Yaşar Üniversitesi öğretim üyesi arkeolog Prof. Dr. Recep Meriç, Ege'de bahar aylarında doğal olarak yetişen ve yenilen radika otunun 1800 yıl önce 'Eski İzmir' yani Smyrna'nın önemli bir lezzeti olduğunu ortaya çıkardı.
Geçen hafta sonu 7'ncisi yapılan Alaçatı Ot Festivali'nin teması, radika olarak belirlendi. Onbinlerce kişi dört gün süren festivalde, bahar aylarında kırlardan toplanıp yapılan ot yemeklerinin tadına baktı.
15 yıl boyunca Torbalı'daki Metropolis Antik Kenti'nde kazı başkanlığı yapan Yaşar Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü öğretim üyesi arkeolog Prof. Dr. Recep Meriç de, radikanın adına, antik dünyanın aynı zamanda gastronomi yazarı olan Naukratis'li Athenaios'un Roma döneminde MS 190 yıllarında kaleme aldığı Deipnosophistai (Gastronomlar,Yemek Uzmanları) kitabında rastladığını söyledi.
Konak Belediyesi'nin İZKA projesi kapsamında hazırlattığı İzmir'in Gizli Kültür Cevherleri kitabında yazdığı İzmir'e Kısa Bir Bakış bölümünde Ege otlarıyla ilgili de tarihsel bilgiler verdiğini aktaran Prof. Dr. Meriç, "Yaptığım araştırmada, Deipnosophistai kitabında, Smyrna'da yetişen thridaka isimli ottan bahsedildiğini gördüm. Thridaka kelimesinin söylenişi, ses benzerliğinden dolayı yüzyıllar içinde biraz değişse de radika biçimini alarak günümüze kadar ulaşabilmiş" dedi.
Ege ve İzmir'de, yemeklik ot kültürünün günümüzde tekrar canlanması için yerel yönetimlerin, üniversitelerin ve bazı yemek yazarlarının konuya önem verdiğini belirten Prof. Dr. Meriç, "Tarihi 8 bin 500 yıl öncesine kadar dayanan İzmir'in, yöresel yemek kültüründe otların her zaman önemli yer tuttuğunu birçok kitapta görüyoruz. Hem sağlıklı yaşam ve hem de yerel kültürlerin yaşaması açısından son dönemde yapılan tanıtım çalışmalarının yararlı olduğunu düşünüyorum. Radikanın yanı sıra doğada yetişen diğer otlar arasında kuzu kulağı yani labada Eski Yunanca'da Lapothon olarak karşımıza çıkıyor. Cibez, turp otu ve şevketi bostan da binlerce yıldır kültürümüzde olan şifalı otlar" diye konuştu.
Yorum Yazın