Manavgat Süt Üreticileri Birliği ve Kırmızı Et Üreticileri Birliği'nin mali genel kurulu yapıldı.
Manavgat Süt Üreticileri Birliği ve Kırmızı Et Üreticileri Birliği'nin mali genel kurulu yapıldı. Mali genel kurulda konuşan Türkiye Tarımsal Süt Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkanı Fatih Salih Okumuş, sütün artmadığını bunun bir palavra olduğunu ifade etti. Okumuş, krizin geleceğinin ise 6 ay önceden belli olduğunu söyledi. İlçe Halk Kütüphanesinde gerçekleştirilen genel kurula, Türkiye Tarımsal Süt Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkanı Fatih Salih Okumuş, Manavgat İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Dr. Yeşim Tıravoğlu Demirtaş, Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri ve üyeler katıldı.
KRİZİN GELECEĞİ ALTI AY ÖNCE BELLİYDİ
Türkiye genelinde süt üreticilerinin sorunları ve gelinen son durum hakkında açıklama yapan Fatih Salih Okumuş, Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliğinin 72 il, 750 ilçede 250 bin üyesi olan bir kuruluş haline geldiğini ifade etti.
Okumuş, üreticiler olarak son 2 senedir süte hiç zam almadıklarını belirterek şöyle konuştu:
"sütün artık zamlı satılması gerekir diye mücadele ederken bir krizin içine düştük. Bu kriz dün kapımıza gelmedi geleceği son 6 ayda hatta sütün zamlanmaması bile bir uyarı dönemiydi. Raflarda süt fiyatı yüzde 20-30 artarken maliyetlerimiz yüzde 20-30 artarken diğer fiyatlar artarken süt fiyatının artmaması aslında ciddi bir uyarıydı. Fakat 6 ay önce biz bu uyarıyı görüp krize dönüşmemesi için gerekli tedbirlerin alınması yönünde raporu bakanlığımıza ulaştırdık. Son 9 ayda 3 bakanla çalıştık. Bu krizin oluşmasında gerek siyasal bir boşluğun olması, gerek fırsatçıların olması, gerek tedarik yönetmeliğinin süt hukuku diye adlandırdığımız tedarik yönetmeliğinin çok yanlış zamanda yürürlüğe konması çok etken olmuştur."
"SÜT ÜRETİMİ ARTMADI"
Türkiye'de konuşulduğu gibi süt üretiminin aşırı miktarda artmasının söz konusu olmadığına dikkat çeken Okumuş, şunları söyledi:
"Herkesin merak ettiği 2014-2015 yılı arasında sütümüz 2.6 arttı diye. Sütümüz artmadı bu bir palavradır. Mevsimsel süt artışı vardır. Her sene olur. Otlakların çoğalması, hayvanların doğum yapması gibi. Bu mevsimsel artıştır. 1 Ocak ile 31 Aralık'a kadar olan döneme bakarsınız. Bu dönemde Türkiye'nin sütü 2.6 arttı. Ama bu dönemde son 2 senede tüketilen mamuller yüzde 20 rafa fazla geldi. Tek sorun ihracatın kısıtlanması. Sütümüz artmadı sütümüz aynı. Ben üreticiyim bende senin gibi damdan geliyorum eğer benim mal ettiğim fiyatın altına inerse bende senin gibi hayvanımı kesime gönderirim. Kesime giderse Türkiye ekonomisinin kaybedeceği milyar dolar var. Öyle çok basit değil herkes hemen hayvanını kessin süt zarar ediyor tekrar ithal edelim dışarıdan hayvan getirelim. Türkiye milyar dolar zarar ediyor. Şimdi emeğimiz zarar."
