Et ve Süt Kurumu’nun besilik danaları maliyetinin altında kendilerinden alırken şimdi bir de Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın açıklaması üzerine ithal eti marketlerde satmaya hazırlanması üzerine, et üreticileri harekete geçti. Bu şartlarda üretimden çekilebileceklerini belirten üreticiler, sorunlarını dile getirmek üzere Ankara’ya yürümeyi planlıyor.
Dünya Gazetesi’nden Begüm Aksoy’un haberine göre Antalya'da ette ithalatın artırılmasına tepki gösteren et üreticileri, Et ve Süt Kurumu'nun da kırmızı et fiyatını düşürmek için, market zincirlerinde reyon kiralayacağını duyurmasının ardından, üretimin biteceğini açıkladı. Kırmızı Et Üreticileri Birliği Antalya Şube Başkanı İlhan Ayhan, “Bakanlığımıza deriz ki, gerekirse etin ithalatını siz yaparsınız, biz üretimden çekiliriz. Bu konuda genel merkezimizle ciddi bir çalışma yürütüyoruz, Ankara'ya yürüyeceğiz” diye konuştu.
Kırmızı Et Üreticileri Birliği Antalya Şube Başkanı İlhan Ayhan, et fiyatının ithalatla terbiye edilemeyeceğini kaydederek, ithal etin sadece günü kurtaracağını dile getirdi. Asıl çözümün, üreticinin eti ucuz imal etmesi olduğunu vurgulayan Ayhan, “Bugünkü şartlara göre üretici 55 TL'ye yem, yüksek fiyattan saman alıyor, bunlar da göz önünde bulundurulmalı” dedi. Ayhan, limuzin, şarole, angus gibi et bakımından verimli ırkların yaygınlaştırılması gerektiğini de kaydetti.
‘ÜRETİCİ DANASINI KESTİREMİYOR’
İthal et alımının besiciliği de yok ettiğine dikkat çeken Başkan Ayhan, “Üreticinin danası var, kestiremiyor. Et ve Süt Kurumu, üreticiye 23 bin TL fiyat veriyor, dananın üreticisine maliyeti 28 bin TL, bu intihar. Maliyetin altında üretimin devam etmesi mümkün değil, özellikle de genç yaşta besici bu sene zarar ederse seneye yapmaz” dedi.
‘ÜRETİMDEN ÇEKİLMEYİ DÜŞÜNÜYORUZ’
Devletin et fiyatını düşürmek için ithal et alımını çoğaltmasıyla birlikte Et ve Süt Kurumu'nun marketlerde reyon kiralayarak ucuz et satacağını duyurmasının çok yanlış olduğunu dile getiren Ayhan, “30 yılda üç kez aynı oyun oynandı, üçü de olmadı. İthal bağımlısı olup çıkacağız, böyle giderse üretimden çekilmeyi düşünüyoruz. İthal etin üretimizi zayıflattığı günden itibaren genel merkezimizle istişare içindeyiz, farklı şehirlerdeki birlikte Ankara'ya yürüyeceğiz. Bakanlığımız farklı bir opsiyon getirmezse deriz ki, siz ithalatınızı yaparsınız, biz üretimden çekiliriz” ifadelerine yer verdi.
‘İLERİSİ İYİCE KARANLIK’
Antalya Ticaret Borsası Meclis Üyesi ve Sönmez Et'in sahibi üretici Ata Sönmez de dünyada et fiyatlarının düşük olmasına rağmen Türkiye'de yüksek olmasını su yoksunluğuna bağladı. Sönmez, “Bizim su kaynaklarımız yeterli olmadığı için mera olmuyor, mera olmazsa besicilik, ucuz et olmaz. Batı bölgelerinde mera alanları hep imara açıldı. Etin fiyatının yüksek olmasının; birinci nedeni susuzluk, ikinci nedeni imar. Doğuda da PKK olayı nedeniyle gerginlik var ve bu da hayvancılığı etkiliyor. Oradaki meralara hayvan çıkaramıyorlar. Eskiden doğuya tedarikçi diyorduk, şimdi dışarıdan alıyoruz” dedi.
Et ve Süt Kurumu'nun ucuz et satabilmek için bulunduğu girişimlere de değinen Sönmez, “Bu proje daha çok etin ithal edileceği anlamına gelir, böylece üretim biter. Üretici ucuz et fiyatına etinin fiyatını düşüremez, ilerisi iyice karanlık” açıklamasında bulundu.
TORBA YASA MERALARA SANAYİ RİSKİNİ ARTTIRIYOR
Meralarda sanayi yatırımının önünü açacak hükümlerin kamuoyu tepkisi üzerine Üretim Reformu Paketi'nden çıkarılmasının ardından, benzer hükümler geçtiğimiz hafta TBMM'ye gönderilen 130 maddelik torba yasaya konuldu. Tasarının 61'inci maddesi ile endüstri bölgeleri, organize sanayi bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri, serbest bölgeler ile sanayi sitesi ve bunların ilave alanları için mera vasfının değiştirilmesi durumunda ödenecek olan ot bedelinden muafiyet getirilmesi öngörülüyor.
