Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin et ithalatı ve hayvancılık desteklemeleri ile ilgili basın açıklaması yaptı.
Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin et ithalatı ve hayvancılık desteklemeleri ile ilgili yaptığı açıklamada; ''Türkiye açısından önemli bir sorun oluşturan et fiyatlarının son dönemdeki yükselişi üzerine harekete geçen "ithal et lobisi", Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Faruk Çelik'in 15. Ulusal Tarım ve Gıda Kongresi'nde yaptığı "et ithaline karşıyız" açıklaması ile hayal kırıklığına uğradı.
Ancak, ne zaman et ithal edilmeyeceği açıklansa, bu kez içerideki spekülatörler bu durumdan yarar sağlamaya çalışmakta ve et fiyatının normalden yukarı çekilmesine neden olmaktadır.
ET SEKTÖRÜNDEKİ "İTHALAT" VE "SPEKÜLASYON" TUZAKLARI
Bir tür kısır döngü oluşturan bu ikili yapı, adeta bir emme basma tulumba gibi çalışmaktadır. Bu kesimler, karşıt yönde faaliyet gösterseler de birbirlerini destekler bir etki yaratmaktadır. Fiyatlar yükselince ithalat gündeme geliyor. İthalat başlayınca fiyatlar geçici olarak düştüğü için hayvanlar kesiliyor, küçük üretici iflasa sürükleniyor. Bunun sonucunda verilen teşvikler boşa gidiyor. Ve et fiyatları yeniden yükseliyor. Ancak bu kez insanlar yeniden yüksek fiyatla, bu kez ithal et yemek zorunda kalıyor.
ET NEDEN PAHALANDI?
Bugün çektiğimiz sıkıntıların kaynağında geçmişte Et Balık Kurumu'nun tasfiye edilmesinin yarattığı sıkıntılar ve bunun sonucunda yaşanan "serbest ithalat" olayı bulunmaktadır.
1990'lı yıllarda Et Balık Kurumu özelleştirme kapsamına alınmış; kurumun tüm yurda yayılmış kombinaları özelleştirme, devretme ve kapatma yolu ile tasfiye edilmiş; sonuçta toplam 27 kombina kurumun elinden çıkmıştır.
Ne var ki, bu durumun hayvancılığımız üzerinde yarattığı olumsuz etkiler karşısında 2005 yılında Kurum, özelleştirme programından çıkarılarak Et ve Süt Kurumu adıyla tekrar eski statüsüne kavuşturulmuş ve yeni kombinalar açılması kararlaştırılmıştır. Ancak Kurum'un eski gücüne kavuşması kısa zamanda mümkün olmadığından et üretimi artırılamamış, fiyatlar yükselmiş ve sonunda 2010 yılında sıfır gümrüklü ithalata izin verilerek büyük bir yanlışın altına imza atılmıştır.
2010 yılında başlatılan kasaplık canlı hayvan ve et ithalatı sonucu 2012 yılı ilk 8 ayını da kapsayan bir dönemde yaklaşık 500 bin büyükbaş kasaplık canlı hayvan ile 1,7 milyon küçükbaş canlı hayvan ve 132 bin ton kırmızı et ithal edilmiştir. Bu hayvanlara 3 milyar dolar civarında para ödenmiştir. İthalat sonucu tasfiye edilen ve küçülen işletmeler dolayısıyla uğranılan kayıp da hesaba katılırsa bu rakam 5 milyar doların üzerine çıkmıştır.
ÇÖKÜŞÜN EŞİĞİNDEN NASIL DÖNÜLDÜ?
Bütün bunların sonucunda yine de istenilen sonuç elde edilemeyince hayvancılığın tamamen çökmemesi için et ithalatı gümrük vergileriyle önlenmiş ve hayvancılığın teşvik edildiği yeni bir dönem başlamıştır. Bu teşviklerle 2013 yılında büyükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 3,6 artarak 14,5 milyon adede ulaşmıştır. Küçükbaş hayvan sayısı da artmış ve bunun sonucunda kırmızı et üretimi yeniden yükselişe geçmiştir.
NE YAPILMALI?
İçinde bulunduğumuz dönemde et fiyatları yeniden yükselme trendine girmiştir. Bu durum, ülkemizdeki hayvan sayısı ve kırmızı et üretimi ile yakından ilgilidir. Açıklanan son rakamlara göre 2015 Haziran ayı itibariyle büyükbaş hayvan sayısı 14,7 milyon baş olmuştur. Bu rakam 2013'te 14.5 milyon olduğuna göre, ithalatın durmasının ardından hayvan sayısında önemli bir artışın gerçekleştiği ancak bu artışın son dönemde yavaşladığı anlaşılmaktadır. Bunun en başta gelen nedeni üretim maliyetini önemli ölçüde yükselten yem fiyatlarının yüksekliğidir.
Dolayısıyla, içine girdiğimiz yeni yılda hayvancılığa verilen teşviklerin artırılmasını, yem fiyatlarının düşürülmesini sağlayacak önlemlerin alınmasını, Et ve Süt Kurumu'nun güçlendirilerek piyasayı düzenleyebilecek güce kavuşturulmasını, ve üretici kooperatiflerinin pazarlama alanında da etkin hale getirilmesini bekliyoruz.'' dedi.
Yorum Yazın