Şekerbank

Zeytinyağında Rekolte Düşük Ancak Panik Yok

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Zeytinyağında Rekolte Düşük Ancak Panik Yok
Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Çetin, rekoltenin Türkiye'nin ihtiyacını karşılayacak oranda olduğunu belirtti.

Çetin, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) koordinatörlüğünde oluşturulan Zeytin ve Zeytinyağı Rekoltesi Ulusal Resmi Tespit Heyeti'nin raporuna göre 2015- 2016 sezonunda zeytin ve zeytinyağı rekoltesinde düşüş beklenmesini değerlendirdi.

Başkan Çetin, "Doğal şartlar zeytine hasar vermezse iyi bir kaliteyle karşılaşacağız. Zeytinyağındaki eksiklik kaliteyle telafi edilecektir. Hiç kimse kaygılanmasın. Gereksiz panikler, tağşiş dediğimiz, zeytinyağının başka yağlarla karıştırılması sonucu elde edilen yağı üretenlerin iştahını kabartıyor. Zeytinyağındaki stok ve üretim toplamının oluşturduğu 165 bin ton rekoltenin Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılayabileceğini düşünüyorum" dedi.

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi'nin koordinasyonunda bir araya gelen enstitü, oda, birlik ve firma temsilcilerinden oluşturulan Zeytin ve Zeytinyağı Rekoltesi Ulusal Resmi Tespit Heyeti, aralarında İzmir, Bursa, Adana, Antalya, Gaziantep, Hatay ve Osmaniye'nin de aralarında bulunduğu birçok kent ile ile ilgili bir rapor hazırladı. Ülke genelinde 167 milyon 847 bin 627 zeytin ağacının bulunduğuna yer verilen raporda, 2015-2016 sezonunda zeytin ve zeytinyağı oranında düşüş beklendiği değerlendirildi. Rapora göre, zeytin üretiminin 1 milyon 108 bin ton, zeytinyağı üretiminin ise 143 bin 115 ton olması bekleniyor. Bu verilere göre zeytin üretiminde geçen yıla göre yüzde 5, zeytinyağında ise yaklaşık yüzde 16 düşüş olması bekleniyor. Zaten yükselen zeytinyağı fiyatlarının litrede 30 TL'ye kadar çıkacağı yönündeki yorumlar tüketicileri düşündürüyor.

'SON İKİ YILDA BAZI DOĞAL OLUMSUZLAR GÖRÜLDÜ'

Türkiye'nin zeytincilikteki politikayla yeni tanıştığını vurgulayan Başkan Çetin, "Türkiye kendine koyduğu hedefler doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. 57'inci hükümet döneminde Nami Çağan zamanında başlayan Mehdi Eker'in bakanlığı ile devam eden bir süreçtir. Bozuk orman alanlarının zeytin alanlarına açılmasıyla başlayan bir süreçten söz ediyorum. Bu çalışmalarlaTürkiye'nin ihtiyaçları ve dünya piyasalarındaki ticari kapasitesini etkileyecek ciddi rekoltelere ulaşabileceğimizi tahmin ediyorum. Ancak son iki yılda bazı doğal olumsuzluk görüldü. Türk halkı ciddi yatırımların hemen ardından ciddi rekoltelere ulaşılacağını zannetti. Bunun için zaman ister. Üretimde dünyada birinci sırada yer alan İspanya'da bile yıllık 1 milyon 700 bin ton rekolte zamanı geliyor 450- 500 bin tona düşebiliyor. Bunun sebebi nedir gibi kaygıyla bakılacak bir durum yok. Bunlar tamamen doğal olayların sonucunda ortaya çıkan hadiselerdir. Bununla Türkiye'nin şunu da öğrenmesi gerekiyor tarım yapmak ve çiftçilik o kadar da kolay değil. Bu yıl ve geçen yıl zeytinde istem dışı düşüşler oldu. Geçen yıl 170 bin ton rekolte vardıTürkiye'de bu yıl ise yaklaşık 165 bin ton rekolte bekleniyor. Esasında bu yılki rekolte 145 bin civarında olması bekleniyor. Yaklaşık 20 bin tonu geçen yıldan kalan stok var. Bu ikisinin toplamı yaklaşık 165 bin yapıyor. Geçen yıl ve bu yıl arasında çok ciddi üretim farkı yok" diye konuştu.

