Tarım Alanlarımıza Sahip Çıkalım

Ülkemizin yüzölçümü 78 milyon hektar.Bunun 28 milyon hektarı tarımsal arazi .Ülke ekonomisine milyarlarca dolar katkı sağlayan tarım sektörünü taşıyan çitçi ,tarım arazilerinin her geçen gün azalmasından farkında değil sanırım.

Tarım arazilerinin imar veya bilinçsiz olarak betonlaşması aslında hem tarım çiftçi hem de arazilerin yok olmasına etkileyen önemli bir faktör. Çünkü 1cm toprağın oluşabilmesi için en az yüz yıl gerekli böyle önemli kaynağı yok etmenin ne kadar vahim olduğunu her kesin algılaması lazım.

Süratle artan nüfusa karşın artmayan, azalan bir toprak büyüklüğü söz konusu.Azalan topraklar erozyon, çoraklaşma ve bunun yanında birçok çevresel etkilerin dışında betonlaşan birinci sınıf arazilerin sıkıntısı ilerleyen yıllarda kendini iyice gösterecektir.

Çocuklarımızın ve torunlarımızın tarım arazilerinin heba edilmesinden dolayı daha çok mağdur olacaklar. Devletin yaptırım uygulayarak tarım arazilerin koruma altına alması lazım. Tarım arazilerin üretimden ayrılarak imara açılmasının, parsellerin kaydırılması, değiştirilmesi, mevcut parsellerin küçültülmesi istimlâk edilmesi vs hem ülke ekonomisine hem de sosyal sorunlara neden olacak kanısındayım.
Özelikle birinci sınıf tarım arazilerin tarım dışı kullanılması ile ilgili olarak, kuraklığın artığı, küresel ısınmanın konuşulduğu bu günlerde nüfus atışıyla birinci sınıf arazilerin imara ve betonlaşmaya açılması sıkıntıları beraberinde getirir.

Ülkemizin çok ciddi bir tarımsal alt yapısına sahip olduğu herkes tarafından biliniyor. Öte yandan ülkemizin tükettiği tüm ürünleri üretme kapasitesi bulunuyor. Özelikle gerek stratejik, gerek katma değeri yüksek olması nedeniyle pamuk, soya, mısır, ayçiçeği gibi yağlık ürünleri, ülke çiftçisi üretiyor. İlgili kişiler bu tedbirleri alınırsa bu üretim daha da artacağına inanıyorum. 

Ben de diyorum ülkemizi hem giydiren hem de doyuran bu topraklara sahip çıkalım.