Halit Çelebi’nin arıcılık hikâyesi Sarıkamış harekâtına kadar uzanıyor. 4 kuşaktır arıcılık yapan aile, TKDK ile tanıştıktan sonra standartları yükseltmiş ve markalaşarak dijital mecralarda boy göstermeye başlamış. Çelebi, kaliteden ödün vermeyerek, yüksek standartlarda yaptığı üretimle de dünya üçüncülüğüne kadar gelmiş.
Osmanlı’da şehzadeler diyarı olan Amasya, Türk tarihinde her zaman ayrı bir yere sahip olmuştur. Orada yetişen şehzadeler cihana hükmederek tarihin altın sayfalarında yerlerini aldılar. Karadeniz Bölgesi’nin bu güzel şehrinde şimdilerde TKDK’nın da desteğiyle girişimcilik rüzgarları esiyor. Yapraklar Yeşerirken bölümümüzün bu ayki konuğu, Halit Çelebi. Amasya doğumlu ve 47 yaşındaki girişimci Çelebi, TKDK desteği ile bal üretimindeki aile geleneklerinin nasıl dünya 3.’lüğüne ulaştığının hikâyesini paylaştı. Halit Çelebi, liseye kadar Amasya merkezde eğitim almış daha sonra köyüne geri dönmüş. Ailesinin 100 yıldan fazla süredir arıcılıkla uğraştığını anlatan Çelebi, “4 nesildir arıcılıkla uğraşıyoruz. Dedemin Babası Sarıkamış Harekâtında şehit düşünce, eşi, 4 çocuğu ile ortada kalmış. Hayat şartlarının getirdiği zorluklara karşı yılmamış ve arıcılık yapmaya karar vermiş. Tek göz odada bu şekilde geçinerek 4 çocuğunu büyütmüş. Arıcılık ondan dedeme, dedemden amcama, amcamdan da bana kadar geldi. 20 yaşından bu yana arıcılık benim için bir tutku oldu. Biz de doğal arıcılığı geliştirerek gelecek kuşaklara aktarmak istiyoruz. Bu süreçte TKDK bizim yol arkadaşımız oldu. Bir aylık süreçte makine ekipmanlarımızı tamamladık. Şimdi ayaklarımız yere daha sağlam basıyor. TKDK’nın bilgi ve birikim desteği ile markalaşma sürecimizi tamamladık, internet üzerinden satışlarımızı başlattık. Dünya 3.’lüğü ise bizim için bir gurur kaynağı oldu. Ancak hedefimiz daha da büyük, bu yolda yanı- mızdaki en büyük güç yine TKDK olacak.” şeklinde konuşuyor. “ARI ÜRÜNLERİ VE BAL ŞİFADIR” Çelebi, arıcılığın Kur’an-ı Kerim’de geçtiğini ayrıca ünlü bilim adamı Albert Einstein’ın, “Arılar yeryüzünden kaybolursa insanoğlunun 4 yıl ömrü kalır.” dediğini vurguluyor. Arılar ve arıcılığın insan hayatındaki öneminin altını çizen Çelebi, şöyle devam ediyor: “Arıcılık, Antik Mısır’dan bu yana insan hayatında varlığını sürdürüyor. Bilim adamları, balı, arının en düşük kaliteli ürünü olarak gösteriyor
Arı sütü, propolis, polen gibi arının diğer ürünleri de tıpta kullanılan ve şifa kaynağı ürünler. Propolis kanserle mücadelede, polen ise hücre yenilenmesinde kullanılmaktadır. Apiterapi olarak adlandırılan arı ürünleri ile tedavi, dünyada hızla yaygınlaşıyor. Ülkemizde de yeni yeni ortaya çıkıyor.” Çelebi, Türkiye’de 20’nin üzerinde bal çeşidi olduğunu belirterek, “Her balın kendine has özelliği vardır ama benim tüketicilere tavsiyem doğal üretim balları tercih etmeleridir." diyor.
“250 KOVANDA YILDA 2,5 TON BAL ÜRETİR HALE GELDİK”
Çelebi, TKDK kurulduğu günden bu yana Kurumu takip ettiklerini ve etkinliklerine katıldığını anlatıyor. Tarımda devlet desteklerinin büyük önem taşıdığını kaydederek, o süreçleri şöyle anlatıyor: “TKDK’nın kuruluş dönemini yakından takip ettik. 6 yıl önce arı- cılık alanında projemizi hazırladık ve Kurumun kapısını çaldık. Amasya’dan arıcılık alanında gelen tek projeydi ve onaylandı. Bu kapsamda yaklaşık 90 bin liralık yatırım yaptık ve %50 hibe imkânından yararlandık. TKDK ciddiyet istiyor ama her işte olduğu gibi emek olmadan da yemek olmuyor. Biz Kurumun birçok faydasını gördük, TKDK’dan önce 1 olan ürün çeşidimiz şimdi 7’ye çıktı. Kurumun maddi ve manevi destekleri ile bugün 250 kovanda yılda 2,5 ton bal üretir hale geldik. Bizim bu başarımız diğer üreticilere de örnek oldu. Özellikle Amasya’daki arıcılar TKDK’ya yöneldi ve projeler geliştirdiler.”
