Canlı ya da cansız tüm varlıklar için vazgeçilmez bir doğal kaynak olan su, nüfus artışı ve küresel iklim değişikli nedeniyle giderek stratejik bir kaynak haline gelmektedir. Canlılar yaşamlarını sürdürebilmek için, cansız varlıklar da ayrışıp toprağa karışabilmek için suya gereksinim duyar.
DSİ Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye’nin tüketilebilir yer üstü ve yer altı su potansiyeli yılda ortalama 112 milyar m3’tür. Bu potansiyelden yararlanma oranı % 36 civarında olup, 32 milyar m3’ü sulamada, 7 milyar m3’ü içme ve kullanmada, 5 milyar m3’ü sanayide kullanılmaktadır. Bu durumda ülkemiz su kaynaklarının yaklaşık % 74’ü sulama, % 11’i sanayi, % 15’i evsel tüketim için kullanılmaktadır. Uluslararası standartlara göre, yıllık kişi başına 1.500-1.700 m3 teknik ve ekonomik kullanılabilir su miktarı ile Türkiye “su stresi” yaşayan ülkeler grubundadır.
Dünyanın yarı-kurak bölgesinde bulunan ülkemizin yağış rejimi, mevsimlere ve bölgelere göre büyük farklılıklar göstermekte, Doğu Karadeniz Bölgemize yılda 2.500 mm yağış düşerken, İç Anadolu Bölgemize özellikle de Konya civarına yılda 320 mm yağış düşmektedir. Tarımsal (bitkisel ve hayvansal) üretim su varlığı ve suyun tüketimi ile yakından ilgilidir. Bitkilerin yaşaması için gerekli olan, ancak doğal yağışlarla karşılanamayan suyun, bitkilerin istediği zaman ve miktarda verilmesine sulama denir. Sulama yöntemi ise suyun toprağa, bitki kök bölgesine veriliş biçimi olarak ifade edilir. Sulama yöntemleri, yüzey sulama (salma, tava, uzun tava ve karık), basınçlı sulama (yağmurla ve damla) ve sızdırma olarak gruplanabilir. Ülkemizde tarımsal sulamanın % 88,5’inde yüzey sulama yöntemleri (karık, tava ve salma), % 8,5’inde yağmurlama sulama yöntemi, %3’ünde ise damla sulama yöntemi kullanılmaktadır. Dolayısıyla, tarımda kullanılan suyun büyük bir kısmı yanlış sulama teknikleri ve taşıma sırasındaki kayıplar nedeniyle boşa harcanmaktadır. Bir başka deyişle, bu vahşi sulama teknikleri suyun etkili kullanımını engellediği gibi toprakta tuzluluk ve drenaj sorununu da beraberinde getirmektedir.
Tarımda sulama suyundan daha etkin yararlanabilmek için: Toprak ve topoğrafya koşulları uygun olan alanlarda yağmurlama ya da damla sulama yöntemlerinden biri seçilmeli; Bitkilerin en fazla suya ihtiyaç duyduğu kritik dönemlerde sulama yapılmalı; Toprağın nemini koruyacak yetiştirme teknikleri seçilmeli, toprağın yapısını bozacak ve su tutma kapasitesini azaltacak uygulamalardan vazgeçilmeli; Toprak nem kaybını önlemek için gerektiğinde doğrudan ekim yöntemleri uygulanarak toprak işlemesiz tarım tercih edilmeli ve kurağa ve tuzluluğa dayanıklı çeşitler ıslah edilmelidir.
Sonuç olarak, artan nüfusun beslenme ve su gereksinimini karşılayacak sürdürülebilir su yönetimini sağlamak için öncelikle arazi toplulaştırma, tesviye ve drenaj gibi tarla içi çalışmaları ve uygun sulama sistemleri birlikte tesis edilmeli, su kaynakları kirletilmemeli, su havzaları yerleşim ve sanayi tesisleri ile işgal edilmemeli, temiz su kaynakları ve doğal baraj olarak görev yapan mera ve ormanlar korunmalıdır. Var olan suyun hakça bölüşülmesi dileğiyle….
Yorum Yazın