'ÜRETİMLERDE DALGALANMALAR OLACAKTIR'

Tarım ürünlerindeki değişkenliklerin kaos gibi algılanmasının ve bu şekilde sunulmasının sektöre ciddi zararlar verdiğini savunan Başkan Çetin, tarımsal üretimlerde dalgalanmaların yaşanabileceğini hatırlattı. Geçen yıl zeytinciliğe kuraklığın, bu yıl ise don olaylarının zarar verdiğini dile getiren Çetin, "Türkiye'de önümüzdeki yıllarda önemli rekolte artışının olacağını düşünüyorum. "Bu yıl ucuz zeytinyağı yok" gibi haberler görüyorum, zeytinyağı hiçbir zaman ucuz olmaz. Zeytinyağı pahalı bir ürün olarak diğer bitkisel yağların üzerinde yer alacaktır. Çünkü zeytinyağı çok emek isteyen bir üründür. Zeytinyağındaki stok ve üretim toplamının oluşturduğu 165 bin ton rekoltenin Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılayabileceğini düşünüyorum. Sektörün yeni oluşu ve sektörü yeni tanıyan yatırımcıların bu hadise karşısındaki spekülatif tavırlarının, sektörde yanlış yönlendirmelere sebebiyet verdiğini düşünmek lazım" dedi.

'ÜRETİCİ BAĞIŞ MI YAPSIN?'

Fiyat dalgalanmalarıyla ilgili devletin önlem alması gerektiğine değinen Çetin şunları söyledi:

"Geçen yıl zeytin çiftçisinin zeytinyağını pahalı sattığı yönünde iddialar dolaştı ortalıkta. Üretici ne yapsın bağış mı yapsın? O nedenle devletin bu konularda önlem alması gerekiyor. Üreticinin kendi geçim standardını koruyabilecek bir fiyat olması lazım, tüketicinin de bunu tüketebilecek seviyede fiyatın korunması lazım. Bunu sağlayacak olan da devlettir. Batı'da bununla ilgili çeşitli örnekler var. Mesela rekolte 1 milyon 700 bin ton olduğu zaman İspanya'da zeytinyağı fiyatları aşağıya çok düşmüyor. Çok ürün olunca ucuz olur gibi bir kanaat, ancak piyasa kontrolünü elinde tutamayan ülkeler için geçerlidir. İspanya'da rekolte 1 milyon 700 bin olduğu zaman fiyatlar dip yapmıyor, bunu engelleyecek sistemler var. İspanya bazında söylüyorum rekolte 450- 500 bin tona düştüğü zaman da fiyatların aşırı yükselmesini engelleyecek başka sistemler devreye giriyor. Eğer Türkiye'de devlet yüzde 8 KDV'den vazgeçerse fiyatlar o oranda düşer. Biz bunu söyledik ama kimse kulak asmadı. Bu yıl da yine benzer bir durumla karşılaşacağız ve dönüp dönüp üreticilerden fiyatları düşürmeleri istenecek. Yok böyle bir şey. Üretici ürettiği ürünün karşılığını almak zorunda. Tüketici de elbette korunmak zorunda. O nadide ürünü sağlığı açısından tüketmelidir."

TANITIM YETERLİ DEĞİL

Türkiye'de üretilen zeytinyağının iç ve dış pazarda yer bulabilmesi için yeterli tanıtımın yapılmadığını, ancak son günlerde bir tanıtım filmi hazırlandığını belirten Çekin, "Türk halkı zeytinyağını çok iyi tanımıyor. Yanızdaki Yunan adalarında kişi başına tüketilen zeytinyağı miktarı 25 kilogram. Türkiye'de ise kişi başı tüketim 2 kilogram. O da yeni yeni ulaştı. Rakip ülkelerin zeytincileriyle ABD ve Uzakdoğu pazarında mücadele için tanıtım yapılması gerekiyor. Avrupa Birliği'ne zaten giremiyorsunuz, orada ülkeler kendi üreticilerini korumak için ciddi vergiler koyuyor. Avrupa Birliği (AB) üyeliğine aday bir ülkenin Avrupa'ya girişte hala daha vergilerle karşılaşması ve Avrupa'da yaşayan Türkler'in kendi ürünlerine ulaşmalarında engellenmeye çalışılmasını medeni bir davranış olarak bulmuyorum. AB'nin bize uyguladığı gümrük vergisi mal bedelinin neredeyse 3'te 1'ine denk geliyor. Bu da bizim oradaki ticari faaliyetimizi engelliyor ve oradaki Türk vatandaşlarımızın bu ürünlere ulaşmasına mani oluyor" diye konuştu.

