PARİS'te Yves Rocher Vakfı'nın 15 yıldır düzenlediği 'Toprağın Kadınları' yarışmasına Türkiye'den kabul edilen ilk proje olan ve göç nedeniyle yaşamın durduğu baba toprağı Elazığ'ın Nimri Köyü'nde Özgül Öztürk'ün uyguladığı 'Nimri'de Yeniden Hayat' projesi, dünya birincisi seçildi.
Türkiye'de köyden kente göçün yoğunlaştığı 1950'lerden sonra, birçok köyde olduğu gibi Elazığ'ın Nimri Köyü de yoğun göç nedeniyle boşaldı. İki kuşak öncesi bu köyden İstanbul'a göç eden, doğa ve kadın hakları üzerinde birçok projede yer alan ekoloji mimarı Özgül Öztürk, baba ocağına dönerek, 'Nimri'de Yeniden Hayat' projesini hayata geçirdi.
Özgül Öztürk'ün projesi, Fransa'da Yves Rocher Vakfı'nın 15 yıldır dünya kadınlarının katılımıyla düzenlediği 'Toprağın Kadınları' adlı yarışmaya davet edildi. Türkiye'den uluslararası yarışmaya katılma hakkı kazanan ilk proje olan 'Nimri'de Yeniden Hayat' adlı proje, 9 ülkeden kadınlara ait projelerin yer aldığı finale kalarak, 27 Mart'a kadar süren halk oylaması ve büyük jüri değerlendirmesi sonucunda dünya birincisi seçildi.
Yarışmanın sonuçları 5 Nisan Salı günü Fransa'nın başkenti Paris'te Yves Rocher Vakfı'nın düzenlediği ödül töreninde açıklandı. Ailesiyle birlikte ödül törenine katılan Özgül Öztürk, 15 yıldır yapılan bu yarışmada Türkiye'den finale seçilen ilk Türk kadını olmanın yanı sıra, dünya birinciliğini de kazanan ilk Türk kadını olmayı başardı.
Kar amacı gütmeden çevreyi koruyan, güçlü, toprağına sahip çıkan, cinsiyet eşitliğine ve eğitime katkıda bulunan projeleri olan kadınların ödüllendirildiği yarışmada Özgül Öztürk, dedelerinin dedesinin de yaşadığı Nimri için son 6 yıldır yürüttüğü gönüllü hizmet kapsamındaki 'Nimri'de Yeniden Hayat' projesiyle bu başarıyı elde etti.
'TARİFSİZ MUTLULUK YAŞIYORUM'
Projesiyle dünya birinciliği başarısı gösteren Özgül Öztürk, tarifsiz bir mutluluk yaşadığını söyledi. 'Nimri'de Yeniden Hayat' projesine babasının vefatı sonrası başladığını anlatan Özgül Öztürk, dernek yönetimi ve köylülerle dayanışma ve birliktelik sonucu pek çok kıymeti çalışma yapıldığını söyledi. Ekolojik mimari, kadın, doğa, topluluk, ortak çalışma konularında Toprağın Kadınları yarışmasında üç aşamayı da geçip ödülle Türkiye'ye dönmekten çok mutlu olduğunu kaydeden Öztürk, "Babam başka bir boyutta çok mutlu izliyor tüm olanları. Canım ailem, atalarım, köylülerim, her çevreden tüm dostlarım, beni hiç tanımasalar da projenin taşıdığı değerleri tüm kalpleriyle destekleyen binlerce insan ve kendi halimizde sessiz sedasız yaptığımız çalışmaları dünya çapında görünür kılan, Nimri adının her yerde duyulmasına vesile olan Yves Rocher Vakfı ve Türkiye ekibine, herkese tüm kalbimle çok teşekkür ederim" dedi.
'KÖYÜMÜZÜN ADINI GERİ ALDIK'
Özgül Öztürk proje kapsamındaki uygulamaları da şöyle anlatı:
"Köyün asırlardır Nimri olan adının yoğun göç nedeniyle 1970'lerde Pınarlar olarak değiştirilmesine karşı kampanya başlattık ve köyümüzün adını geri aldık. Hiç kadın üyesi olmayan köyün dayanışma derneğinin yeni yönetim kurulundaki kadın sayısı 9'a yükseldi. 9 kadın, 9 erkek ve başkanını kadın seçtik. Kadın üye alımını artırdık. 6 bin çam fidesinin ekim işçiliğini imece usulü tüm köylümüzün katkısıyla yaptık. Ege Bölgesi'nden bir köy muhtarının, kendi köyünde yaptığı karbon emisyon sıfır çalışmalarını rol model almak, yol haritasından ilhamlanmak için köyümüze davet ettik. 69 çeşmenin haritada yerini belirledik. 3'ünün onarımını İstanbul'dan gelen gençlerimizin gönüllü çalışmasıyla yaptık. Şifalı bitkiler, kadim bilgiler atölyesi düzenledik. Ekolojik mimariye dair bilgilendirme ve sunum yaptık. Çocuklara masal atölyesi, resim atölyesi düzenledik, köyün ortak alanındaki birkaç duvarı boyadılar. Köye sanatçıların davet edilmesiyle sanat çalışmaları düzenlendi. İstanbul'da kahvaltı oturumları, kültür etkinlikleri, kermes, kadınlar günü etkinlikleri, piknik organizasyonları yaptık. Köylümüzün desteği ile gençlerimizi desteklediğimiz eğitim bursu organize ettik. Her sene yazın 1 hafta köyde festival düzenledik. Yaz aylarında 250'ye yakın katılım sağladık. Festival son gecesi herkesin evde hazırladığı yöresel yemekleri köyün ortak alanında hep beraber şenlik havasında sazlı, türkülü, eğlence ile beraber yedik, eğlendik. Köyün yaşlılarıyla sözlü tarih çalışması başlattık. Yapılan etkinliklerle dayanışma arttı ve her yaştan insanın katılımı olduğu gözlemlendi."
Daha yapmayı hedefledikleri çok şey olduğunu belirten Özgül Öztürk, "Kadının temsiliyetinin artması, kadın istihdamının sağlanması, toplumsal dayanışma, toprak yapı, köy örnek ev modeli içerikli bir proje" dedi.
'Toprağın Kadınları' yarışmasında Nimri Köyü dünya birincisi
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın