazırladıkları projeyle son 7 yılda az su tüketimi olan bitkilerin dikimine başladıklarını söyledi.
Süreç içinde su tüketmeyen lavanta ile tanıştıklarını anlatan Sarıca, bunu yaygınlaştırmak için çalışma başlattıklarını, lavantanın yağını da çıkarıp ülkeye katma değer sağlamayı düşündüklerini bildirdi.
Lavantanın verimli olduğuna işaret eden Sarıca, "Burdur ve çevresinde 2 bin dekarın üzerinde lavanta dikimi var. Bunun bin 500 dekarı Lisinia'daki çalışmalarımızdan oluşuyor. Yeşilova ilçemizde geçen yıl 400 dekar lavanta dikildi. Türkiye genelinde ise 10 bin dekara ulaşıldı." dedi.
Yaptıkları çalışmalarda maliyetleri düşük tutup yurt dışına açılmayı istediklerine dikkati çeken Sarıca, şunları kaydetti:
"Zamanla lavantanın balını, sabunlarını, kozmetik ürünlerini çıkararak halkla tanıştırdık ve ciddi rakamlarda üretim yapmaya başladık. Hatta lavantanın ana vatanı sayılan Fransa ve Bulgaristan'a lavanta yağı fiyatı verdik. Bu yıl itibarıyla partnerimiz olan firmayla yurt dışına lavanta satmaya başlayacağız. Maliyetlerimizi son derece düşürmeye başladık. Tabii ki bu yığınsal üretimlerle alakalı. Her geçen gün lavantanın fiyatının düştüğü söyleniyor. Üretim arttıkça fiyat düşecektir. Düşük fiyatlarda bile lavantadan kazanç elde edebiliyorsunuz."
Gelecek yıllarda ülkenin lavanta konusunda önemli noktalara ulaşacağını belirten Sarıca, "Türkiye dünyada söz sahibi olabilir. Önümüzdeki süreçte lavanta konusunda Avrupa ile çok ciddi anlamda rekabet edebileceğimizi düşünüyorum. Bununla ilgili çok ciddi çalışmalarımız başlamış durumda." değerlendirmesinde bulundu.
Aromatik bitkilerin Türkiye'de vasıflı şekilde üretilebileceğini anlatan Sarıca, özellikle lavantanın su istemeden soğukta eksi 27, sıcakta 47 dereceye kadar yaşayabildiğini bildirdi.
- "Burdur Gölü'nün kurtuluşu, aromatik bitkilerde"
Lavantanın su tüketmeyen bir bitki olması nedeniyle Burdur Gölü'ne de katkı sağladığını vurgulayan Sarıca, "Yaptığımız projeyle yıllık 2 milyon tonun üzerinde su tasarrufu sağlıyoruz. Bizim gibi 100 üretici aromatik bitki üretimine geçerse, Burdur Gölü için 70 milyon ton olan açık su rezervini kapatabilmiş olacağız. Burdur Gölü'nün kurtuluşu demek, küçükbaş hayvancılık ve aromatik bitki demek. Lavanta bu yönüyle çok önemli." diye konuştu.
Sarıca, lavantanın yaygınlaşmasıyla kırsal turizmde de atağa geçildiğine işaret etti.
Son yıllarda lavanta için turlar düzenlendiğini anlatan Sarıca, "İnsanlar farklı bitkileri, meyveleri, yetiştiği yerlere gidip orada görerek almak ve onun görsel şölenini yaşamak istiyor. Buraya geldiklerinde psikolojik olarak sakinleşiyorlar. Çünkü lavantanın sakinleştirici etkisi var. Diğer yandan görselliğine doyup gidiyorlar." ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın