TZOB Genel Başkanı Bayraktar: Ramazan döneminde, markette 4 üründe fiyat değişimi olmazken, 18 üründe azalma, 14 üründe ise fiyat artışı meydana geldi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ramazan süresince, markette 4 üründe fiyat değişimi olmazken, 18 üründe azalma, 14 üründe ise fiyat artışı meydana geldiğini; üreticide Ramazan döneminde, 10 üründe fiyat değişimi olmadı; 10 üründe azalma, 12 üründe fiyat artışı tespit ettiklerini bildirdi.
Bayraktar, Birlik Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, bu yıl büyük bölümü Haziran ayına denk gelen Ramazan ayı boyunca ürün fiyatlarını incelemeye devam ettiklerini bildirdi.
-Market fiyatları-
27 Mayıs-29 Haziran döneminde market fiyatlarında; 4 üründe fiyat değişimi olmazken, 18 üründe azalma, 14 üründe ise fiyat artışı meydana geldiğine dikkati çeken Bayraktar, şunları söyledi:
“Havuç, kuru soğan, süt ve toz şeker fiyatında değişim görülmedi.
Markette en fazla fiyat düşüşü ise yüzde 30,23 ile kirazda gerçekleşti. Kirazdaki fiyat düşüşünü yüzde 15,69 ile yeşil fasulye, yüzde 14,96 ile karpuz, yüzde 14,50 ile çilek, yüzde 11,16 ile patates, yüzde 10,98 ile yeşil soğan, yüzde 7,38 ile fındık, yüzde 7,33 ile Antep fıstığı, yüzde 5,54 ile kuru incir, yüzde 4,63 ile kuru kayısı, yüzde 4,24 ile salatalık, yüzde 3,50 ile kuru fasulye, yüzde 2,88 ile tavuk eti, yüzde 2,81 ile marul, yüzde 1,31 ile ayçiçeği yağı, yüzde 1,29 ile zeytinyağı, yüzde 1,20 ile kuru üzüm, yüzde 0,41 ile elma izledi.
Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 60,86 ile domateste görüldü. Domatesteki fiyat artışını yüzde 19,53 ile kabak, yüzde 19,47 ile sivri biber, yüzde 16,70 ile yeşil mercimek, yüzde 15,25 ile kırmızı mercimek, yüzde 11,36 ile limon, yüzde 5,43 ile maydanoz, yüzde 5,35 ile mısırözü yağı, yüzde 4,45 ile patlıcan, yüzde 4,38 ile dana eti, yüzde 2,94 ile yumurta, yüzde 2,59 ile pirinç, yüzde 2,04 ile nohut, yüzde 1,61 ile kuzu eti takip etti.”
-Üretici fiyatları-
Üretici fiyatlarında, 27 Mayıs-29 Haziran döneminde, 10 üründe fiyat değişimi olmadı; 10 üründe azalma, 12 üründe ise fiyat artışı tespit ettiklerini belirten Bayraktar, şöyle devam etti:
“Maydanoz, patates, kuru fasulye, nohut, yeşil mercimek, pirinç, kuru kayısı, kuru incir, Antep fıstığı ve zeytinyağı fiyatları değişmeyen ürünler oldu.
Üreticide fiyatı en fazla düşen ürün olan yeşil soğanda düşüş oranı yüzde 34,55’i buldu. Yeşil soğandaki fiyat düşüşünü yüzde 27,39 ile çilek, yüzde 22,03 ile yeşil fasulye, yüzde 15,68 ile kiraz, yüzde 13,68 ile iç fındık, yüzde 11,76 ile elma, yüzde 10,71 ile havuç, yüzde 7,27 ile kırmızı mercimek, yüzde 4,76 ile salatalık, yüzde 4,52 ile karpuz izledi.
Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 82,50 ile kuru soğanda meydana geldi. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 49,92 ile domates, yüzde 28,96 ile sivri biber, yüzde 24,02 ile limon, yüzde 21,88 ile kuru üzüm, yüzde 20,30 ile marul, yüzde 15,63 ile yumurta, yüzde 2,94 ile kabak, yüzde 2,91 süt, yüzde 2,70 ile dana eti, yüzde 2 ile patlıcan, yüzde 0,86 ile kuzu eti takip etti.
