CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında süt ve yem fiyatları konusuna değindi.
Sarıbal mecliste yaptığı açıklamada; “Bugün çiğ süt üreticileri artan yem ve diğer girdi maliyetleri nedeniyle üretim yapamaz hale geldiler. Yem üreticileri dövizdeki artışı gerekçe göstererek yem fiyatlarına sürekli zam yapıyor ama çiğ süt fiyatı sabit kalıyor. Çiğ süt fiyatını Ulusal Süt Konseyi belirliyor. Ancak, istisnasız her dönem, üretici belirlenen fiyatın çok altında çiğ süt satıyor. Örneğin, bu yıl ilk altı ay için 1 lira 53 kuruş tavsiye fiyatı açıklandı ama üretici 1 lira 39 kuruştan satabildi. Ulusal Süt Konseyinin tavsiye fiyatları son 7 yılda 73 kuruş arttı. Hayvancılığın yüzde 65-70'lik bölümünü oluşturan yemin fiyatı son 5 ayda yüzde 40'a yakın arttı.
ÜRETİCİ KAZANAMIYOR ZARAR EDİYOR
Hayvancılığın toplam maliyetinin yüzde 65-70’ni yem oluşturur. Bir üreticinin kar edebilmesi için 1 litre süt ile 1,5 kilogram yem alabilmesi gerekir. Oysa bugünkü koşullarda 1 litre süte karşılık yaklaşık 1 kilogram yem alabiliyor. Yani kazanamıyor, zarar ediyor. Ülkemizde bütün yem çeşitleri ithal edilir hale geldi ancak özellikle kesif yem dediğimiz yem türü daha çok ithalata dayalı. Döviz fiyatlarının artması nedeniyle Ocak 2018’de 50 kilogramlık yem (20 protein, 2700 enerjili süt yemi) 50 lira idi bugün 70 lira civarında. Artış %40. Üreticinin zarar etmemesi yani bir kilo süte karşılık 1,5 kg yem alabilmesi için çiğ süt fiyatının en az 2 lira 10 kuruş olması gerekiyor. Süt üreticisi zarar ettiğinden, süt ineklerini kesime göndermektedir.
ÇÖZÜM ÜRETİLMEZSE İNEKLER KESİME GİDER
Tarih, tekerrür etmekte, 2008 yılını bize yeniden hatırlatmaktadır. Yine aynı gerekçelerle, süt fiyatlarının düşüklüğü ve maliyetlerin artması nedeniyle üretici 1 milyon sağmal ineğini kasaplık olarak satmıştı ve oluşan tahribat bir daha giderilemedi. İthalat da çözüm olmadı. Bu bir krizdir. Bu kriz giderilmez ise şu anda damızlık süt hayvanlarının yüzde 30’nun yani üçte birinin kesilme ihtimali var. Çözüm üretilemez ise gelecekte sütü de ithal etmeye başlarız ve aklımıza gelmeyecek fiyatlarla süt ve et almak zorunda kalırız.
ÜRETİCİYE YEM DESTEĞİ VERİLMELİ
Acil olarak yem fiyatları yüzde 30-40 desteklenmelidir. Ulusal Süt Konseyi derhal toplanmalı ve çiğ sütün litre fiyatını 2,5 liranın olarak belirlemelidir. ESK çiğ süt alıp süt tozu üretimini gerçekleştirmeli, bu yöntemle piyasaya müdahale etmelidir.
SÜT DAĞITIMI YAYGINLAŞTIRILMALI
Süt içme alışkanlığı özendirilmeli, okul sütü dağıtımı yaygınlaştırılmalıdır. Küçük aile işletmeleri desteklenmelidir. Meraya dayalı hayvancılık geliştirilmeli ve meralarımızı ıslah edip, üretime açmalıyız. Mera ve tarım arazileri amaç dışı kullanılmamalıdır.
Ülke insanımızın ihtiyacına göre hayvansal üretimde gıda egemenliği ve gıda güvencesinin sağlanabilmesi için ithalattan vazgeçilmeli, üretici iç ve dış piyasanın insafına terk edilmemelidir.
ÜRETİCİ ÖRGÜTLERİ SESLERİNİ ÇIKARTMALI
Tarım örgütleri (Süt Birliği, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Ziraat Odası v.b,) iktidarın dayatmalarına boyun eğmemeli, gerçek sorumlulukları olan üreticinin çıkarları ve ülke çıkarlarının savunucuları olmalıdır.” Dedi.
Yorum Yazın