HEDEF 700 BİN TON ÜRETİM

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından zeytinyağı üretiminde hedefin 700 bin ton olarak belirlendiğini, bunu desteklediklerini kaydeden Çetin, ilk dönemlerde yanlış dikim gibi bazı küçük hataların yapıldığını sözlerine ekledi. Türkiye'nin yılda yaklaşık 10- 12 ton ambalajlı ürün ihraç ettiğini, bu rakamın yükselmesi gerektiğini kaydeden Başkan Çetin, "Bunun için de tanıtım gerekiyor. Markalaşmanın gelişmesi gerekiyor. Önümüzdeki yıllarda Türkiye'de 400- 500 bin ton zeytinyağı rekoltelerine ulaşılacaktır. O dönem geldiğinde de paniğe kapılmamak gerekiyor. Zeytinyağı üretiminde azalma olduğunda kaygı yaratıyor piyasa. Bir de yükseldiği zaman bu yağları nereye koyacağız gibi başka bir kaygıya da sektörün tahammülü yok. O nedenle Türkiye hem rekoltenin yüksek olduğu hem de düşük olduğu dönemlerde ne yapacağını biliyor olması gerekiyor. Bunun için de ulusal devlet politikalarına ihtiyaç var" dedi.

'ZEYTİNYAĞINDAKİ EKSİKLİK KALİTEYLE TELAFİ EDİLECEKTİR'

Bu yıl zeytinin kalitesinin çok iyi olduğunu vurgulayan Çetin şunları dile getirdi:

"Zeytinyağındaki eksiklik kaliteyle telafi edilecektir. Hiç kimse kaygılanmasın. Gereksiz panikler tağşiş dediğimiz zeytinyağının başka yağlarla karıştırılması sonucu elde edilen yağı üretenlerin iştahını kabartıyor. Bazı kötü niyetli insanlar, "yok" mesajından faydalanarak farklı yollara başvurabiliyor. Oysa yeterli zeytinyağı var. Gereksiz bir korku yaratılmasının doğru olmadığını düşünüyorum. Zeytin ağacının gölgesinde yıllarım geçti, bu ağaç için ne yapsanız azdır. Bu yağı taklit etmeye kalkmak ve illegal yollarla insanların kendilerine kazanç sağlamaya çalışması, bana göre vatana ihanetle eş değerdir."

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın zeytinyağını taklit eden firmaları deşifre ettiğini ancak bazı firmaların kısa süre sonra tekrar yakalandığını hatırlatan Çetin, "Demek ki cezalar caydırıcı değil. Eğer bir kişi ikinci kez yakalanıp deşifre ediliyorsa demek ki buna korkutucu bir ceza verilmiyor. Kapat bakalım adamın işletmesini bir yıl bakalım bir daha yapabilecek mi? 10-12 bin TL ceza verirsen bu adam bir daha yapıyor, cezadan çok kazancı var. O nedenle cezalar yüksek olmalı ve işletmeleri de belli bir süre kapatılmalı. Türkiye'de 170 milyon zeytin ağacına ulaşıldı. Daha önce bu rakam 90 milyon civarındaydı. Artık Türkiye'nin uygun olan bir çok bölgesinde zeytincilik yapılıyor. Gelecekte dünyada ciddi söz sahibi olacaktır" dedi.

Anahtar Kelimeler:
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Sakız Koyunu podyuma çıktıÖnceki Haber

Sakız Koyunu podyuma çıktı

TARSİM'den kayısı üreticisine hasar ödemesiSonraki Haber

TARSİM'den kayısı üreticisine hasar ödem...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar