Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, topraklarımızın nasıl şehitlerimizin kanlarıyla yoğrularak vatan oluyorsa çiftçilerimizin de alın teriyle yoğrularak bereketlendiğini belirterek "Uçağımızdan gemimize, uydumuzdan füzemize, tüfeğimizden tankımıza, radarımızdan yazılımımıza kadar her şeyimizi kendimiz yapmadan bize huzurlu bir uyku uyumak yoktur. Aynı şekilde tarım alanında da ülkemizi tarladan sofraya kadar tüm aşamalarıyla en ileri seviyeye çıkarmadan kendimizi güvende hissedemeyiz." dedi.
Erdoğan, Kahramankazan ilçesi Ahi köyünde, 49 mahalleden gelen çiftçiler ve aileleriyle iftarda bir araya geldi.
Tarımın insanlığın en eski ve önemi asla azalmayacak uğraş alanı olduğuna işaret eden Erdoğan, tarihin, tarımın ilk merkezi olarak Şanlıurfa Harran'ı gösterdiğini aktardı.
Erdoğan, yarın Harran'da olacağını belirterek, "Partimiz, Türkiye'de en fazla oyu Harran'dan aldı, birinci oldu orası. Onun için yarın akşam inşallah iftarı Harran ilçemizde yapacağız. Yani tarım ilçesinde." bilgisini paylaştı.
İnsanoğlu dünya üzerinde yaşadığı sürece gıda ihtiyacının süreceğini, dolayısıyla tarımın ve çiftçiliğin hep olacağını dile getiren Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"Tarih boyunca biz Türklerin iki temel mesleği olmuştur, bunlardan biri askerliktir, diğeri de tarım ve hayvancılıktır. Biz asker bir milletiz. Son yıllarda yaşadığımız gelişmeler, bize bu iki alanı çok sıkı tutmamızın şart olduğunu gösteriyor. Askerliği sıkı tutmazsak vatanımızı koruyamayız, tarım ve hayvancılığı sıkı tutmazsak da özellikle kriz dönemlerinde onurumuzu muhafaza edemeyiz. Sanayi elbette önemlidir, teknoloji elbette önemlidir, mimari, sanat, spor, enerji hepsi elbette önemlidir. Ama kendinizi güvende ve tok hissetmiyorsanız hiçbir işe yaramaz. Kalkınma programlarımızı, büyüme stratejilerimizi bu anlayışla hazırlamak ve hayata geçirmek mecburiyetindeyiz."
"Tarımsal hasılada, Avrupa'da ilk sıraya yükseldik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçen 15 yılda savunma sanayine verdiğimiz önemle askeri alanda ülkemize adeta çağ atlattık." ifadesini kullanarak, yüzde 80'leri bulan dışa bağımlılığı yüzde 40'lar seviyesine düşürmelerine rağmen hala kat edilmesi gereken çok yol olduğunu bildiklerini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Uçağımızdan gemimize, uydumuzdan füzemize, tüfeğimizden tankımıza, radarımızdan yazılımımıza kadar her şeyimizi kendimiz yapmadan bize huzurlu bir uyku uyumak yoktur. Aynı şekilde tarım alanında da ülkemizi tarladan sofraya kadar tüm aşamalarıyla en ileri seviyeye çıkarmadan kendimizi güvende hissedemeyiz.
Yani endüstriyel tarım, bunu başarmamız lazım. Bunun için geçtiğimiz 15 yılda 123 milyar lira tarım ve hayvancılık desteği verdik, bunu başaralım diye. Tarımsal hasılada, Avrupa'da ilk sıraya yükseldik, elhamdülillah. Neredeydik, nereye geldik... Şimdi bir yere geliyorum. Arazi toplulaştırma, gübre ve yemde KDV'yi sıfırlama, kredi kolaylığı gibi çalışmalarla çiftçilerimizin daha verimli üretim yapabilmelerine imkân sağladık. Topraklarımız nasıl şehitlerimizin kanlarıyla yoğrularak vatan oluyorsa çiftçilerimizin alın teriyle yoğrularak da bereketleniyor."
"Toplulaştırırsak buraya bereket gelir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında toplulaştırmaya da değinerek, şunları söyledi:
"Bakıyorsunuz, devasa arazi var. Ama hepsi adeta ev yapar gibi parsel parsel... Onda bereket olmaz, onda verimlilik olmaz. Diyorum ki bir toplulaştırma yapalım. Kardeşler, 5 kardeş, 10 kardeş, 15 kardeş böyle bölük pörçük olacağına kardeşler bir araya gelir, mahallemizin muhtarı yardımcı olur, belediye başkanımız yardımcı olur artık köy yok. Buraları toplulaştırırsak buraya bereket gelir. Bölük pörçük yapmayalım. Tadı olsun bu işin, bereketi olsun bu işin. Kardeşler kendi arasında al-ver yaparlar, bedelsiz versin demiyorum ha. Tabii ki bedelini de verecek. Böylece bu bereketli topraklar, daha bereketli olacak.
Başkan bir şey söyledi. O da şu, 'Arazimizin sulamasında sıkıntımız var.' diyor. Dolayısıyla aşağıdaki rezervimizi şöyle dağın tepesine doğru, oradaki yapılacak bir rezerv alanı ile orada depolayıp cazibe ile bunu şöyle arazimize kapalı sistem olursa tabii nurun ala nur olur. Çünkü güneş buharlaştırmaz. Bu buharlaştırmada kaybolan nereden bakarsan bak yüzde 50-60'tır, açık kanal olursa. Ama kapalı sistem olursa o zaman Allah'ın izniyle böyle bir şey olmaz. Tamam, söz, yapıyor muyuz? Bakanımızdan sözü aldık."
Güneş panel sistemleriyle ısıtmanın yaygınlaştırılması gerektiğini belirten Erdoğan, "Eskiden bu sistem pahalıydı. Şimdi ucuzladı. Dolayısıyla benim bütün vatandaşlarım, enerjide de daha ucuz enerji elde etme imkânını da yakalamış olsun. Başarılı belediye başkanı bunu ispatlar." diye konuştu.
Erdoğan, hedeflerinin 780 bin kilometrekare vatan toprağının tarıma uygun 230 bin metrekaresinin her karışını değerlendirmek olduğunu ifade ederek, bunun gerçekleştirileceğine inandığını dile getirerek, şunları belirtti:
"Bereket demek çok su kullanmak, çok gübre dökmek, çok ilaç serpmek değildir. Bereket, toprağı bilinçli ekip biçmekle olur. Her şey gibi toprak da orta yolu sever. İhtiyaçlarının kararında karşılanmasını sever. Bunun için Milli Tarım Projesi ile çok önemli bir adım atıyoruz. Tarımda üretim planlaması yaparak, etkili destekler vererek, sağlıklı gıda kullanarak, özellikle bunu kullanmak için de sağlıklı gıda üretmemiz lazım. Bunu yaparak, rekabet gücümüzü yükselterek, çiftçimizin refahını artırarak inşallah yeni bir dönemin kapılarını açıyoruz."
Notlar
Çiftçilerle iftarda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a eşi Emine Erdoğan'ın yanı sıra Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik de eşlik etti.
Erdoğan, konuşmasının ardından Ahi köyünde yaşayan Pınar Gökkaya ve İzzet Yüksek'in nişan yüzüklerini taktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, Kahramankazanlı gazilerle de hatıra fotoğrafı çektirdi.
Yorum Yazın