Türkiye'nin "milli yiyeceği" bulgurun ihracat kalemlerinde gözle görülür pay edinmeye başladığı ve geçen yıla göre ihracatının yüzde 5 arttığı bildirildi. Makarna, Bulgur, Bakliyat, Bitkisel Yağlar Tanıtım Grubu (MBTG) Başkanı Surur Aydın, yaptığı açıklamada, bulgurun pirince göre daha ucuz ve sağlıklı olduğunu söyledi.
Yakın zamana kadar sofraların vazgeçilmesi bulgurun son dönemlerde hem ülke genelinde hem de dünya çapında yeniden aranan ürün haline gelmeye başladığını dile getiren Aydın, "Yaptığımız tanıtım çalışmalarının da büyük katkısıyla bulgur artık istenen seviyede ilgi görmeye başladı. Türkiye'deki artık dünyaya da yansıyor. Zaten biz tanıtım faaliyetlerimizi ağırlıklı olarak yurtdışında geliştiriyoruz" dedi.
Bulgur ihracatının geçen yıl 213 bin ton olduğunu kaydeden Aydın, "Geçen yılın 8 aylık döneminde yaklaşık 142 bin ton ihracat gerçekleştirmiştik. Bu yılın aynı döneminde de dünyadaki tüm olumsuzluklara rağmen yüzde 5'lik artış yakalanarak 150 bin tona ulaşıldı. Bu ihracattan da yaklaşık 87 milyon dolarlık gelir elde ettik ama biz asıl artışı, yılın geri kalan aylarında bekliyoruz çünkü yılın son aylarında bulgur ihracatı daha da artar ve özellikle eylül ayında bulgur ihracatı fazla olur. Yıl sonu geldiğinde artışın daha da ivme kazanmasını bekliyoruz" diye konuştu.
Pirincin tahtına aday
Bulgurun zahmetli bir üretim aşaması olduğunu, üretilen gıdaları da aynı zorluklara karşın ihraç etmeye çalıştıklarını belirten Aydın, "Bulguru, hem üretecek hem tanıtacak hem de pazarlayacağız. Yaptığımız araştırmalar ve dolaştığımız uluslararası pazarda edindiğimiz intiba, bulgurun önünün açılması yönünde. Şu anda biz bulgurun dünya piyasasına girmesini kırmızı çizgimiz olarak belirledik. Bulgur, iyi bir tanıtım ve pazarlamayla pirince alternatif olacak. Bütün dünya bulguru tanımadığı için pirinç tüketiyor. Biz gittiğimiz her yerde bulgurun hem ekonomik hem sağlıklı olduğunu anlatıyoruz. Çabalarımızın sonunda dünya pazarından hak ettiği payı alacak olan bulgurun aynı zamanda pirincin tahtına oturacağı kanaatindeyiz" değerlendirmesinde bulundu.
Üretim aşaması zahmetli
Gaziantep'teki bulgur üretimi gerçekleştiren bir fabrikanın üretim sorumlusu gıda mühendisi Mustafa Pat da bulgurun protein yönünden zengin olduğunu ve raf ömrü uzun olması nedeniyle tercih edildiğini söyledi.
Pat, son dönemlerde eskiye oranla daha fazla talep aldıklarını dile getirerek, artan talep karşısında üretim kapasitelerini geçen yıla oranla yüzde 20 arttırdıklarını kaydetti.
Bulgur üretiminin oldukça zahmetli olduğunu aktaran Pat, "Bizim üretim aşamamız buğdayın fabrikaya getirilmesiyle başlar. Daha sonra 100 derecelik sıcaklıkta kaynatılan ve hedik dediğimiz ürün haline gelen bulgur, açık alanlarda güneş altında kurumaya bırakılır. Ürün yaklaşık 24 saatte kurur. Sonra kuruyan ürünün ilk önce tozunu alırız, yıkarız. Zımpara dediğimiz sistem sayesinde de hediğin üzerindeki kabuğu alınır. Daha sonra değirmenden geçen hedik, özel sistemle sistemde kırılır, parlatma makinesine geçer. Orada da sınıflandırma işlemi yapılır. Köftelik bulgur veya pilavlık bulgur elde ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın