0
Eğirdir Su Ürünleri Araştırma İstasyonu Müdürlüğü bünyesine yapımı tamamlanan ve Avrupa 'nın en büyüğü olduğu belirtilen tesis sayesinde kerevit ihracatının artırılması hedefleniyor.
Eğirdir Su Ürünleri Araştırma İstasyonu Müdürü Şakir Çınar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "tatlı su ıstakozu" diye bilinen kerevitin 1985 yılına kadar Türkiye 'den yapılan su ürünleri ihracatının üçte birini oluşturduğunu söyledi.
Çınar, 1985'te ilk olarak Işıklı Göl'de görülen "Kerevit vebası" hastalığının zamanla Türkiye'deki diğer göllere de yayılması nedeniyle Eğirdir Gölü'nde 3 bin ton olan üretimin 10 tona kadar düştüğünü vurguladı.
Bu durumun Türkiye'nin Avrupa'ya olan kerevit ihracatını azalttığını dile getiren Çınar, Türk kerevitinin Avrupa pazarında tekrar eski günlerine dönebilmesi için çalışmalar yapmaya karar verdiklerini anlattı.
- "Kerevitlerin yüzde 3'ü Ar-Ge'de kullanılacak"
Çınar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü ile Batı Akdeniz Kalkınma Ajansının (BAKA) desteği ile 2 yıl önce Eğirdir Gölü yakınında kerevit kulaçkahanesi yapılmasına başlanıldığını, yakın zamanda resmi açılışının yapılacağını ifade etti.
Kuluçkahanenin iki ayrı kapalı devre ve resirküle sistemden oluştuğunu, bu anlamda Avrupa'nın en büyük kerevit kuluçkanesi olma özelliğini taşıdığının altını çizen Çınar, "Bu iki farklı sistemle farkı su sıcaklıkları ve su kaliteleri belirledik. Bu şekilde kerevite doğrudan müdahale edebilmekteyiz. Tamamen Ar-Ge mantığı ile çalışan bir sistem. Burada üretilen kerevitlerin yüzde 3'ünü Ar-Ge'de kullanıp, gerisini doğal ortama bırakacağız" dedi.
Bu sistemdeki temel amacın kerevit üretmek değil, kerevitteki hastalık problemini ortadan kaldırmak olduğunu vurgulayan Çınar, "Kerevitte stoklama problemleri var. Yetiştiricilik de olmadığı için Avrupa'da pazar sahibi olamadığımız bir süreç söz konusu. Burada hem kerevit hastalığı mücadele edeceğiz hem de kereviti kültüre alacağız" diye konuştu.
- "Altın kerevit"
"Kerevitimiz Avrupa pazarında 'altın kerevit' diyebileceğimiz bir tür. Türk kereveti doğal türlere benzediği için Avrupalılar çok seviyor" diyen Çınar, şöyle devam etti:
"Bu nedenle Avrupalılar, pazardaki kerevitler arasında bulursa Türk kerevitini alıyor. Bulamadığı zamanlarda ise Uzak Doğu ve Amerikan kerevitini tercih ediyor. Bu pazarı takip edebilmemiz için arz talep dengesini tutturmamız lazım. Avrupa'dan ciddi bir talep var. Üretimde dalgalanmaların önüne geçmek için bu projeyi yaptık. Bu tesiste değeri zaten çok yüksek olan kereviti pazarda var etmek ve bundan sonraki kerevit arzının sürdürülebilir hale getirmek istiyoruz."
Çınar, gölde şu anda 100 ton olan kerevit üretimini yapılacak çalışmalarla 2 bin 500 tona çıkarmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.
Yorum Yazın