TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği, Uluslararası Zeytin Konseyi ile el ele vererek, sektöre büyük katkı sağlayacak önemli bir panel düzenledi. Zeytinyağının duyusal özellikleri ve elde edildiği zeytin çeşidi (varyete) arasındaki ilişkinin ele alındığı panel, sektör için manifesto sayılabilecek konuşmalarla gerçekleştirildi. Panelde bu önemli ürünün hak ettiği değeri bulması için Birliğin de sürekli mücadelesini verdiği “coğrafi işaret” etiketi kuralının da sektöre hakim olması gerektiği savunuldu.
“Zeytinyağının Organoleptik (Duyusal) Özellikleri ve Varyetenin Etkisi” konulu panel, sektör temsilcileri ve akademisyenler tarafından yoğun ilgi gördü. Panele konuşmacı olarak katılan Müzisyen/ Gurme Ayhan Sicimoğlu’nun renkli sunumu ise katılımcılara keyifli anlar yaşattı. “Zeytinyağı ve Varyete” konulu ilk oturumda Sicimoğlu ile birlikte, Ege Üniversitesi (EÜ) Gıda Mühendisliği Fakültesi’nden Prof. Dr. Sedef Nehir El ve UZZK Yönetim Kurulu Başkanı Ümmühan Tibet konuşmacı olarak yer aldı. Oturumun moderatörlüğünü ise EÜ Gıda Mühendisliği Fakültesi’nden Yard. Doç. Dr. Fahri Yemişçioğlu yaptı.
ÇETİN: “ETİKET BİR ÜRÜNÜN NÜFUS KAĞIDIDIR”
Oturum öncesinde bir açılış konuşması gerçekleştiren Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Çetin, Türkiye’nin dünya zeytincilik liginde ikinciliğe yükselmek ve 700 bin ton üretim hedefi için ciddi bir yatırım yapıldığına dikkat çekerek “Bunun için önce kurallarını koymak lazım” dedi. Bu kurallardan bir tanesinin ise varyete olduğuna dikkat çeken Çetin, “Etiket bir ürünün nüfus kağıdıdır. Ona bakarak ürünün ne olduğunu anlarsınız. Bir meyve suyu olan zeytinyağı, içinde yaşadığı ortamla, toprakla, mikro klimayla bütünleşen bir üründür. Zeytinyağının değerini ortaya koymak için mutlaka yaşadığı yeri, cinsini ve etrafındaki aromatik değerlerin ona katkısını görmek lazım. Bunu göstermezsek 700 bin ton hedefine ulaşması zordur” dedi.
ÖNEMLİ ÇAĞRI: BU HASSASİYETİ GÖSTERİN
Zeytinyağında farklı bölgelerin yağını karıştırıp başka bir lezzet gibi sunmanın modasının geçtiğini vurgulayan Çetin, “Bir çağrı yapıyorum. Lütfen etiket konusuna hassasiyet gösterin. Bu nüfus kağıdı olmadan olmaz. Tüm dünyada olduğu gibi buna dönmek zorundayız. Yaşadığı yerdeki aromasını ve cinsini o etiketin üzerinde göremezseniz tüketiciye verecek mesajınız yoktur demektir. Tüketici bunu bekliyor, giderek bilinçleniyor. Bunun ilk hamlesini yapan Tariş Zeytinyağı Birliği’dir. Bizim çağrımızdır; lütfen zeytinyağının etiketine nüfus kağıdı hassasiyeti gösterin” diye konuştu.
SİCİMOĞLU: “HASTASIYIM”
Ayhan Sicimoğlu ise, Tibet’te dahi zeytinyağı gördüğünü ama kökeninin Anadolu olduğunu belirterek “Türkiye’nin İspanya olmasa bile ikinci olması lazım. Yunanistan, yapmayın İstanbul kadar. 13 milyon nüfusu var, dünya üçüncüsü” dedi. Dünya liginde yer almanın kaliteden geçtiğine işaret eden ve butik üretimin İtalya gibi ülkelerde çok belirleyici olduğuna dikkat çeken Sicimoğlu, ambalaj tasarımının da çok önemli olduğunu, kendisinin de markete gittiğinde önce şişelere baktığını, plastik ve saydam cam şişeleri eleyerek Tariş Zeytinyağı’nın organiğini beğendiğini kaydetti. Sicimoğlu, “Zeytinyağlılar diye bir yemek bölümü bir tek bizde var. Ben de bunların hastasıyım” dedi.
“BİZE BİR TANE ŞÖVALYE LAZIM”
Türkiye’de zeytinyağının en önemli sorununun tanıtamama olduğunu dile getiren Sicimoğlu, “Türk mutfağı diyorsun, döner diyor. Ama işi bilen de biliyor. Fransa’nın güneyinde bir lokanta var, şefi Portekizli. ‘Türk yemekleri Akdeniz yemeklerinin anasıdır’ dedi. Halka sorarsan döner diyor. Kabahat kimde, bizde. Bize bir tane şövalye gerekli. Bu dünyaya anlatılmalı” diye konuştu.
TİBET: “GEMLİK ALIŞIK OLMADIĞI TOPRAĞA DİKİLDİ”
UZZK Başkanı Ümmühan Tibet ise, Türkiye’de yörelere göre zeytin cinsleriyle ilgili detaylı bir analiz yaptı. Zeytinyağına en temel karakteri veren olgunun zeytinin varyetesi olduğunu dile getiren Tibet, zeytincilikte Kuzey Bölgesi olarak tabir edilen Marmara’da yetişen Gemlik’in çok kolay fidana gelmesinden dolayı son 15 yılda hemen yere dikildiğini ifade etti. Gemlik cinsinin alışık olmadığı toprak yapısında yetişmesi sonucu ana vatanındaki tadında değişiklik yaratıldığına dikkat çeken Tibet, “Sonuçta Gemlik gibi güzel bir çeşitte mutasyona neden olduk” dedi. Öte yandan Körfez Bölgesi olarak bilinen Ezine/ Zeytindağ yayında Edremit, Ayvalık çeşidi varyetenin baskın olduğunu ancak burada da giderek azalan bir ağaç varlığı olduğunu anlatan Tibet, “Deniz kenarlarındaki güzelim zeytinlikleri kesiyoruz. İç tarafa Gemlik veya Domat gibi zeytinler dikiyoruz. Buradaki kalitemizi de maalesef değişikliğe uğratıyoruz. Bu da sektör açısından çok ciddi bir tehlike” bilgilerini verdi.
“MEYVEDEN ELDE EDİLEN TEK YAĞ”
EÜ Gıda Mühendisliği Fakültesi’nden Prof. Dr. Sedef Nehir El de, zeytinyağının meyveden elde edilen tek yağ olduğuna dikkat çekerek yararlı sebzelerle birlikte tüketildiğinde onların da yararını artırdığını ifade etti. El, “Zeytinyağındaki bu maddelerin miktarı üretildiği bölgenin toprağına, iklim koşullarına, hasat zamanına, olgunlaşma düzeyine, yağ üretim tekniğine ve depolama koşullarına göre değişir” dedi.
Tadım etkinliğinin olduğu ikinci oturumda ise UZZK Başkanı Ümmühan Tibet ve Tariş Zeytinyağı Birliği Kalite ve Ar-Ge Müdürü Meltem Zengin, zeytinyağının duyusal özellikleri ile ilgili bilgi verdi.
Yorum Yazın