Aynı tasarının 53'üncü maddesinde ise Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu kapsamındaki uygulama alanlarında yer alan tarım arazilerinin, tarım dışı amaçlarla kullanım talepleri hakkında, 5403 sayımı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerinin uygulanması hükme bağlanıyor. Maddede, tarım arazilerinin zorunlu sebepler olması halinde tarım dışı amaçla kullanılabileceği ifadesi yer alıyor.
YETERLİ TONAJ GELİRSE, ET FİYATLARI AŞAĞI İNER
Market zincirlerinde Et ve Süt Kurumu'nun (ESK) reyon kiralayarak et satacağına dair yapılan açıklama perakendecilerden olumlu karşılık buldu. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba'nın geçtiğimiz günlerde Et ve Süt Kurumu'nun ülke genelinde yaygın market zincirlerinde reyon kiralayarak kıyma ve kuşbaşı et satacağını söylemişti. Türkiye Perakendeciler Fedarasyonu Başkanı Mustafa Altunbilek, “Gelen etin menşeini bilmesek bile ESK etiketli ürünleri marketlerimizde satmak istiyoruz” dedi.
Gıda Perakendeciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Songör de ESK karkas et getirip, yeteri tonajı piyasaya verirse fiyatlarda geri çekilme olacağını, ancak yeterli tonaj yakalanamaz ve talep karşılanmazsa fiyatların şimdikinden de yukarı çıkacağını söyledi.
KÖYDE YAŞAMAK ZORLAŞIYOR
2012 yılında çıkarılan ve büyükşehirlerin sayısını artıran yasal düzenleme ile birlikte tüzel kişiliği sona erdirilen köylerde, yasayla getirilen indirimli vergi ve su kullanım dönemi bu yıl bitiyor. Öte yandan, hayvan varlığı yetersiz olan Türkiye'de, hayvan sayısı artırılması yerine, Büyükşehir Yasası ile birlikte, köylerde hayvan yetiştirme de fiilen yasaklanıyor.
Büyükşehir Yasası ile birlikte köylerde daha önce ücretsiz olarak kullanılan sular için sayaç takılması öngörülmüştü. Ancak yasanın 32'nci maddesiyle birlikte bu yerlerde içme ve kullanma suları için alınacak ücret beş yıl süreyle en düşük tarifenin yüzde 25'ini geçmeyecek şekilde belirlenmesi hükme bağlanmıştı. Köylerde indirimli tarife üzerinden su kullanılmasını öngören madde, 31 Aralık 2017 tarihinden itibaren yürürlükten kalkacak ve buralarda artık normal tarife üzerinden bu bedeli alınacak.
HAYVAN YETİŞTİRMEK YASAKLANIYOR
Büyükşehir Yasası köylerin mahalleye dönüştürülerek belediyeye bağlanmasıyla birlikte, küçük çapta hayvancılık yapan köylülerin de ahırlarını şehir dışına taşımaları zorunluluğu ortaya çıktı. Artık mahalleye dönüşen köyler, 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu'na tabi oldular. Bu kanun, ilçe merkezlerinde hayvan yetiştirilmesini yasaklarken, kenar mahallelerde en fazla iki hayvan yetiştirilmesine izin veriyor. Ayrıca hayvanların yerleşim yeri içinde otlatılması ve sulanması da yasaklanıyor.
MALİYET ARTTI
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Bülent Gülçubuk, bu düzenlemeyle birlikte köyde yaşamanın maliyetinin arttığını belirterek, bunun da göç hareketleriyle somut şekilde ölçülebildiğini aktardı. Köye ait çayır, mera, otlak gibi taşınmazların da belediyelere geçtiğine dikkat çeken Gülçubuk, bazı yasalarla sınırlama getirilse de düzenlemenin mera ve otlakların, tarım dışı amaçla kullanımını kolaylaştırdığının, bazı belediyelerin yasa ile getirilen su indirimini bile kullandırmadığının altını çizdi.
HAKSIZ REKABET
ESK'nın ithal eti marketlerde satma planını değerlendiren Türkiye Ziraatçiler Derneği Başkanı Hüseyin Demirtaş şöyle dedi: “Kasaplar ne yapacak? Onlara da haksız rekabet. Bu, yerli üreticiyi yok eder. Kırsalda çiftçiyi nasıl tutacağız? Her tarafta böyle oluyor. Bitkisel ürünlerde de böyle, hayvansal ürünlerde de… Rusya'da 2.38, ABD'de 2.30 olan mazot Türkiye'de 5 lira. Hayvan yemi 60 lira. Yonca 90 kuruş. Ne kadar dayanabilirsiniz? Küçük aile işletmelerine daha büyük sıkıntı olacak” dedi.
Yorum Yazın