YOZGAT'ın Boğazlıyan İlçesi'nde 8 köyü kapsayan yaklaşık 100 bin dekar tarım alanında yabancı bir şirket tarafından siyanürle altın, bakır, çinko, kurşun, gümüş gibi madenlerin aranmasına karşı çıkan köylüler eylem yaptı.
2 kilometrelik alanı sloganlar atarak yürüyen köylüleri sivil jandarma ekipleri uzaktan takip etti.
2013 yılında Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu tamamlanan proje ile Kanadalı Aldridge Mineral Madencilik Limitet Şirketi tarafından maden işletmesi ve cevher zenginleştirme üretimi hazırlıklarına başlanması, Eğlence Köyü ve çevredeki 7 köy halkından tepki geldi.
Eylem öncesi köy camiinin alt katında bulunan toplantı salonunda köy halkı, avukat Ali Arif Cangı ve köyün ileri gelenleri tarafından, eylemler ve demokratik haklar konusunda bilgilendirildi. Demokratik haklar kapsamında şiddet ve taşkınlık olmadığı müddetçe yapılan eylemlerin engellenemeyeceği ve daha olumlu sonuçlar alınabileceği anlatıldı.
Kanadalı Maden şirketini bölgede siyanürle altın, bakır, çinko, kurşun, gümüş gibi madenleri arayacağı yönünde protesto etmek için kar yağışı altında toplanan yaklaşık 100 kişilik grup Eğlence Köyü'nden maden sahasına kadar olan 2 kilometrelik yolu ellerinde döviz ve parkatların yanı sıra sloganlar atarak yürüdü. Eylem sırasında hiçbir resmi jandarma güvenlik ekibi eylemcilerin yakınında ve çevrede görülmedi. Az sayıda sivil jandarma güvenlik ekibide grubu uzaktan izledi.
Maden şirketi önünde basın açıklaması yapan Nurettin Orakçı, köylünün tamamen huzurunun bozulduğunu belirterek şunları söyledi:
"Öyle bir noktaya geldik ki bir avuç köy içerisinde, huzursuz, mutsuz, neşesiz bir hale geldik. Bir maddi menfaat uğruna insanların dostluğu, muhabbeti, kardeşliği tetiklenemez. Biz diyoruz ki, insan sağlığının üzerinde hiçbir değer yoktur. Buradaki maden birilerinin cebini doldururken benim sağlığımı etkileyecekse, benden sonra gelen nesillerin sağlığını felç edecekse biz burada bu madeni istemiyoruz. Madenle alakalı bir ÇED alanı birde ruhsat alanı var. ÇED raporu farklı bir alanı kapsarken ruhsat alanı daha geniş bir alanı kapsıyor. Çevrede en az 8 köy bu ruhsat alanı içerisinde yer alıyor. 100 bin dekarlık bir alan ruhsat alanı içerisinde. Buda, buralarda madenin olduğu ve bizi yavaş yavaş öldürecekleri anlamına geliyor. Biz elimizden geldiğince mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu madeni burada işlettirmeyeceğiz ve bu oyuna gelmeyeceğiz" dedi.
Köy halkından Gökhan Özkan da, maden şirketinin verimli tarım arazilerini verimsiz göstererek haksız ve değerinin altında almak istediğini öne sürdü. Özkan, "Kanada firmasıdır. Araştırma firmasıdır. Türkiye'nin birçok ilinde araştırma yapmışlar. Buradaki cevherin çok fazla olmasından dolayı bu pastayı başkalarına yedirmemek için kendileri ilk defa işletmeye talip olup burayı almaya çalışmaktalar. Şu anda altın, bakır, çinko, kurşun, gümüş gibi madenler var. Sadece bir bölgede 30 milyon ton rezervden bahsediliyor. Biz burada çiftçilikle geçimini sürdüren insanların çocuklarıyız. Tarım arazilerimizi Kanada firmasına, yabancılara peşkeş çekilir gibi ucuz paralara kamulaştırılmasını istemiyoruz" diye konuştu.
TARLAMI SATMIYORUM TORUNLARIMA MİRASIM OLACAK
Ailesiyle köyde yaşadığını ve şehre göç etmeyeceğine dikkati çeken Abi Şahin isimli köylü ise, "Benim bütün ailem köyde yaşıyor. Başka dışarıdan gelirim yok. Buradan arazim gidecek diye korkuyorum. Bu toprak dedelerimin bana emaneti ve benim de torunlarıma emanetim olacak. Köyümüze sahip çıkılmasını istiyoruz" dedi.
Bazı yetkilerin kendilerine sahip çıkmadığını savunan Şahin, maden şirketinin arazilerinin dönümüne 5 bin lira verdiği, bazı vatandaşların ise parayı cazip bularak tarlalarını sattığını söyledi.