27 Mayıs-29 Haziran döneminde, marketlerde fiyatı en fazla artan ürün domates, fiyatı en fazla düşen ürün kiraz oldu.
Üreticide ise fiyatı en fazla artan ürünler, kuru soğan ve domates, fiyatı en fazla düşen ürünler ise yeşil soğan ve çilek olarak tespit edildi.”
-Üreticide fiyat değişimlerinin nedenleri-
Üreticide fiyatı artan ürünlere baktığımızda, kuru soğanda Rusya’nın ambargo kararının yanı sıra komşu ülkelerde yaşanan karışıklıklarla birlikte kuru soğan fiyatlarının dibe vurduğunu, Adana, Hatay gibi illerde bazı üreticilerin, yaşanan fiyat düşüklüğü nedeniyle ürünlerini daha hasat etmeden tarlayı sürmek zorunda kaldığını vurgulayan Bayraktar, şöyle konuştu:
“İçinde bulunduğumuz dönemde soğanın hasat edilmeden sürülmesinin yanı sıra hasadında sonuna gelinmiş olması fiyatlarda artışa yol açtı. Üreticilerimizin bir kısmının ürün daha hasat etmeden sürdüğü, bir kısmının da çok düşük fiyat satmak zorunda kaldığı dikkate alındığında artan fiyattan üreticilerimizin yararlanabildiğini söylemek oldukça güçtür.
Domates ve sivri biberde, özellikle Akdeniz Bölgesi’ndeki seralarda hasadın sonuna gelinmesi ve tarla ürünlerinin tam olarak piyasaya çıkmaması fiyatları artırmıştır.
Limonda görülen artış mevsimsel olup, arzdaki daralmaya bağlı olarak fiyatlar da arttı.
Kuru üzümde ise artan taleple birlikte fiyatlarda artış görüldü.
Üreticide fiyatı en fazla düşen ürün yeşil soğan oldu. Artan hava sıcaklıklarının ürünün kalitesini olumsuz etkilemesiyle birlikte talepte yaşanan daralma fiyatlarda düşüşe yol açtı.
Hasat edilen ürün miktarının artmasıyla yeşil fasulye, kiraz fiyatları düşerken, çilekte Rusya’nın ambargo kararının etkisiyle fiyatlarda düşüş yaşandı.
Patateste üretici fiyatında bir değişiklik görülmemekle birlikte üreticilerimizin sıkıntıları devam etmektedir. Adana’da hasat bitmiş, Hatay’da ise hasadın sonuna gelinmiştir. Ödemiş’te ise artan hava sıcaklıkları, ikinci ürün ekiminin yaklaşması nedeniyle üreticilerimiz ürünlerini yok pahasına satmak zorunda kalmıştır.
Hali hazırda Afyonkarahisar ve Bursa’da patates hasadı yeni yeni başlamıştır. Görüldüğü üzere Çukurova Bölgesi’nde, Ödemiş’te hasadın bitmesine, diğer yerlerde yeni yeni başlamasına rağmen patates fiyatları artmamış 25 kuruşta kalmıştır.
Bu yıl birinci tahmin verilerine göre 4 milyon 700 bin ton patates üretimi beklenmektedir. İlerleyen zamanda hava koşullarının nasıl seyredeceğini ve rekolteyi nasıl etkileyeceğini şimdiden kestirmek mümkün olmamakla birlikte şu anki fiyatlar üreticilerimizi tedirgin etmektedir.
Depoya konacak ürünün henüz hasat edilmeye başlanmadığı dikkate alındığında üreticilerimizin patateste pazarlama sorunlarının yaşanmaması için gerekli tedbirler bugünden alınmalıdır.”
-Rusya-
Bazı ürünlerdeki üretici fiyat düşüşlerinde Rusya’nın etkisine değindiklerini hatırlatan Bayraktar, Rusya konusunda şu bilgileri verdi:
“Son günlerde ülkemiz ve Rusya arasında yaşanan olumlu gelişmeler biz üreticileri de umutlandırmaktadır. Zira özellikle bazı ürünlerde en büyük pazarımız konumundaki Rusya ile ticari ilişkilerimiz çok önemli boyutlardadır. Türkiye, 2015 yılında Rusya’ya 3,6 milyar dolarlık ihracat yaparken, bu ülkeden 20,4 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirmiştir.
