Bilecik'te tarlada 50 kuruşa satılan salatalığın pazardaki fiyatının 2 TL'ye kadar çıkması üreticiyi çileden çıkartırken Mehmet Yılmaz isimli üretici, "Malımız üç el değiştirdiği için herkes üzerine kâr koyduğundan vatandaşımız mahsulü pahalı yiyor. Bu durumda kaybeden üretici ve tüketici oluyor" dedi.
Bilecik'in Söğüt ilçesine bağlı olan ve seralarının çokluğu ile "Küçük Antalya" diye adlandırılan Çaltı ve Tuzaklı köylerinde 50 ile 80 kuruş arasında hale sarılan salatalık, Bilecik pazarında 2 TL'ye çıkıyor. Tuzaklı köyünde 35 dönüm arazisi serası olduğunu anlatan Mehmet Yılmaz, "Lakabım "Zengin Mehmet" ama cebimde 5 kuruş param yoktur. Tuzaklı'da 35 dönüm seram var. Burada salata ve domates üretmekteyim. Yapmış olduğumuz mahsulün pazar değerinin fiyatı salatanın ortalama başlangıçtan sonuna kadar 1 kilogramının maliyeti ortama 60 kuruş. Domatesin maliyeti ortalama o da 70 kuruş civarında. Bu maliyetler kesinlikle Türkiye'de hiçbir çiftçiyi kurtarmaz. Biz üretim yaptıkça aslında batıyoruz. Pazar payımız yok, ihracatımız yok" dedi.
"Türkiye'nin her tarafı sera oldu"
Türkiye'nin her tarafın sera olduğunu anlatan Yılmaz, "Termal sıcak sulu, normal topraklı, topraksız seralarımız var. Üretiyoruz, üretiyoruz ama hiçbir şekilde pazara açılamadık. Açılamadığımız sürece şuanda üretimimiz Türk çiftçisi anahtarı kapatmak üzere. Kapattığı zaman ben zannediyorum ki bu iş böyle devam ederse 2 yıl sonra pazarda domates ve salatalığın kilosunu 5 liraya satılacak. Topraklarımız da büyük ihtimalle kamu bankalarına, özel bankalara kalacak yapacak hiçbir şeyimiz yok. Ben var gücümle her türlü masrafı yapıyorum. Üretimde rekolteyi yükseltmek için. İşçilerim çalışıyor Diyarbakır'dan 40 tane çalışanım var. Benim her gün burada bin, bin 500 lira giderim var. Şu fidenin maliyeti bana şuanda 2 buçuk lira. Ben şundan şuanda salatayı kilosu 50 kuruşa satıyorum. Bundan 4 kilo mahsul alacağım. Beni kurtarmıyor. 50 kuruşa salata olmaz, 70 kuruşa domates olmaz. Bu maliyetler kurtarmaz. Bugün bir aşılı fide 3 lira. Normal fide 1 milyon lira" dedi.
"Malımız üç el değiştirdiği için herkes üzerine kar koyarak vatandaşımız pahalı bir mahsul yiyor"
Kendisini şu an kilosu 60 kuruştan salatalık verdiğini anlatan Yılmaz, "İstanbul pazarını arıyorum. Bayrampaşa'yı arıyorum, Kadıköy hanını arıyorum, İzmit'i arıyorum. Oradaki halci arkadaşlar salataya aşırı derecede bir fark koyup bunu pazarcıya vermiyor. Burada ben 60 kuruşa veriyorsam, o adam da 80, 90 kuruşa satacak ki para kazanacak. Nakliyesi var, mazotu var, kasası var, işçiliği var. Ama pazara gidiyoruz pazarcı halden almış adam 1 liraya benim vatandaşım yiyor 2 liraya. Şimdi burada büyük bir dengesizlik var. Adam ne yapıyor 2 liraya satılan salatadan evine 1 buçuk kilo alacaksa yarım kilo alıp gidiyor eve. Burada benim ürettiğim mahsul bir ben, bir halci, bir pazarcı üç el değiştiriyor. Üç el değiştirdiği için herkes üzerine kar koyarak vatandaşımız pahalı bir mahsul yemesine sebep oluyor. Sabah işçimi aldım, ben burada salata toplayacağım. İnanın bana ben akşam kaç para yazılacağını bilmiyorum. Boşa topluyorum, diyorum ki kaç para yazılacak. Diyorlar bize "bilmiyoruz piyasa neyse o'. Piyasayı kuran 2 kişi var. Birisi halci, birisi pazarcı. Bugün biz Aralık ayından sonra Nisan'a kadar biz hatta Mayıs'a kadar Antalya'dan üretilen domatesle salatayı yiyoruz. Sonra ben şu salatayı topluyorum. Kışın Antalya'dan gelen salata kocaman oluyor. Ama pazara geliyorum 3, 4 lira. Ben de yiyorum bunu. Ama ben şuanda insanlara taze daha lezzetli bir salata yedirmeye uğraşıyorum ama para yapmıyor" dedi.
"Kontrollü üretime geçmemiz çok acil, yoksa çiftçi şuanda battı"
Salatalık üreticisi Mehmet Yılmaz, son olarak yaz aylarında üretimin fazla olduğunu aktararak, "O zaman üretim fazla geliyorsa benim salatama da ihracat yapacaksın, domatesime de ihracat yapacaksın. Benim ürettiğim mala ihracat yapacaksın. Ben yetkililerden bir an önce kotalı üretime geçilmesi, burası domates mi yapacak, efendime söyleyeyim salata mı yapacak. Kontrollü üretime geçmemiz çok acil. Yoksa çiftçi şuanda battı. Ben istiyorum ki, canı gönülden 3 gün 5 gün İstanbul haline, bütün Türkiye hallerine üretici olarak malımızı göndermeyelim. İnsanları meyve, sebze olarak aç bırakalım. Malım zaten para yapmıyor, ben malımı dökerim çöpe. Herkes bunu yapsa çok güzel olacak" ifadelerine yer verdi.
Yorum Yazın