Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ümit Serdar, Türkiye'nin kestane üretiminde dünyada ikinci, Avrupa'da ise birinci sırada olduğunu söyledi.
Kestane üzerine önemli araştırmalar yapan OMÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Serdar, kestane ile ilgili önemli bilgiler verdi. Türkiye ve Kafkaslar'ın kestanenin anavatanı olduğunu dile getiren Serdar, Türkiye'nin yıllık 63 bin ton kestane üretimi yaptığını söyledi. Kestane kebabı ve kestane şekeri olarak insanların severek tükettiği kestanenin Türkiye'de en fazla Ege'de üretildiğini belirten Serdar, her yıl 5-10 bin ton arası kestanenin ihraç edildiğini söyledi.
Kestane üretiminde Ege Bölgesi birinci sırada
Kestanenin Türkiye'de önemli bir tarihi geçmişi olduğunu belirten Prof. Dr. Ümit Serdar, "Kestane ağacı çok dayanıklı ve güzel bir meyvesi olduğu için değerli bir ağaçtır. Ev, gemi ve cami yapımında kullanılır. Kestane uzun ömürlü bir ağaçtır. Kestaneden yapılan 500 yıllık evler, camiler hala ayaktadır. Sinop'ta yaklaşık 600 yaşında bir kestane ağacımız var. Adını "Padişah Kestanesi" olarak tescillendirip koruma altına aldık. Kestane üretiminde Avrupa'da birinci sıradayız. Dünyada ise Çin'den sonra ikinci sırada yer alıyoruz. Yılda 63 bin ton kestane üretimimiz var. 5-10 bir ton arası kestaneyi ihraç ediyoruz. İç piyasada tüketilen kestanenin büyük bir kısmı kestane kebabı olarak tüketiliyor. Kestane şekerine dayalı bir sanayimiz de var. Bu alanda önemli firmalarımız mevcut. Kestane üretiminde Ege Bölgesi birinci sırada yer alıyor. Ege'de ise en fazla üretildiği yer Aydın. Türkiye üretiminin üçte birini Aydın'ın karşıladığını söyleyebiliriz" dedi.
En lezzetli Karadeniz kestanesi
Lezzet bakımından Karadeniz kestanesinin çok önemli olduğunu belirten Serdar, " "Kuzu kestanesi" olarak geçer ve çoğunlukla kebap olarak tüketilir. Samsun'un Nebiyan kestanesi ve Sinop Erfelek kestanesi çok lezzetlidir. Karadeniz kestanesi boyut olarak Marmara ve Ege'ye göre küçük boyutludur. Türkiye'de birçok kestane çeşidimiz var. Marmara'da Osmanoğlu, Hacıömer, Sarıaşlama; Ege'de ise Sarı Aşı(ışıklar) başta gelen kestane çeşitlerimizdendir. Kestane yetiştiriciliğini etkileyen üç faktör var. Bunlar; kestane kanseri, kök çürüklüğü hastalı ve gal arısı zararlısıdır. Bu konuda önemli çalışmalarımız ve TUBİTAK projelerimiz var. Oluşturduğumuz bahçelerde bunlara yönelik araştırmalarımız devam ediyor. Hastalık ve zararlılara karşı çok iyi çeşitler geliştiriyoruz. Çalışmalarımız bittiğinde bunları açıklayacağız" diye konuştu.
Yorum Yazın