Yaz aylarının "serinleten meyvesi" karpuzun rekoltesini artırmak için kabak köküne aşılanması ürünün kalitesini ve tadını etkiliyor.
Yaz aylarının "serinleten meyvesi" karpuzun rekoltesini artırmak için kabak köküne aşılanması ürünün kalitesini ve tadını etkiliyor.
Üreticilerin daha fazla verim almak ve daha erken hasat ederek fazla gelir kazanmak hedefiyle kabak aşılı karpuzu tercih etmesinin, yaz meyvesinin piyasada bollaşmasını sağladığı ancak tadı ile kalitesinin düşmesinin sıkıntıya neden olduğu belirtiliyor.
Ege Üniversitesi (EÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. İbrahim Duman, AA muhabirine yapığı açıklamada, karpuzda kabak aşısını Türkiye 'de ve dünyada yeni bir uygulama olmadığını, ancak bilinçsizce yapıldığı için tüketiciye bazı sorunlarıyla yansıdığını bildirdi.
Üreticinin kabak aşılı karpuzu tercihinde "hastalıktan koruma", "yüksek verim" ve "erken ürün" olarak sayılabilecek 3 ana nedeni bulunduğunu vurgulayan Duman, şunları kaydetti:
"Eğer kabak aşılı karpuz fidesi dikmezseniz mutlaka toprak kaynaklı hastalık etmenleri bitkinize zarar verir. Bu da bitkinin ölümüne dolayısıyla verimin düşmesine yol açar. Bu nedenle kabak aşılı karpuz tercih ediliyor. Karpuz, kabak gibi çok güçlü bir anaç üzerine aşılanarak toprak kaynaklı hastalıklara dayanıklı hale gelince birim alanda daha yüksek verim sağlıyor. Bu ürün düşük toprak sıcaklığında bile aşısına göre gelişimine devam edebildiğinde erkenden piyasaya sunulabiliyor. Bilindiği gibi sebze ve meyvede 'erkenci' olarak elde edilen ürün yüksek fiyatla satılır. Ayrıca kabak aşılı karpuz pazarcılar açısında uzun raf ömrü nedeniyle de tercih edilen bir üründür."
- "Piyasadaki karpuzların yüzde 90'ı kabak aşılı"
Prof.Dr. Duman, tüketicinin aşılı karpuzda karşılaştığı en büyük sorunun "tadı" olduğunu işaret ederek, bu ürünün şeker içeriğinin düşük olduğunu ancak zamanında hasat edilmesi durumunda şeker yönünden bir sıkıntının oluşmadığını tespit ettiklerini ifade etti.
Üreticinin erken hasat yaparak "erkenci ürün" olarak gelir elde etme hedefiyle hareket ettiğinden tüketiciye şeker içeriği düşük karpuzların ulaştığına dikkati çeken Duman, "Kabak aşılı karpuz meyvesini kestiğinizde, meyve eti sert ve lifli bir yapıda olur. Aşısız karpuz yumuşak meyve etine sahiptir ve lifsizdir. Şu an ben piyasadaki karpuzların yüzde 90'ının aşılı olduğu rahatlıkla söyleyebilirim" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. İbrahim Duman, tüketicinin kabak aşılı bir karpuzu kesmeden, dışına bakarak anlayamayacağını belirterek, "Tadına bakmadan anlaşılma şansı yok. Karpuz kesildikten sonra meyve eti yapısından anlaşılabilir. Kabak aşısı aslında yanlış bir uygulama değil, insan sağlığı ve beslenmesi açısından da herhangi bir olumsuzluğu yok. Tek sıkıntı, uygun zamandan yapılmayan hasat nedeniyle tüketiciye 'kabak tadında karpuz' gitmesi" diye konuştu.
- Verim 2,5 kat artıyor
İzmir Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneği Başkan Yardımcısı Yusuf Gündoğdu da 35 yıldır karpuz alım satımıyla uğraştığını ifade ederek, karpuzda kabak aşısının tüketimi düşürdüğünü dile getirdi.
Tüketicinin, tadı ve kokusu olmadığı için karpuz yemekten vazgeçtiğini savunan Gündoğdu, "Üretici, hasadı fazla diye bu ürünü tercih ediyor. Çünkü bir dönümde normal karpuz 4 ton ürün verir, kabak aşılı karpuz ise 10 ton ürün verir" dedi.
- "Bakanlık yasaklasın"
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın Türkiye'de kabak aşılı karpuz ekimini yasaklaması gerektiğini savunan Yusuf Gündoğdu, şunları söyledi:
"Örneğin İran 'dan orijinal karpuz geliyor, kilogramı 2,5 lira ama insanlar aldı mı bir kez daha almak istiyor. Biz ise 30 kuruşa karpuzu satamıyoruz. Bakanlığın buna bir önlem alması lazım. Kabak aşısı yasaklanmadığı müddetçe Türkiye'de insanlar güzel karpuz yiyemeyecek."
Yorum Yazın