Kanal 42 televizyonunda Tarım Masası Programının Moderatörü Recep Cingöz yazılı açıklama yaparak merkez birlikleri ve odalarda seçim sürecinde yaşanan olayları anlattı.
İşte Tarım Masası Moderatörü Cingöz’ün çarpıcı açıklamaları; “Çiftçinin hak ve hukukunu korumakla görevli sivil toplum kuruluşları, maalesef görevlerini yapmıyorlar. Seçimlerde koltuğa oturmak için ellerinden gelen her türlü maddi imkanı seferber yaparlarken, kanunsuzluğun dibine vurmaktan da geri kalmıyorlar. Kendilerine oy vermesi için delegelere traktör, dana, koyun, para aklınıza ne gelirse veriyorlar, 5 yıldızlı otellerde ahlaksızlığın sınırları zorlanıyor. Öyle bir seçim sistemi kurulmuş ki delegenin desteğini almadığınız sürece bilgi, görgü, yetenek ve hizmet aşkı, kesinlikle işe yaramıyor.
Hele hedefinizde oda başkanlığından ziyade merkez birliği başkanlığıda varsa çok paranızın olması yetmiyor, aynı zamanda arkanıza, siyasi iktidarın desteğini de almanız gerekiyor.
MERKEZ BİRLİĞİNE GİDEN YOLDA SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?
İlk önce, köyünüzden delege seçilmeniz şart. Delege seçimlerine girerken, diğer köylerde de kendi adamlarınızı delege seçtirmeniz gerekiyor. Delege seçimlerinden sonra, Oda başkanı olabilmeniz için diğer delegelerin oylarını almanız gerekmektedir. Bunun için kesenin ağzını açıp, siyasi iktidarın mensuplarını da devreye sokarak delegeleri etkilemeniz gerekmektedir. Yeter mi? Yetmez. Oda başkanı seçildikten sonra İl koordinasyon kurulunda, Ankara delegesi olmak için çalışmaya başlayacaksınız. Bu safhada yine kesenin ağzı açılacak, yedirilecek, içirilecek ve aynı zamanda siyasi baskı oluşturmak için lobi faaliyetlerini oluşturmanız gerekmektedir. Ankara delegesi seçildikten sonra diğer Ankara delegeleri ile pazarlıkları başlatmanız gerekmektedir. Burada merkez birliğinin organları pazarlık masasına yatırılarak, diğer delegelerle, güçleri nispetinde koltuklar paylaşıma açılacaktır. Koltukları da paylaştıktan sonra eğer gerekli sayıyı yakaladıysanız ve oy kullanma günü delegeler, sözlerinden dönmezlerse merkez birliği başkanı olursunuz. Tabi merkez birliği başkanı olabilmeniz ve başkanlık koltuğunda daha fazla oturabilmeniz için siyasi iktidara itaatinizi ve sadakatinizi bildirmeniz lazım. Bu nedenle iktidar aleyhine eylem ve konuşmalardan uzak durmak zorundasınız.
MEVCUT BAŞKANIN AVANTAJLARI VAR MI?
Yukarıda saydığım çalışmaları ve prensipleri uygulayıp merkez birliğin başkanı olan kişi, inanılmaz bir güce kavuşur. 16 merkez örgütünde olmayan yetkiler ile kendisine muhalif olan veya olabilecek oda başkanlarını ve oda meclislerini anında yok edebilecek yetkilere sahiplerdir. 18. Maddenin 5. Ve 7 fıkralarından aldığı güçle, çatlak ses çıkan odaya hemen müfettiş gönderir. Müfettişler odaya gitmeden, hangi konularda suç isnat edeceğini bilerek gider. Bir nevi tetikçi rolünü oynarlar. Müfettişin yazdığı raporda isnat ettiği suçtan dolayı, oda yönetim kurulunun hemen görevden alınması için oda meclisine talimat gönderilir. Merkez birliğinin istediği aslında, oda meclisinin bu talimata uygun hareket etmemesidir. Bu talimata direnen ve biz seçimle geldik seçimle gideriz bu nedenle bu talimatı uygulamıyoruz denildiği anda istenilen şartlar oluşmuştur. Birlik talimatlarına uygun hareket edilmemesi nedeniyle oda meclisi de fesh edilir. Sonraki seçimlere de yargı da aklanmadan giremedikleri için muhalif oda yönetim kurulu, oda meclisi sistemden çıkarılmış olur.
