Türkiye'de 18 yıl önce yürürlüğe giren kanunla teminat altına alınan ıslahçı hakları ile bugüne kadar 2 binden fazla bitkisel ürün koruma altına alındı.
Islahçı hakları kapmasında aktif koruması devam eden 1684 çeşidin 935'i tarla bitkileri, 424'ü meyve, 276'sı sebze, 49'u ise süs bitkileri grubunda yer alıyor.
Ülkemizde yeni bitki çeşitlerine ait ıslahçı haklarının korunmasına dair iş ve işlemler Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.
Uygulamalar 2004 yılında yürürlüğe giren 5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun ile bağlı Yönetmelik ve Uluslararası Yeni Bitki Çeşitlerini Koruma Birliği (UPOV) Sözleşmesi hükümleri esas alınarak yapılmaktadır.
Ülkemizde koruma süresi tescil tarihinden geçerli olmak üzere patates, ağaç ve asmalarda 30 yıl, diğer bitki türlerinde ise 25 yıldır.
Bir çeşidin koruma altına alınabilmesi için farklı, yeknesak ve durulmuş olması, ayrıca yenilik kriterlerini taşıması gerekmektedir.
5042 sayılı kanunun yürürlüğe girmesini müteakiben ülkemiz 2007 yılında UPOV'a üye olmuştur.
UPOV üyeliği ile birlikte ülkemizde bitki ıslahçı hakları uygulamaları UPOV Sözleşmesi ile tam uyumlu olarak yürütülmeye başlanmıştır.
Başvuru dosyaları, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğüne (BÜGEM) gönderilmektedir.
Genel Müdürlükçe alınan başvuru dosyaları BÜGEM'den bir, Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nden bir ve Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü'nden (TTSM) bir üye olmak üzere toplam üç kişiden oluşan Başvuru İnceleme Komisyonu tarafından değerlendirilerek karara bağlanmaktadır.
Komisyon marifetiyle başvuru dosyasında sunulan belgelerin doğruluğu ve uygunluğu, başvuru konusu çeşidin yenilik vasfını taşıyıp taşımadığı, başvuru sahibinin başvuru yapmaya yetkili olup olmadığı gibi kriterler incelenmektedir.
Başvuru dosyasında herhangi bir eksiklik olması halinde bunun giderilmesi amacıyla başvuru sahibine yazılı bildirim yapılmaktadır.
Başvurusu kabul edilen çeşitler ise Bitki Çeşitleri Bülteni'nde yayımlanmaktadır.
Başvurusu kabul edilen çeşitler ise teknik inceleme denemelerinin yapılması amacıyla TTSM'ye gönderilmektedir.
Teknik inceleme denemeleri ülkemizde yapılabildiği gibi CPVO yada UPOV üyesi ülkelerin yetkili otoriteleri tarafından da yapılabilmektedir.
Denemelerin yurt dışında devam etmesi halinde, başvuru sahibinin talebi halinde ülkemizde deneme kurulmadan yurt dışında devam eden denemelerin sonuçlanması ve tamamlanmasını müteakiben yurt dışı yetkili otoriteleri tarafından hazırlanan teknik inceleme denemeleri de ülkemizde geçerlilik arz etmektedir.
Teknik İncelemeleri tamamlanan çeşitlerin listesi TTSM tarafından BÜGEM'e gönderilmektedir.
BÜGEM söz konusu çeşitlerin ıslahçı hakkı korumalarının karara bağlanması amacıyla Islahçı Hakları Tescil Komitesi'ni oluşturmaktadır.
Komite BÜGEM'den bir, HHGM'den bir, TTSM'den iki, Üniversite'den bir ve ilgili Araştırma Enstitüsü'nden bir kişi olmak üzere toplam altı üyeden oluşmaktadır.
Komite marifetiyle çeşitlerin teknik inceleme raporları tekrar gözden geçirilerek koruma altına alınmaya hak kazanan çeşitler belirlenmektedir.
Koruma altına alınan çeşitler Bitki Çeşitleri Bülteni'nde yayımlanmaktadır.
Koruma altına alınan çeşitlerin korumalarının devam etmesi amacıyla her yıl ocak ayı içerisinde başvuru sahiplerince yıllık işlem ücretlerinin ödenmesi gerekmektedir.
Yıllık İşlem Ücretleri ödenmeyen çeşitlerin korumaları sonlandırılmaktadır.
Bu durumda ise başvuru sahiplerinin koruması sonlanan çeşitlerin Bitki Çeşitleri Bülteni'nde yayımını takip eden 6 ay içerisinde mücbir sebep başvurusunda bulunma hakları bulunmaktadır. Mücbir sebebin kabul edilmesi halinde ise çeşitlerin korumalarının tekrar geçerlilik kazanması mümkündür
18 YILDA ÜÇ BİNE YAKIN BAŞVURU
Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin 5042 Sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 2004 yılından itibaren günümüze kadar toplam 2990 başvuru alınmış olup bu başvurulardan toplam 2187 adedi koruma altına alınmıştır.
Bu çeşitlerden halihazırda 1684 çeşidin aktif koruması devam etmektedir.
