Türkiye genelinde 7 milyon arıyla yıllık ortalama 103 bin ton üretim yapan ve bunun yüzde 9'unu ihraç eden arıcılık sektörü için başlatılan "kimlik" çalışmasıyla ihracatını ikiye katlamayı hedefliyor.
Dünya bal üretiminde Çin'in ardından ikinci sırada yer alan Türkiye, kaliteli ballarına alacağı kimlik sayesinde ihracatını ikiye katlayacak.
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği'nin başta çam balı olmak üzere ayçiçeği, pamuk, narenciye, kestane ve geven balları için başlattığı "kimlik" çalışması ile Türkiye'deki arıcılık sektörü hem üretimde hem de ihracatta büyük ivme kazanacak.
Ülke içindeki yoğun talebin dışında üretimin yaklaşık yüzde 9'unu başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa ve bazı Arap ülkelerine ihraç eden sektör, tescilli kimliği sayesinde mevcut ihracatını ikiye katlayacak.
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Ziya Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, arı varlığı ve bal üretiminde Türkiye'nin dünya ülkeleri arasında önemli konuma sahip olduğunu söyledi.
Türkiye genelinde 7 milyon arıyla yıllık 103 bin ton bal üretimi yapıldığını vurgulayan Şahin, şöyle devam etti:
"Endemik bitki bakımından dünyada en fazla bitkisi olan biziz. Hele hele çam balı üretimi gibi dünyaya nam almış bir ülkeyiz. Dünyanın çam balı üretiminin yüzde 92'sini biz karşılıyoruz ancak Türkiye'de çam balı üretiminin bir kriteri belirlenmiş mi, belirlenmemiş, Avrupa Birliğinin kriteriyle biz çam balı satmaya çalışıyoruz. Burada bir sıkıntı var, bunu ne yapmak lazım? Ürettiğimiz çam balının kimliğini çıkarmak gerekli. 2014 yılında yapılan proje yürürlüğe girdi, Allah nasip ederse bu yıl bitecek ve biz kendi kriterlerimizi oluşturacağız. Türk balına uluslararası bir tescil almış olacağız. Türk çam balı kodekste yer alacak. Bizim ihraç kalemimiz çam balıdır, Avrupa'da çam balı üretilmiyor, Avrupa'ya biz satıyoruz ama Avrupalı 'kendi kriterlerime göre alacağım' diyor. Halbuki bu çam balının üretim yeri Türkiye'dir, Türkiye'nin kendi coğrafi şartlarında kriterleri olması lazımdır. Yıllarca Avrupalı bu nedenle kandırmıştır. Biz artık kendi kriterlerimizi kendimiz koyacağız."
Türk çam balının 2018 yılında kimliğine kavuşacağını aktaran Şahin, aynı zamanda, ayçiçeği, pamuk, narenciye, kestane ve geven balları için de kimlik çalışması yürüttüklerini ifade etti.
Projelerini, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne sunduklarını ve gelecek ay olumlu şekilde sonuçlanacağını tahmin ettiklerini belirten Şahin, Türk ballarının böylece en kısa zamanda kimliğine kavuşacağının altını çizdi.
"Daha fazlasını ihraç etme potansiyelimiz var"
Türk ballarının kimlik sayesinde üretim alanlarının da artırılmasıyla ihracatın ve üretimin artacağını da işaret eden Şahin, şunları söyledi:
"Türkiye'deki 60 bin ailemizin uğraştığı arıcılık sektörüyle ülkemizin ihtiyacını karşılıyoruz. Yıllık ortalama 5 bin tondan 15 bin tona kadar olan balımızı ihraç ediyoruz. Bunun daha fazlasını ihraç etme potansiyelimiz var. Bunun için ballarımızın kimlikleri çok önemli, bu kimliklerimizi bir an önce çıkartıp dünya piyasasında var olma gayreti içerisinde olmamız lazım. Kimliklerimizle beraber üretim alanlarımız da artacak. Türk balı kimliğine kavuşunca ihracatını ikiye katlayacak. Sektörün daha iyi olması için eğitim çalışmalarını sürdürüyoruz. Çeşitli üniversitelerle de iş birliği içindeyiz. Hocalarımızla arı sağlığı konusunda 'sağlıklı arılarla sağlıklı bal elde edilir' sloganıyla hareket ediyoruz, her yıl bütün illerde arı sağlığı konusunda bilimsel birtakım çalışmalar yapıyoruz. Dolayısıyla eğitim alanında elimizden geleni yapıyoruz. Asıl amacımız ise bu yıl salon eğitimlerini bırakıp, arıcıların sahada eğitimini sağlamak. Bunun için bir proje daha hazırladık. 7 bölgemizde 3'er ilde arılıklar kurarak eğitim vermeyi hedefliyoruz. Projeyi Bakanlığımıza ilettik, dönüş bekliyoruz."
Yorum Yazın