“Kimyasal gübre işinde çıkacağız. Biyolojik gübreye yöneliyoruz” açıklamasını yapan Başbakan Binali Yıldırım’ın ardından kimyevi gübre üreticileri ve derneklerle konuştuk. Sektör temsilcileri, “Eğer bundan vazgeçilirse tarım arazilerinde birim alandan alınan verim düşer. Ayrıca 5 milyon tonluk kimyevi gübreye karşılık 20 milyon biyolojik gübre gerekiyor. Bunu da temin etmek pek mümkün gözükmüyor” dedi.
BAŞBAKAN Binali Yıldırım’ın Erzincan’da yaptığı, “Tarım Bakanlığı şimdi bir şey yapıyor. Kimyasal gübrenin verimi, faydası oluyor ama maalesef toprağı da çoraklaştırıyor. Onun için biyolojik gübreye yöneliyoruz. Kimyasal, fosfat, nitrat, amonyum gibi patlayıcı... Alçak terör örgütleri bunu çiftçi gibi alıyorlar terörist olarak insanların üzerine bomba yapıp sürüyorlar. Onun için yavaş yavaş bu kimyasal gübre işinden çıkacağız” açıklaması tarım alanında faaliyet gösterenlerde şok etkisi yarattı. Sektör oyuncuları kimyasal gübreden vazgeçilmesinin sanıldığı kadar kolay olmadığını, çok büyük çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi.
VERİMLİLİK DÜŞER
Başbakana bu konuda yanlış bir bilgi verilmiş olabileceğini savunan bir sivil toplum kuruluşunun yöneticisi, kimyasal gübreden tamamen vazgeçilmesinin mümkün olmadığını iddia etti. Her geçen gün tarım alanlarının azaldığını ve nüfusun arttığını söyleyen yönetici, “Artık gelişmiş ülkeler ‘tarlalarda verimi daha nasıl arttırabiliriz’ diye araştırma yapıyor. Çünkü birim alanda alınan verim artmazsa üretilen ürün insan nüfusuna yetmeyecek durumda olacak. Verim artışı da kimyasal gübre ile sağlanabiliyor” dedi. “Türkiye’de keşke var olan biyolojik gübreyi teşvik etmek için çalışılsa” diye yönetici, “Var olan kaynaklar tabi ki değerlendirilsin. Ancak kimyasal gübreden vazgeçmek çok akıllıca olmaz. Biyolojik gübre ile birim alandan alınan verimi arttırmak mümkün değil. Ayrıca şu anda Türkiye’de üretime yetecek kadar biyolojik gübre de bulmak mümkün değil” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’DE AŞIRI KULLANIM YOK
Bir başka sivil toplum kuruluşu yöneticisi de Avrupa ile Türkiye arasında kimyevi gübre kullanımı karşılaştırması yapıldığında Türkiye’nin Avrupa’ya göre yarı yarıya az gübre kullandığının görüleceğini söyledi. Bunun sebebini ise şöyle açıkladı: “Kimyevi gübre pahalıdır. Tarımsal ürünlerin fiyatları ise ucuzdur. Çiftçiler pahalı geldiği için kimyevi gübreyi kullanamaz. Yani Türkiye’de toprakları çölleştirecek kadar aşırı kimyevi gübre kullanımı yok.”
20 milyon biyolojik gübre gerekebilir
BİYOLOJİK gübreye geçisin zaman gerektireceğini dile getiren kimyevi gübre üreticisi, “Toprağı belirli maddelere ihtiyacı vardır. Toprak, kimyevi gübreden azot ve fosfat ihtiyacını temin eder. Bu maddeleri kaç ton biyolojik gübreden temin edebilirsiniz onun araştırılması gerekir. Bunun maliyeti ne olur? Bu soruların sağlam bir araştırmayla cevaplanması doğru olur. Ayrıca bakıldığında organik gübrenin de tamamı toprağa yararlı değildir. Toprak ihtiyacı olanını alır. Bazı üniversitelerde bu konu hakkında araştırmalar yapılmıştı. Türkiye’de 5 milyon ton kimyevi gübre kullanılıyor. Yapılan araştırmaya göre buna denk olabilecek biyolojik gübrenin 20 milyon ton olacağı ifade ediliyor. Daha önce bir çok ülke biyolojik gübreye geçiş yapmak istedi. Ancak başarılı olamadı” dedi.
Avrupa’da kimyevi gübre kullanımı var
BİR başka gübre üreticisi de Avrupa’da kimyevi gübre kullanımı hakkında bilgi verdi. Üretici şunları söyledi: “Fransa’da 1.1 milyon ton kalsiyum amonyum nitrat, 2.6 milyon ton amonyum nitrat kullanılıyor. Almanya’da ise kalsiyum amonyum nitratın kullanımı 3 milyon tonu buluyor. Amonyum nitrat ise 133 bin ton civarında. Hollanda da kalsiyum amonyum nitratlı ve amonyum nitratlı gübreleri kullanıyor. Burada ise kullanım oranı 574 bin ton ve 446 bin ton civarında. Yani tarımda bizden daha ileride olan ülkeler bu tip gübreleri kullanıyor.”
Avrupa için fason gübre üretiriz
TÜRKİYE’de kimyevi gübre kullanımının sona ermesi halinde milyonlarca dolarlık yatırım ile yapılan fabrikaların nasıl etkileneceğini sorduğumuz bir diğer gübre üreticisi ise sorumuzu şu şekilde cevapladı: “Fabrikaların bu olaydan fazla etkilenmesi beklenmez. Avrupa için fason üretime geçiş yaparız. Bu fabrikalar ufak yatırımlarla yine kimyasal ürünler üretebilir. Ancak bu tip olaylarda sanayici ve çiftçinin heyecana kapılmadan hareket etmesi gerekiyor.”
Yorum Yazın