Dünyanın sayılı tarım ürünleri ithalatçısı ülkelerinden biri olan Rusya’nın gıda ve tarım ürünü ithalatı 40 milyar doları aşmaktadır.
Rusya, gıda ve tarımda özellikle de yaş meyve sebze ihracatımızda en önemli ülkedir. 2015 yılında Rusya’ya 1,1 milyar dolarlık tarım ve gıda ihracatı yaparken, bu ülkeden çok büyük bölümü tahıl ve yağlı tohumdan oluşan 2,1 milyar dolarlık tarım ve gıda ithalatı gerçekleştirdik.
Bu ülkeye yaptığımız ihracat içinde en önemli payı, 2015 yılında, 600 milyon dolarla meyve ve 336,9 milyon dolarla sebze almaktadır. Meyve ve sebzenin toplam ihracatı 936,9 milyon doları bulmaktadır.
Meyveler içinde öne çıkan ürünler ise turunçgiller, çilek ve üzümdür. Sebzeler içinde ise domates öne çıkmaktadır. Rusya’ya diğer önemli ihracat kalemlerimiz su ürünleri, yağlı tohum ve kanatlı etidir.
Bu ülkeden daha çok tahıl ürünleri, ayçiçeği yağı ithal etmekteyiz.
Bilindiği üzere Rusya 1 Ocak 2016’dan itibaren domates, salatalık, kuru soğan, kırmızı lahana, brokoli, portakal, mandalina, nektarin, elma, armut, kayısı, şeftali, erik, üzüm, çilek, tavuk ve hindi eti, tuz ve karanfil ithalatını yasakladı.
Bu ambargonun ardından Rusya, daha sonra bazı ürünlere geçici ithalat yasağı getirdi. Bu kapsamda biber, nar, patlıcan, marul, kıvırcık, kabak ve balkabağına yönelik alınan geçici ithalat yasağı kararları ile ürünlerin kalitesi ve karantina şartlarına bağlı olarak alımı geçici olarak durdurdu.
Rusya, 2015 itibarıyla yaş meyve sebze ihracatımızdan miktar bazında yüzde 39, değer bazında yüzde 42 pay almıştır.
1 Ocak’tan itibaren uygulanan ambargo kararıyla birlikte ihracatımızda büyük kayıp yaşanmıştır. Yaş meyve ve sebzede, 2015 yılı Ocak-Mayıs döneminde Rusya’ya 529 bin 227 ton ihracat karşılığında 368 milyon 181 bin 496 dolar gelir sağlanırken, 2016 Ocak-Mayıs döneminde 113 bin 119 ton ihracat karışığında 78 milyon 179 bin 758 dolar gelir ancak elde edilebilmiştir.
Geçen yılın aynı dönemine göre, Rusya’ya yaş meyve sebze ihracatımız miktar bazında yüzde 78,6, değer bazında yüzde 78,8 düşüş göstermiştir. Geçen yılın aynı dönemine göre ülkemizin uğradığı maddi kayıp 290 milyon dolar olmuştur.
Bilindiği gibi Rusya, 7 Ağustos 2014 tarihinden geçerli olmak üzere bir yıl süreyle Avrupa Birliği (AB), ABD, Avustralya, Kanada ve Norveç’in sığır ve kümes hayvanı eti, tüm meyve ve sebzeler, kaşar peynirleri ve süt başta olmak üzere tarım ve gıda mallarına ambargo kararı almış ve daha sonra bu ambargo kararını bir yıl daha uzatmıştı. En son Rusya’nın bu ülkelere yönelik ambargosunun 2017 yıl sonuna kadar devam edeceğine yönelik haberler medyada yer aldı.
Türkiye, jeopolitik konumu, enerji talebi, bölgedeki gıda açığını kapatabilecek potansiyeli, turizm imkanları gibi özellikleri dolayısıyla Rusya için vazgeçilmez bir ülke. Nitekim, Rusya, 2014 yılında, AB, ABD, Avustralya, Kanada ve Norveç’e ambargo kararı alırken, bu ihtiyaçlarını karşılayacak 4 ülke arasında Brezilya, Çin ve Arjantin ile birlikte Türkiye’yi de saymıştı.
Türk-Rus ilişkilerinin normal seyrine dönmesi hem Türkiye hem de Rusya için oldukça önemlidir.