BU SİSTEMİN SORUMLULARI KİMLER?
Mevcut seçim sisteminde en büyük hatayı işleyen maalesef çiftçilerdir. Çiftçiler delege seçimlerinde, komşuluk, akrabalık ve çıkar ilişkilerinin sonucunda gerekli hassasiyeti göstermemeleri nedeniyle, kendilerini temsil edebilecek liyakat sahibi delegeleri seçmeyerek, aslında kendi bindikleri dalı keserler. Seçimler biter başkanlar koltuklarına oturur, delegeler güçleri nispetinde alacaklarını alırlar. 4 yıl süreyle çiftçiler, “ziraat odaları kapatılsın, ne işe yarıyorlar? Bizim haklarımızı korumuyorlar” feryatlarıyla geçirirler. 4 yıl sonra aynı seçim sistemi ve usulleriyle, çarpık ve ahlaksız seçim rüşvetleri ile aynı süreç işlemeye devam eder.
BU SİSTEMDEN KAZANAN SİYASİ İKTİDARDİR.
Bu seçim sisteminin kazanını genellikle siyasi iktidardır. Çiftçilerin haklarını korumakla görevli oda başkanları, sus pus olurlar, Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşu Türkiye’nin en sessiz ve tepkisiz kuruluşu haline gelir. Çiftçinin cılız kalan sesi ve feryadı siyasi iktidar tarafından duyulmaz, duyulsa da ciddiye alınmaz. İthalatla, tarımın ve hayvancılığın lobileri ceplerini doldurur, Bir avuç sömürücünün kazanacağı paralar uğruna koskoca ülkenin tarım ve hayvancılığının uçuruma sürüklenmesine seyirci kalırlar.
Dolayısıyla çiftçi kendi göbeğini kendisi kesmediği sürece bu kaçınılmaz bir sondur. Siyasi partilerin çoğu zaman yalan vaatlerine kolay inanırsanız, birlik ve beraberliği tesis edemezseniz, sesinizi gür çıkarmazsanız, bu sıkıntılı süreci bertaraf edemezsiniz.
DİĞER BİRLİKLERİN DURUMU NEDİR?
Diğer birliklerinde üş aşağı, beş yukarı durumları aynıdır. Koltuğu kaybetmemek uğruna yöntemleri ve prensipleri farklılık gösterse de sonuç aynıdır. Bu birliklerin başkanlarının da siyasi iktidara itaat etmeleri şarttır. Temsil ettikleri çiftçi ve hayvancıların haklarını korumak ve hak ettikleri değeri görebilmeleri için masaya yumruğunu vuranları da, devlet düşmanı, hükümet muhalifi, hatta hain ve fetöcu suçlamalarına muhatap tutulmaktadır. Hatta bu suçlamaları kendi içlerinde olan insanlar, siyasi iktidarın desteğini alabilmek için yaparlar. Yukarıda bahsettiğimiz ahlaksızlıkları yapmayan ve delegelere rüşvet vermeden temiz bir çalışma yürüterek gelen başkanlar yok mu? Tabi ki vardır, lakin sayısı ne kadardır? Bunu da herkes kendi bölgesine göre değerlendirebilirler.
Yapmış olduğumuz programlarda, herhangi bir siyasi partinin adamı olmadan, eğmeden, bükmeden, tarımı siyaset üstü görerek gündemi değerlendirme ye devam edeceğiz. Gündemi belirleyeceğiz. Çiftçinin ve hayvancının problemlerini en üst perdeden seslendirmeye devam edeceğiz. Koskoca odaların ve birliklerin başaramadığı sesi biz oluşturmaya devam edeceğiz.” İfadelerini kullandı.
Yorum Yazın