Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma (TEMA) Vakfı'nın kamu ve özel sektörün katkılarıyla 2011'den bu yana ağırlıklı olarak Gaziantep ve Şanlıurfa'da yürüttüğü "Fıstığımız Bol Olsun Projesi" sayesinde Antep fıstığı ağaçlarına doğru şekilde bakım yapmayı öğrenen çiftçiler, hem daha yüksek verim almaya başladı hem de toprak işleme, gübre ve ilaçlama masraflarından tasarruf etti.
TEMA Vakfı'nın proje ortağı Nestle'nin katkılarıyla 8 yıldır yürüttüğü projeyle, Antep fıstığı üretiminde kalite ve verimliliği arttırmanın yanı sıra Türkiye'de biyolojik çeşitliliğin, gen kaynaklarının ve toprağın korunması hedefleniyor.
TEMA Vakfı Proje Koordinatörü ve orman yüksek mühendisi Metin Şenol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1996'da emekli olduktan sonra Türkiye'nin doğasının korunması için faaliyet gösteren TEMA'da çalışmaya başladığını söyledi.
Üniversitede okurken bilimsel adı "Pistacia" olan Antep fıstığı türleriyle tanıştığını, emekli olduktan sonra Türkiye ve yetiştirildikleri bölgeler için son derece önemli bir ekonomik değer olan Antep fıstığının veriminin artırılması için proje geliştirmeye karar verdiğini anlatan Şenol, bu kapsamda 2010'un mart ayında "Fıstığımız Bol Olsun Projesi"nin çalışmalarına başladığını hatırlattı.
- "3 yıllık eğitim sonrası önemli verilere ulaştık"
Şenol, Antep fıstığının en iyi yetiştiği bölge olan orta Fırat Havzasını dolaştığını ve o dönem gördüğü manzaranın hiç hoşuna gitmediğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Fırat Nehri'nin 15 kilometre doğusu ve 15 kilometre batısı Antep fıstığının optimum yetişme alanı. Antep fıstığı ağacının tozlaşma döneminde Fırat'ın serinliğini, meyvenin dolma döneminde ise bölgenin sıcaklığını alması lazım. 2011'in ocak ayı itibariyle 3 yıl malzeme destekli budama, bitki besleme, bitki koruma, toprak işleme gibi eğitimler yaptık. 3 yıl sonunda önemli verilere ulaştık. Budama, toprak işleme konusunda çiftçilerin büyük hataları olduğunu, bilinçsizce ilaç kullanıldığını gördük. 2014'te projenin ikinci dönemine başladık. Beş yıllık süreçte de elde ettiğimiz veriler ışığında sorunlara çözüm üretme başlığıyla çalışmalar yaptım. 31 Aralık 2018'de ikinci dönem de bitti ve 1 Ocak itibariyle üçüncü döneme başladık."
- "Budama Antep fıstığı bakımında lokomotif"
Antep fıstığında verim ve kaliteyi etkileyen ne kadar olumsuzluk varsa 8 yıldır bunların giderilmesi için çalıştığına dikkati çeken Şenol, özellikle budama konusuna ağırlık verdiğini, bu konuda çiftçilerden, bahçe sahiplerine kadar yüzlerce kişiye eğitim verdiğini bildirdi.
Şenol, budamanın Antep fıstığı bakım programın lokomotifi olduğuna değinerek, "İyi bir budama yaptıysanız bahçenizde iyi bir bahçe yönetimi yapmışsınız anlamına gelir. Kimyasal kullanma ihtiyacını yüzde 80 ortadan kaldıran bir şey bu. Bu son derece önemli. Toprak işleme konusunda da çalışmalar yaptık. Önceden çiftçimiz canı istediğinde gidip bahçesini sürüyordu. Bunu yılda 12'den 2'ye indirdik." diye konuştu.
- "Ben dikerim, meyvesini de ben yerim"
Bölgede çiftçilerin fidanı diktikten 12-15 yıl sonra aşılama yaptığını ifade eden Metin Şenol, şunları kaydetti:
"Bu projeyle biz bunu sulu tarımda 1 yıla, kuru tarımda 2-3 yıla indirdik. Projeyle tesis ettiğimiz bahçelerde biz şu anda meyve alıyoruz. Bu bölgede geleneksel bir söylem vardı; 'Babası diker, oğlu yer' şimdi çiftçi diyor ki 'Ben dikerim, meyvesini de ben yerim.' 2011'de diktiğimiz bahçelerden 3 yıldır çok güzel verim alıyoruz. Biz burada bilinmeyen bir denklemi çözdük. Çiftçinin kafası karışıktı, her gelen bir şey söylemiş, çiftçi kendi bildiğini okumaya devam etmişti. Çiftçiler şu anda 'Metin ağabey biz sen ne dersen onu yaparız' diyor. Bu benim için gurur verici. Ben bu güveni 9 yılda elde ettim. Projeye başladığımızda uygulama bahçemizde dekar başına 30 kilogram olan verimi 58 kilograma çıkardık. Komşu bahçemizde ise hala 30 civarında seyretmiş. Kısa dönemde çok bariz bir fark."
Bakım programını paket halinde doğru uygulamak gerektiğini vurgulayan Şenol, "Budama, bitki besleme, toprak işleme, fıstık koruma, temizlik. Bu paket programdan bir tanesini hatalı yaptığınız an bütün doğruları siler atar. Budamayı doğru ve zamanında yapacağız. Bitki beslemeyi, toprağı tanıyarak yapacağız." dedi.
- Projenin kalıcılığı için kitap yazdı
Şenol, 2023'e kadar devam edecek projenin devamlılığı ve kalıcılığı için çiftçilere dağıtılmak üzere "Soru ve Yanıtlarla Antep Fıstığı Yetiştiriciliği" kitabını yazdığını, kitapta bir yıl içinde Antep fıstığı bahçesinde neler yapılması gerekiyorsa onun yer aldığını bildirdi.
Şu ana kadar 2 binin üzerinde çiftçiye eğitim verdiğini anlatan Şenol, sözlerini şöyle tamamladı:
"Benim bu yaptığım ülke, millet ve doğa sevgisinden kaynaklanıyor. Bildiğim bir şey varsa onu bilmeyenlere öğretme, anlatmanın yükü var üzerimde. Ailem İstanbul'dayken ben 9 yıldır Gaziantep'teyim. Sorumluluk duyuyorum. Çiftçilerim benden bilgi istiyor. Ben çiftçi bahçede olsun olmasın bahçeleri geziyorum sonra telefon ediyorum, diyorum ki kardeşim bahçende şunu gördüm, bunu yapman lazım. Boş zamanım yok sürekli bahçeleri gezerim. Sıcak beynime geçse de ben işimi yapıyorum. 9 yıldır böyle gidiyor. Bu kitapta hiçbir yerden alıntı yok. Dokuz yıllık uygulamaların sonucu. Fotoğraflar da çizimler de bana ait."
Yorum Yazın