Başvuruların türlere göre sınıflandırmasına bakıldığında, ülkemiz tarımında geleneksel yeri ve ıslah faaliyetlerinin yoğunluğuna orantılı olarak tarla bitkileri grubunda buğday, sebze grubunda domates, meyve grubunda şeftali ve süs bitkileri grubunda ise karanfil en fazla başvuru yapılan türlerdir.
Koruması devam eden 1684 çeşidin 935'i tarla bitkileri, 424'ü meyve, 276'sı sebze, 49'u ise süs bitkileri grubunda yer alıyor.
Oransal olarak en çok tescilli grup yüzde 55,52 ile tarla bitkileri. Bunu yüzde 25,18 ile meyve grubu, yüzde 16,39 ile sebze grubu ve yüzde 2,91 ile süs bitkileri grubu takip ediyor.
UPOV ÜYELERİ TEMSİLCİ TAYİN EDEREK BAŞVURU YAPABİLİYOR
1991 tarihli UPOV Sözleşmesine ve 5042 sayılı Kanuna göre, UPOV üyesi ülkelerin vatandaşları ülkemizde bir temsilci tayin etmek koşulu ile başvuru yapabilmektedir.
Bu kapsamda ülkemizde yabancı uyruklu gerçek ve tüzel kişilikler tarafından da başvuruda bulunulmaktadır. Buna göre, başvuruların yüzde 47'si yerli başvuru sahipleri, yüzde 53'ü ise yabancı uyruklu başvuru sahipleri tarafından yapılmıştır.
Yabancı uyruklu başvurularda ilk sıra 429 başvuru ile Hollanda menşeli firmalara aittir. Hollanda'dan gelen başvurular daha çok sebze ve patates çeşitlerinde yoğunlaşmıştır. Hollanda'yı 329 başvuru ile ABD ve 216 başvuru ile İspanya takip etmektedir.
UPOV NEDİR
Uluslararası Yeni Bitki Çeşitlerinin Korunması Birliği (UPOV) merkezi Cenevre, İsviçre'de mukim hükümetler arası bir kuruluş olup; Yeni Bitki Çeşitlerinin Korunmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmesi'ne istinaden 1961 yılında kurulmuştur.
UPOV'un misyonu, etkili bir bitki çeşitliliği sistemi sağlamak ve teşvik etmek amacıyla geliştirilen yeni bitki çeşitlerine yönelik olarak fikri ve sınai haklar kapsamında etkin bir koruma sistemi oluşturmaktır.
Bu kapsamda UPOV'a üye olan 76 üye ülke tarafından uluslararası kabul görmüş bir sistem sağlayan UPOV Sözleşmeleri kapsamında üye ülkeler arasında bitki ıslahçı hakları koruması sağlanmakta olup bu yolla dünya genelinde yeni bitki çeşitlerinin geliştirilmesini teşvik etmektedir.
UPOV sisteminin hayata geçirilmesi ile birlikte üye ülkeler arasında yeni bitki çeşitlerinin geliştirilmesi hususunda aşağıdaki gelişmeler kaydedilmiştir:
(a) artan ıslah faaliyetleri,
(b) iyileştirilmiş, yüksek verimli ve hastalıklara dirençli çeşitlerin daha fazla bulunabilirliği,
(c) yeni çeşitlerin sayısının artması,
(d) yetiştirici türlerinin çeşitlendirilmesi (örneğin özel yetiştiriciler, araştırmacılar),
(e) yabancı yeni çeşitlerin sayısının artması,
(f) dış pazarlarda rekabet gücünün geliştirilmesi
(g) yabancı ıslahçılar tarafından geliştirilen yeni bitki çeşitlerine erişimin arttırılması ve yerli yetiştirme programlarının geliştirilmesi.
UPOV YÖNETİM YAPISI
UPOV'un en üst ve karar verici organı UPOV Konseyi'dir. Konseyden sonra Danışma Komitesi ve Danışma Komitesi'ne bağlı Komiteler ve Komitelere bağlı olan Teknik Çalışma Grupları bulunmaktadır. Her üye ülke Konsey, Danışma Komitesi, Komiteler ve Teknik Çalışma Grupları'nda temsil edilmektedir.
UPOV Teknik Çalışma Grupları tarafından hazırlanan teknik talimatlar ve teknik soru anketleri, Teknik Komite'ye sunulmaktadır. UPOV Sözleşmesi'nde yapılan revizyon ve benzeri çalışmalar ile idari ve hukuki düzenlemeler ise İdari ve Hukuk İşleri Danışma Grubu tarafından hazırlanarak İdari ve Hukuk İşleri ve Danışma Komitesi'ne sunulmaktadır.
Teknik Komite ile İdari ve Hukuk İşleri Komitesine Çalışma Grupları ile Danışma Grubu tarafından sunulan revizyonlar ile yeni uygulamalar bahse konu Komitelerin onayını müteakiben bir üst Komite olan Danışma Komitesi'ne sunulmaktadır. Danışma Komitesi'nce uygun görülen hususlar ise UPOV'un en üst seviye karar organı olan Konsey'in onayına sunulmaktadır. Konsey tarafından onaylanan değişiklikler yasal geçerlilik kazanmaktadır.