“BALIMIZ DÜNYA 3.’SÜ OLDU”
Halit Çelebi, TKDK’nın desteğinin kendisini cesaretlendirdiğini, bu sayede standartları yükselttiklerini ve yarışmaları takip ettiklerini anlatarak, şöyle devam ediyor: “TKDK bize her açıdan özgüven kazandırdı. Dünya Arıcılar Birliği Federasyonu tarafından düzenlenen Apimondia Uluslararası Arıcılık Kongresi’ni takip ediyordum, Kongrenin Türkiye’de yapılacağı 4 yıl önceden belli olmuştu. Türkiye’de yapılan Kongreye 4 bini yabancı olmak üzere 13 bin kişi, 600 civarında bilim adamı katıldı. Yarışmada bal kategorisinde 120 ülkeden 600 yarışmacı vardı, biz en zor olan ‘sızma bal’ kategorisinde katıldık ve 45. Apimondia Uluslararası Arıcılık Kongresi’nde “polifloralı (birden fazla bitkili) çiçek balı” kategorisinde dünya üçüncülüğü kazandık. Hem Türkiye’nin hem de Amasya’nın adının duyulması bizi gururlandırdı. Adımızı o listede görünce büyük bir mutluluk duyduk. Balı 2 ay önceden incelenmek üzere teslim etmeye giderken bizimle dalga geçenler, şevkimizi kıranlar olmuştu. Ancak biz balımıza inandık ve ülkemize bu ödülü kazandırdık. Balımızın dünya üçüncüsü olmasının en büyük nedeni, hijyenik ortamda üretim yapmamız ve Amasya florasının çok zengin olmasıdır. Ödülün ardından üniversitelerdeki hocalarımız ve şehrimizin ileri gelenleri de bizleri arayarak tebrik etti.”
“HEDEFLERİMİZ DAHA BÜYÜK”
Çelebi, günümüz dünyasında tüketiciye güven vermenin yolunun markalaşmadan geçtiğini, bundan ötürü kendilerinin de markalaşma sürecine girdiklerini belirterek, hedeflerini şöyle anlatıyor: “Günümüz ticaretinde markalaşmak çok önemli. Biz de Amasya Kalesi’nin ismi olan ve şehrimizi temsil eden ‘Harşena’ markasını aldık. Kazanılan başarıların ardından şimdi markamızı da faaliyete geçiriyoruz. Hedeflerimiz büyük. Yakın zamanda 700 metrekare kapalı alanda bir bal işleme tesisi açacağız. Burada paketleme işlemlerimizi de yapacağız. Bunun haricinde mobil arıcılık yapmayı planlıyoruz. Şehrimiz arıcılığa uygun, mobil arıcılıkla şehrimizde yaklaşık 8 ay bal üretmeyi hedefliyoruz. Bunların tamamlanması ile birlikte toplam 450 kovana ulaşabileceğiz. Potansiyelimiz buna müsait. Ürün kalitesini daha da artırarak ‘harsena.com’ adresi üzerinden dünyaya açılacağız. Ayrıca, Facebook sayfamız üzerinden de müşterilerimiz bize ulaşabilecek.”
“APİTERAPİ MERKEZLERİ AÇACAĞIZ”
Hedeflerinin bunlarla sınırlı olmadığını Apiterapi Merkezleri açmayı planladığını dile getiren Halit Çelebi, uzun vadeli hedeflerini anlatarak, şunları kaydetti: “Apiterapi, bal arısının ürettiği, zehir, bal, polen, süt, propolis gibi ürünlerin insan sağlığı için kullanılma yönetimi. Kas ve iskelet sistemi rahatsızlıklarından kadın hastalıkları ve zihinsel gelişime kadar arı ürünleri insan sağlığı için bilinenden çok daha etkili. Bu alanda dünyada birçok merkez var. 3 yıl önce bizim sağlık sistemimize de girdi. Ve şu an için 40’tan fazla doktor ‘Apiterapi Yapabilir Belgesi’ aldı- lar. Bu zamanla daha da artacak. Ancak personel sayısının artmasına rağmen bu alanda henüz bir merkez yok. Biz Amasya’da bir Apiterapi Merkezi kurmayı düşünüyoruz.
“TKDK OLMASAYDI BURALARA GELEMEZDİK”
Halit Çelebi, girişimci adaylarının özgüvenlerini kaybetmemeleri gerektiğini söylüyor. Girişimciliğin bir ruh olduğunu ve bu ruhun uzman görüşleriyle desteklenmesi gerektiğine dikkati çekerek, girişimci adaylarına şu önerilerde bulunuyor: “Girişimcilik hem bugünümüz hem de yarınımız için çok önemli. Ancak girişimcilik kadar önemli olan, girişimin tecrübe ve uzman görüşü ile birleşmesi. Yani bir bilene danışmak. Şunu açık bir şekilde söyleyebilirim ki TKDK olmasaydı biz bu hedeflere zor ulaşırdık. Hatta imkânsızdı diyebilirim. Bu bahsettiğim hedefleri de TKDK olmadan hayata geçirme şansımız yine yok. Kurumun maddi ve manevi destekleri bizler için çok önemli. Baştan her şey zor gibi geliyor, tereddüt ediyor insan. Ama ilk adımı attıktan sonra bunun zor olmadığını görüyorsunuz. Gelir elde etmeye başladıktan sonra daha da motive oluyorsunuz ve daha fazlasını yapma isteği uyanıyor.”
Yorum Yazın