Bu karardan turizm ve tarım sektörlerimiz kazançlı çıkacaktır. Rusya’ya yönelik tarım ürünleri ihracatının yeniden başlamasıyla, çiftçimizin ambargodan doğan mağduriyeti ortadan kalkacaktır.”
Bayraktar, “Rusya ile ihracat ne zaman artar, bunun üreticiye pazara yansıması ne zaman olur?” şeklindeki soruyu ise şöyle yanıtladı:
“Ülkemizin 290 milyon dolar civarında bir ihracat kaybı var. Bu sezon üreticimizin bir miktarı malı elinde kaldı. Başka pazarlar bulmaya çalıştık ama her şeye rağmen bu yıl üreticimiz mağdur oldu. Bu fiyatlara da yansıdı zaten. Önümüzdeki yıl üretimini ve fiyatları bir miktar etkileyecek. Üretici için makul bir fiyattan mal satması bizim için çok önemli. Alın terinin karşılığını almak çok önemli. Bu bakımdan ihracatın fiyatları biraz daha makul seviyeye getireceğine inanıyoruz. Bu yıl geçti önümüzdeki yıl için umutluyuz.”
“Örgütlenmeyi 100 yıldır beceremedik”-
Bayraktar, üretici market fiyat farkına dikkati çeken ve bu farkın düşürülmesi adına ne gibi çalışmalar yapılabileceğini soran bir basın mensubuna, şunları söyledi:
“Bununla alakalı birkaç bakanlığımız koordinasyonunda bir çalışma yapılıyor. Hal kanunu da bir çare olması düşünülerek tekrar hazırlandı. Mecliste yasalaştı ama bütün bunların çare olmadığı görüldü. Makas yine fevkalade açıktır. Bizim tavsiyemiz şu; elbette piyasaların denetlenmesi önemli. Bunu zaman zaman biz de yapıyoruz. Özellikle Ramazan ayında yapıyoruz. Bakanlığımız yapıyor. Ama burada bütün mesele örgütlenmeden geçiyor. Eğer biz tarım kesiminde ekonomik örgütlenmeyi tamamlayamazsak. Ekonomik örgütleri idari ve mali yönden güçlü hale getiremezsek, piyasaya müdahale eden kurumlar haline getiremezsek, yani malı alan stoklayan, alıcı ile üreticiyi buluşturan, sanayici ve üreticiyi buluşturan ve üretim sözleşmesi yaptıran bir yapıya bir mekanizmaya kavuşamadığımız takdirde bu sorunlar devam edecektir. Üzülerek ifade ediyorum. Biz örgütlenmeyi 100 yıldır beceremedik. 100 yıldır örgütler var, kooperatifler var ama bunların hiçbir tanesi idari ve mali yönden güçlü değil. Birkaç tanesi istisnadır. Bunlar piyasaya girip müdahale edemiyorlar. Bunlar piyasaya girip müdahale etseler, planlama yaparlar bu aynı zamanda fiyat istikrarını da getirir. Ama bunu yapacak bir üretici örgütü yok. Bizim hükümetimize tavsiyemiz şu: Üretici örgütlerini bu yapıya getirelim. Yani bunları sadece idari ve mali yönden güçlendirmek değil; görev tanımı da yapmamız lazım; ne yapacaklarını, piyasaya nasıl müdahale edeceklerini iyi belirlememiz lazım. Yoksa parayı vermişsiniz. Para amacına uygun kullanılmıyorsa hiçbir şey ifade etmez. Dolayısıyla hükümetimize tavsiyemiz de budur. Bununla ilgili bir çalışma var. Bu çalışmanın sonuçlarını bekliyoruz.”
Ülkemiz büyük bir manevi yoğunlukla yaşadığı mübarek Ramazan günlerinin ardından yaşayacağı bayrama hazırlanırken İstanbul’da meydana gelen terör saldırısının bütün milleti yasa boğduğuna dikkati çeken Bayraktar, “Ben bu vesileyle bir kez daha, kalleşçe yapılan bu terör saldırısını lanetliyor, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar ve bütün milletimize başsağlığı diliyorum. Bütün milletimizin ve İslam âleminin mübarek Kadir Gecesi ile Ramazan Bayramını şimdiden kutluyor, Ramazan Bayramı’nın hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum” dedi.
Yorum Yazın