UPOV Konsey toplantıları her yıl ekim kasım aylarında beş günlük toplantı takvimine uygun olarak düzenlenmektedir. Bu toplantı öncesinde Teknik Çalışma Grupları, Danışma Grubu, Teknik Komite ile İdari ve Hukuk İşleri Komitesi'nce yapılan çalışmalar UPOV Sekretaryası tarafından Konsey Toplantı gündemine alınmaktadır.
CPVO NEDİR
Avrupa Birliği Bitki Çeşitleri Ofisi (CPVO) 1995 yılından itibaren 6 Aralık 1996 tarihi itibariyle faaliyete geçmiş olup merkezi Fransa'nın Angers şehrinde mükimdir. CPVO Fikri ve sınai haklar kapsamında ele alınan yeni bitki çeşitlerine ait ıslahçı haklarının korunması çerçevesinde AB adına işlemleri yürüten yetkili kuruluştur.
Bitki ıslahçı hakları koruma başvuruları AB sınırları içerisinde CPVO üzerinden yapılabilmektedir. CPVO AB üyesi olan bütün ülkelerde geçerli olan ıslahçı hakkı koruması da sağlamaktadır.
CPVO tarafına yapılan başvurularla alakalı teknik incelemeleri (FYD Testleri (Farklılık, Yeknesaklık, Durulmuşluk) CPVO'ya akredite olan ve AB üyesi devletlerde bulunan test merkezlerine yaptırmaktadır. Test merkezlerince yürütülen test sonuçları CPVO'ya iletilmekte olup; CPVO'da olumlu olan test sonuçlarına sahip yeni bitki çeşitlerinin koruma altına alınma ve tescil sürecini tamamlamaktadır.
Ülkemizde bitki ıslahçı hakları korumasına dair iş ve işlemler Bakanlığımız Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü (BÜGEM) tarafından; taraf olduğumuz 1991 tarihli Uluslararası Yeni Bitki Çeşitlerini Koruma Birliği Sözleşmesi (UPOV) ile 5042 Sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun'un amir hükümleri doğrultusunda yürütülmektedir. Ülkemizde CPVO'nun üstlendiği misyon BÜGEM tarafından yürütülmekte olup; teknik incelemeler ise yine BÜGEM'e bağlı Ankara Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü ile bölgesel olarak faaliyet gösteren Tohumluk Sertifikasyon Müdürlükleri tarafından gerçekleştirilmektedir.
Ülkemizin gerek UPOV gerekse CPVO ile etkin işbirliği mevcuttur. UPOV'un olağan toplantılarına katılım sağlanmakta; UPOV toplantıları esnasında CPVO uzmanları ile durum değerlendirmeleri yapılmaktadır. Ayrıca Bakanlığımızdan CPVO'ya CPVO'dan Bakanlığımıza dönemsel olarak uzman ziyaretleri gerçekleştirilmekte olup TAIEX kapsamında müşterek eğitimler verilmektedir.
BAKAN KİRİŞCİ: "TARIMA SON 20 YILDA BİRÇOK MEVZUAT KAZANDIRDIK"
Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, tarıma son 20 yılda birçok mevzuat kazandırdıklarını, bunlardan birinin de ıslahçı haklarına ilişkin düzenleme olduğunu anımsattı.
Bu yasa öncesi üreten, fide geliştiren kişilerin emeklerinin karşılığını teslim eden bir düzenleme bulunmadığına dikkati çeken Kirişci, "Mesela çevreye ve bazı hastalıklara duyarlı bir çeşit geliştiriyordunuz, birisi geliyor el altından o tohumu kendine mal ediyordu ve siz hiçbir hak iddiasında bulunamıyordunuz. Islahçı Hakları Kanunu ile bunun önüne geçtik" ifadelerini kullandı.
Bu kanun ile Türkiye tarımının deyimi yerindeyse "Çağ atladığını" vurgulayan Kirişci, artık Ar-Ge yapanların alın ve akıl terlerinin yeni birer çeşide dönüştüğünü, bu çeşitlerin sahiplerinin de yine bu araştırmaları yapan kişiler olduğunu bildirdi.
Kirişci, tohumların araştırmacılar adına lisanslandırıldığına işaret ederek, "royalti" adı verilen sistem sayesinde, geliştirilen tohum kullanıldığı sürece araştırmacının bundan maddi kazanç sağladığını aktardı.
Türkiye'de 2000'li yıllarda 145 bin ton civarında tohum üretildiğini, bunun bugün yaklaşık 10 kat artarak 1 milyon 400 bin tona çıktığına dikkati çeken Kirişci, "Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne (TAGEM) bağlı Türkiye geneline yayılmış araştırma enstitülerimiz var. Ayrıca Bakanlığımız dışında üniversitelerde de çok sayıda uzman ıslah konusunu çalışıyor. Artık ülkemizin tohumlukta dışa bağımlılığını konuşmayacağız" değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak:Tarım Pusulası
Yorum Yazın