Angola, Afrika’nın ikinci en büyük petrol üreticisi. Ancak son iki yılda petrol fiyatları düşünce ülkenin gelirleri de üçte bir oranında azaldı. Angola’nın hedefi şimdi ekonomik kaynaklarını çeşitlendirmek. Bunun için en şanslı olduğu sektör ise tarım.
Angola 1970’li yılllarda kahve, şeker pancarı, sisal bitkisi, ve muzda en önemli ihracatçı ülkelerdendi. Fakat 1975 ve 2002 yılları arasında süren 27 yıllık iç savaş yüzünden bu avantajını yitirdi. Şimdi ekonomik kaynaklarını çeşitlendirmek ve ülkenin gıda ihtiyacını karşılayabilmek için 58 milyon hektarı aşan büyüklükteki sulanabilir tarım arazilerine yatırım kararı aldı. Bu yatırım planı, başkent Luanda’ya 1.5 saat mesafedeki Bengo bölgesindeki 4600 hektarlık toprakları da kapsıyor.
Muz bizim için yeşil altın
Joao Mpilamosi, Yönetim Kurulu Başkanı, Caxito Rega, S.A., Angola: “Muzu biz yeşil altınımız olarak görüyoruz. Sadece bir ticari değer olarak değil, besin değeri açısından da paha biçilmez. Aileler için çok önemli. Muz üretimi ekonominin çeşitlenmesine çok önemli katkı sağlıyor. Tam bu konuyla ilgili çok yerinde bir örnek verebilirim. Bugün, şu anda bulunduğumuz Caxito çevresinde yıllık muz satışı 100 miyon Dolar’a yaklaştı. Ve hala buradan Sahra altı Afrika bölgesine muz ihracatı sürüyor. En iyi örnek Demokratik Kongo Cumhuriyeti. Sadece Ekim ayında buraya 10 ton muz ihraç ettik.”
Hükümet, tarım sektörünü çeşitli eğitim programlarıyla destekliyor. Kredi teşvikleri sağıyor, sulama projelerine doğrudan fon desteği veriyor. Fakat, işletmelerin küçük aile çiftlikleri şeklinde yoğunlaşması, en büyük sorun.
24 milyon nüfuslu Angola’da 2 milyondan fazla küçük aile çiftliği işletmesi var. Çoğunlukla hububat, kök bitkileri ve sebzeden oluşan temel gıda maddeleri üretiminin yüzde 80’ini sağlıyorlar. Bu bitkilerin ekimi, modern tarım araçlarının eksikliği yüzünden çoğunlukla beden gücü ile yapılıyor.
Marketlerde yerli ürünlerin satılması teşvik ediliyor
Luanda’daki bu süpermarkette olduğu gibi, bölgede üretilen ürünleri raflarda görmek mümkün. Gittikçe büyüyen orta sınıflar için yerli malı ürünler burada fiyat avantajı ile de teşvik ediliyor. Halen Angolalıların yarısı günde 2 Dolar’dan daha az milli gelire sahip olsalar da.
Joao Pedro Santos, Genel Müdür, Kero Supermarket: “Günlük satışlarımızın yüzde 35’i burada, Angola’da üretilen ürünlerden oluşuyor. Sadece iç pazar için değil, uluslararası pazarlar için üretim yapan şirketlerimiz de var. Afrika’daki pazarlara ciddi oranda ihracat yapan firmalar var. Ve 6 ayda bir yayınlanan ihracat verilerine dair rakamlar, Angola’nın sadece Afrika kıtasına değil, tüm dünyaya ihracat yapan önemli bir aktör konumuna geleceğini gösteriyor.”
Amaç, ülkedeki verili yaşam standartlarını geliştirmek ve uluslararası düzeye çıkarmak. KOBİ’lere bu konuda büyük görev düşüyor. Refriango, bunlardan biri. Meyve suyu, şişe suyu ve gazlı içecekler üreten firma 3800 kişi istihdam ediyor.
Afrika kıtasında Portekizce konuşulan ülkelerde açık ara pazar lideri konumunda.
Estevao Daniel, CEO, Refriango: “Kaliteden ödün vermememiz en büyük avantajımız. Çünkü, kalite belgeleri alan ilk gıda şirketi biziz. ISO 22 000 sertifikamız var. Labaratuarlarımız çok sıkı çalıştı ve burada sağladığımız başarı, uluslararası yeterlilik sertifikaları almamızda etkili oldu.”
Angola’nın yeni ve daha da sıkılaştırılmış sağlık standartlarını karşılamadığından pek çok ürünün ithalatı ilgili kurumların onayından geçemiyor. 27 ithal ürünle ilgili yeni yönetmelik geçen Şubat’ta yayınlandı. Bu düzenleme yerli üretim için de uyarıcı oldu.
Angola ürünleri güvenilir. Angola son 10 yılda altyapısını geliştirmek için gözle görülür bir çaba harcadı. Tedarik zinciri, lojistik, ulaşım gibi konularda bazı zorluklar halen sürüyor. Bunlar da yerel endüstrilerin gelişmesini kısıtlıyor. Angola çok geniş bir ekonomik potansiyele sahip. Şimdi soru şu:
“Angola, ekonomisini petrol kaynaklı olmaktan çeşitlilik içeren, yarışmacı ve girişimci bir ekonomiye kalıcı olarak dönüştürmeyi başarabilecek mi?”
Bu kendi ellerinde.
Yorum Yazın