Daha sonra köy halkından Şuayip İlbay, tepkisini kendi yazdığı şiirini okuyarak gösterdi.
2013 yılında Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu tamamlanan proje ile Kanadalı Aldridge Mineral Madencilik Limitet Şirketi tarafından maden işletmesi ve cevher zenginleştirme üretimi hazırlıklarına başlanması, Eğlence Köyü ve çevredeki 7 köy halkından tepki geldi.
Eylem öncesi köy camiinin alt katında bulunan toplantı salonunda köy halkı, avukat Ali Arif Cangı ve köyün ileri gelenleri tarafından, eylemler ve demokratik haklar konusunda bilgilendirildi. Demokratik haklar kapsamında şiddet ve taşkınlık olmadığı müddetçe yapılan eylemlerin engellenemeyeceği ve daha olumlu sonuçlar alınabileceği anlatıldı.
Kanadalı Maden şirketini bölgede siyanürle altın, bakır, çinko, kurşun, gümüş gibi madenleri arayacağı yönünde protesto etmek için kar yağışı altında toplanan yaklaşık 100 kişilik grup Eğlence Köyü'nden maden sahasına kadar olan 2 kilometrelik yolu ellerinde döviz ve parkatların yanı sıra sloganlar atarak yürüdü. Eylem sırasında hiçbir resmi jandarma güvenlik ekibi eylemcilerin yakınında ve çevrede görülmedi. Az sayıda sivil jandarma güvenlik ekibide grubu uzaktan izledi.
Maden şirketi önünde basın açıklaması yapan Nurettin Orakçı, köylünün tamamen huzurunun bozulduğunu belirterek şunları söyledi:
"Öyle bir noktaya geldik ki bir avuç köy içerisinde, huzursuz, mutsuz, neşesiz bir hale geldik. Bir maddi menfaat uğruna insanların dostluğu, muhabbeti, kardeşliği tetiklenemez. Biz diyoruz ki, insan sağlığının üzerinde hiçbir değer yoktur. Buradaki maden birilerinin cebini doldururken benim sağlığımı etkileyecekse, benden sonra gelen nesillerin sağlığını felç edecekse biz burada bu madeni istemiyoruz. Madenle alakalı bir ÇED alanı birde ruhsat alanı var. ÇED raporu farklı bir alanı kapsarken ruhsat alanı daha geniş bir alanı kapsıyor. Çevrede en az 8 köy bu ruhsat alanı içerisinde yer alıyor. 100 bin dekarlık bir alan ruhsat alanı içerisinde. Buda, buralarda madenin olduğu ve bizi yavaş yavaş öldürecekleri anlamına geliyor. Biz elimizden geldiğince mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu madeni burada işlettirmeyeceğiz ve bu oyuna gelmeyeceğiz" dedi.
Köy halkından Gökhan Özkan da, maden şirketinin verimli tarım arazilerini verimsiz göstererek haksız ve değerinin altında almak istediğini öne sürdü. Özkan, "Kanada firmasıdır. Araştırma firmasıdır. Türkiye'nin birçok ilinde araştırma yapmışlar. Buradaki cevherin çok fazla olmasından dolayı bu pastayı başkalarına yedirmemek için kendileri ilk defa işletmeye talip olup burayı almaya çalışmaktalar. Şu anda altın, bakır, çinko, kurşun, gümüş gibi madenler var. Sadece bir bölgede 30 milyon ton rezervden bahsediliyor. Biz burada çiftçilikle geçimini sürdüren insanların çocuklarıyız. Tarım arazilerimizi Kanada firmasına, yabancılara peşkeş çekilir gibi ucuz paralara kamulaştırılmasını istemiyoruz" diye konuştu.
TARLAMI SATMIYORUM TORUNLARIMA MİRASIM OLACAK
Ailesiyle köyde yaşadığını ve şehre göç etmeyeceğine dikkati çeken Abi Şahin isimli köylü ise, "Benim bütün ailem köyde yaşıyor. Başka dışarıdan gelirim yok. Buradan arazim gidecek diye korkuyorum. Bu toprak dedelerimin bana emaneti ve benim de torunlarıma emanetim olacak. Köyümüze sahip çıkılmasını istiyoruz" dedi.
Bazı yetkilerin kendilerine sahip çıkmadığını savunan Şahin, maden şirketinin arazilerinin dönümüne 5 bin lira verdiği, bazı vatandaşların ise parayı cazip bularak tarlalarını sattığını söyledi.
Daha sonra köy halkından Şuayip İlbay, tepkisini kendi yazdığı şiirini okuyarak gösterdi.
Yorum Yazın