Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü Masum Burak, Türkiye'de kurdukları gen bankalarıyla 120 binin üzerinde tohumu koruma altına aldıklarını söyledi.
Burak, Doğu Akdeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının desteğiyle bir otelde düzenlenen 5. Uluslararası Katılımlı Toprak ve Su Kaynakları Kongresi'nde yaptığı konuşmada, tarımın stratejik bir konu olmasının artık herkesin bildiği bir gerçek haline geldiğini belirtti.
Dünyada, gelişmiş ülkelerde uluslararası organizasyonların acentelerinde gelecek için mücadele alanları olarak gıda, su ve enerjinin belirlendiğini vurgulayan Burak, şunları kaydetti:
"Neden gıda, su ve enerji böyle önemli? Çünkü gıda güvenliği bütün toplumların ortak problemidir. Şimdi iklim değişikliğinden etkilenecek ülkeler arasında, Akdeniz havzasında bulunmamız nedeniyle Türkiye'nin olacağı söyleniyor. Tabi Türkiye, Suriye ve Mısır gibi ülkelerdeki iklim değişikliğinin en büyük tehlikesi kuraklık. Dolayısıyla bunlara karşı da hazırlıklı olmamız gerekiyor. Bu kapsamda bakanlığımızın da eylem planları var."
"Türkiye su kaynakları bakımından çok zengin bir ülke değil fakat biyolojik çeşitlilik bakımından son derece zengin bir ülke" diyen Burak, ülkede 12 bin çeşit bitki türü bulunduğunu, bunların 4 bine yakınının endemik olduğunu belirtti.
Avrupa kıtasında 12 bin bitki çeşidi bulunduğunu, bunlardan 2 bin 700'ünün endemik olduğunu ifade eden Burak, "İşte bizim zengin bitki çeşitliliğimizin de korunması lazım. İşte bunun için de dünyanın en gelişmiş kuraklık merkezi kurduğumuz Konya'daki gen bankamıza ilave olarak Ankara'da 250 bin ton kapasiteli dünyanın üçüncü büyük tohum gen bankasını kurduk. Şu anda Konya ve Ankara'daki 2 gen bankamızda, 120 binin üzerinde çeşitle tohumlarımız muhafaza ediliyor. Bunlar sadece muhafaza edilmekle de kalmıyor Ar-Geedilerek yeni çeşitlerin üretilmesine yardımcı oluyor. Bunlarla geleceğe doğru kaliteli, yüksek verimli tohumlar üretiyoruz" diye konuştu.
Burak, Ar-Ge kültürünü yaygınlaştırmak istediklerini, kamu, üniversite ve özel sektör işbirliğiyle Ar-Ge çalışmalarını sürekli hızlandırdıklarını sözlerine ekledi.
Kahramanmaraş Valisi Mustafa Hakan Güvençer ise Kahramanmaraş'ın tarımsal niteliklerinin ötesinde bir sanayi kenti olarak bilindiğini ancak sahip olunan kaynakların çok zengin olmadığını söyledi.
Valilik, yerel yönetimler ve bakanlıklarla irade mutabakatı bulunduğunu vurgulayan Güvençer, bu mutabakatı adım adım eyleme geçirmenin herkesin birinci derecede boynunun borcu olduğunu dile getirdi. Güvençer, bu tür organizasyonların hedefe giden yolda atılan önemli adımlar olduğunu sözlerine ekledi.
Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç da Büyükşehir Belediyesi olarak toprak ve suların rasyonel kullanılması için kendilerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirme gayreti içerisinde olduklarını söyledi.
Özellikle su kaynaklarının kirlenme nedeniyle büyük tehdit altında olduğunu dile getiren Erkoç, bu konuda kentteki sıkıntıları bir bir çözme gayreti içerisinde olduklarını vurguladı.
Kahramanmaraş'ı Türkiye'nin en önemli su kaynaklarına sahip kent olarak nitelendiren Erkoç, şöyle devam etti:
"Kahramanmaraş'taki Ceyhan ve Aksu Nehri olmak üzere buraya dökülen evsel atıkların arıtılması ve su kaynaklarımızın en iyi şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla başta Afşin, Pazarcık ve Türkoğlu ilçelerimiz olmak üzere arıtma tesisi kurmaya başladık. Bu 3 ilçede evsel atık arıtma tesisini bitirdik. Kent merkezinde de 600 bin kişiye hitap edecek arıtma tesisinin ihalesini çok şükür yaptık."
Yaklaşık 300 akademisyen, bürokrat, ilgili meslek ve sivil toplum kuruluşları üyelerinin katıldığı kongre 3 gün sürecek.
Yorum Yazın