Aydın'ın Nazilli ilçesinde ürettikleri taze patlıcanı değerinden satamayınca, "Patlıcan Vadisi" adını verdikleri özel alanda kuru patlıcan üretimine başlayan Karaefe ailesi, zaman içinde, aralarında Almanya, Fransa, Katar ve Dubai'nin de bulunduğu pekçok ülkeye ihracat yapar hale geldi.
Dedesinden miras aldığı patlıcan kurutma işini sürdüren Turgay Karaefe, bu işe nasıl başladıklarını ve zaman içinde işleri nasıl geliştirdiklerini anlattı.
Ailesinin yarım asrı aşkın bir süredir Yıldıztepe Mahallesi'nde sebzecilik yaptığını belirten Karaefe, taze patlıcanları iç piyasaya sürdüklerini, ancak maliyetini karşılamakta güçlük çekince dedesinin, ürünü satmak için yeni bir yol denediğini söyledi.
Dedesinin bir sipariş üzerine patlıcan kurutmaya başladığını anlatan Turgay Karaefe, "Daha sonra annem ve babam bunu sürdürerek kısmen de olsa yurt dışına satmaya başlamışlar. Onlar yaşlanınca ben ve ağabeyim Abdullah, dümene geçerek işleri iyice büyütmeye karar verdik" dedi.
Patlıcanı kışın ektiklerini, ekiminden satımına kadar bütün aşamaları kendilerinin yaptığını dile getiren Karaefe, şöyle konuştu: "Kendi imkanlarımız dahilinde yaş patlıcanları kurutuyoruz. Ekiminden satımına kadar bu ürünle kendimiz ilgileniyoruz. Bunun yanı sıra yaş patlıcanını satamayan üreticinin de patlıcanını alarak kurutuyoruz. En az 500 aile buradan ekmek yiyor. Bu patlıcanların hepsi tamamen organiktir ve doğal yollarla kurutulmaktadır."
"PATLICAN VADİSİ"
Karaefe, yaş patlıcanların kurutulmaya bırakıldığı yerin özel olarak seçildiğini belirterek, "Patlıcanları kuruttuğumuz alanda 5 kilometrelik hava koridoru var. Yani bu alandaki havanın nemi patlıcanın kurutulması için bulunmaz bir nimet. 100 metre ileride bu kurutma işlemini yapamazsınız. Dönemin kaymakamı Caner Yıldız buradaki havayı ölçtürmüş ve aynı sonuçlara varmıştır. Bu yüzden buraya 'Patlıcan Vadisi' diyoruz" diye konuştu.
Türkiye'de en fazla kuru patlıcan üretimini kendilerinin yaptığını iddia eden Karaefe, ürünlerini iç piyasada İstanbul, Ankara, Bursa ve İzmir gibi büyük şehirlere gönderdiklerini kaydetti. Karaefe, 3 yıl önce kendi soyadlarıyla marka tescili de yaptırdıklarını aktardı.
"MAHALLEMİZ BACASIZ FABRİKA"
Anne ve babasının ihracatta bir kıvılcım oluşturduğunu, daha sonra bu kıvılcımı abisiyle birlikte büyüttüklerini, şu anda yurt dışında iyi bir pazar oluşturduklarını söyleyen Karaefe, şunları kaydetti:
"Avrupa’da genelde gurbetçi vatandaşlarımız tüketiyor, ama son zamanlarda gurbetçilerimizin aracılığıyla bu lezzeti yaşayan yabancılar da ürünü almaya başladı. Almanya, İtalya, Fransa, Hollanda ve Avusturya'ya ihracat yapıyoruz. İki yıldan beri Katar'a ve Dubai'ye göndermeye başladık. İhracatımız hızla artıyor. Yurtdışında güzel bir pazar oluşturduk. Gelen çiftçimiz olduğunda onların da mallarını kurutarak dünyanın her yerine ulaştırmaya çalışıyoruz. 5 bin ton kurutuyorsak bunun 3 bin 500 tonunu yurt dışına gönderiyoruz. Bu bizim için gurur verici bir durum. Hedefimiz mahallenin adını tüm dünyaya yayarak ürünümüzün kalitesini herkese tattırmak."
Bütün mahalleyi bu işe ortak ettiklerini söyleyen Karaefe, "Bu mahalle kapalı bir kutuydu. Burada bir mahalleden daha fazlası yapılıyor. Bana göre Yıldıztepe Mahallesi bacasız bir fabrikadır. Mahallemizden Avrupa sofralarını lezzetlendiriyoruz" diye konuştu. Anne Nurten Karaefe de çocuklarıyla gurur duyduğunu belirterek, çocukluğundan beri bu işle uğraştıklarını, çocukluğunun geçtiği mahalleden dünyanın birçok yerine ihracat yapıldığı için mutlu olduklarını ifade etti. Günlük 50-60 lira arasında değişen yevmiyeye çalışan mahalle sakinlerinden Sevilay Çifçi ise "Kendim emekliyim. Hem zaman geçiriyorum hem de aile bütçeme katkı sağlıyorum. Burada kazandığım parayla çocuklarımı okutuyorum. İşe gitmeden, iş, kapımın önüne geliyor" dedi.
Yorum Yazın