Tarımla alakası olmayan, tarımı yeni öğrenmeye çalışan Bakan Faruk Çevik'in işe hızlı başladığını ifade eden Okumuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Göreve gelir gelmez ülkedeki hayvan varlığını saymaktan, destekleme sisteminin değişmesine, süt varlığının kaliteleşmesine kadar her konuyu ele aldı. Birebir çalıştığımız bir bakanımız yani her hafta görüşebildiğimiz bir bakan. Saatlerce bizi dinliyor. Söylediği şu "ben bu sistemi değiştireceğim, destekleme sistemini değiştireceğim. On kalem, on üç kalem destekleme olmaz, destekleme ete olur, süte olur. Başka destekleme istemiyorum" diyor. Yerden göğe kadar haklı."
Bakan eğer kendi düşündüğü değişiklikleri gerçekleştirirse, çiftçinin, üretici örgüt kargaşasından kurtulacağını anlatan Okumuş, sözlerine şöyle devam etti:
"Bir üretici on yere üye olmak zorunda kalmayacak, herkes görev sahasına çekilecek, sütü kimin yapacağı hayvana damızlığı kimin yapacağı belli olacak kısacası herkes kendi işini yapacak. Önümüzdeki günlerde kararname yayınlandığı zaman desteklemenin çok değişmiş olduğunu göreceksiniz, sistemin değişmiş olduğunu göreceksiniz. Ben bakan beyle ilk toplantıda dedim ki sayın bakanım süt fiyatı çok önemli ama fiyattan önemli iki şey daha var. Birincisi sütün satılması, ikincisi zamanında parasının alınması. Arkadaşlar şuanda ülkemizde sütü satamayan çok olduğu gibi, altı aylık, sekiz aylık süt parası alamayan bir sürü üreticimiz var. Bunun sebebi de bazı sanayi kuruluşlarının zor duruma düşmüş olması. Süt parası tabi ki çok önemli. Yani biz maliyetimizden daha alta satarsak hepimiz batarız. Ama sütü satmakta çok önemli parasını zamanında almakta çok önemli. Eğer süt tedarik sözleşmesi dediğimiz sistem düzgün işlerse sütün hukuku gelecek. Süt kaç liraya, ne zaman, ne kadar miktarla, hangi değerde satılacağı hem sanayi tarafından garanti altına alınacak hem üreticiler tarafından. Bu işler buralardan çözülmez bu işler Ankara'dan tepeden iyi bir iradeyle sizin arkamızda durmanızla çözülecek inşallah. Bu sistemi oturtacağız."
TÜRKİYE GENELİNDE SÜT KRİZİ YAŞANIYOR
Türkiye genelinde büyük bir süt krizi yaşandığını dile getiren Ay, gelecek aylarda krizin biraz daha büyüyeceğini zannettiklerini belirterek şunları söyledi:
"1 Ocaktan bu tarafa her geçen gün kriz büyümektedir. Tarım bakanımız ve tarım müsteşarlarımız bu konuda ciddi çalışma yapıyor. Bu konuda çokta karamsar değiliz. Her hafta Türkiye'nin belli bölgelerinden Tarım Bakanlığının nezdinde çalışma var. Ama ne hikmetse sanayici ile bir türlü ittifak kurulamadı. Türkiye'nin her tarafında süt sokağa dökülmekte. Böyle bir ortamda Manavgat Süt Birliği olarak sütümüzü sokağa dökmemek için elimizden gelen gayreti yapıyoruz. Haftanın 4 günü Konya'ya, 2 günü Denizli'ye süt gönderiyoruz. Yaptığımız iş süt işidir. Soğan, patates gibi bir ürün olsa stoklarsın koyarsın zamanını beklersin. Ama sütü 2 saat içerisinde satarsan sattın satmazsan o seni satıyor. Böyle bir ürünü muhafaza ederek soğutup günlük satabilmek için söylüyorum Denizli'ye 35 ton süt gönderiyoruz. Sizlerin desteği ile biz bu sıkıntıların üstesinden geleceğimizi tahmin ediyoruz."
Yorum Yazın