Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nce hazırlanan ve TÜBİTAK tarafından desteklenen proje kapsamında arılarda hastalık ve antibiyotik gibi ilaç kullanımının önüne geçmek için hijyenik ve damızlık arılar yetiştiriliyor - Proje Sorumlusu Prof. Dr. Güler: - "Arı ölümlerinin ve arı ürünlerinde kalıntıların önüne geçmek için hijyenik ve damızlık arı yetiştiriyoruz''
Ondokuz Mayıs Üniversitesince (OMÜ) hazırlanan ve TÜBİTAK tarafından desteklenen proje kapsamında arılarda hastalık ve antibiyotik gibi ilaç kullanımının önüne geçmek için hijyenik ve damızlık arı yetiştiriliyor.
OMÜ Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Veteriner Fakültesi ve Tıp Fakültesi öğretim üyelerince 2009 yılında başlatılan hijyenik ve damızlık arı yetiştirme projesinde başarı sağlandı.
Proje Sorumlusu Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Güler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 7 yıldır hijyenik ve damızlık arı nesli yetiştirmek için çalıştıklarını söyledi.
Türkiye 'de 6,5 milyon arı kolonisi (içinde arıları bulunan kovan) bulunduğunu ve koloni başına da ortalama 15-16 kilogram bal verimi sağlandığını ifade eden Güler, '' Çin 'de koloni başına 43 kilogram bal verimi sağlanıyor. Ülkemizde çok fazla arı yoğunluğu var. Arı sayısını arttırarak bal üretimini arttıramayız. Koloni başına verimi arttırmamız gerekiyor. Bu nedenle kendi ırkımız olan Kafkas arı ırkını geliştirmek için başlattığımız çalışmada önemli başarılar sağladık. Arılarda hastalık ve antibiyotik gibi ilaç kullanımının önüne geçmek için hijyenik ve damızlık arlar yetiştiriyoruz'' diye konuştu.
Hijyenik arılarla hem verimin artacağını hem de arı hastalık ve ürünlerinde kalıntıların ortadan kalkacağını savunan Güler, 2009 yılında başladıkları proje kapsamında arıların genetik yapılarını güçlendirerek beşinci nesil arı ırkını geliştirdiklerini vurguladı.
-''Dayanıklı anne ve baba arılar yetiştiriliyor''
TÜBİTAK tarafından sağlanan 300 bin liralık destekle yürüttükleri çalışmanın, Türkiye için büyük önem taşıdığına dikkati çeken Güler, şunları söyledi:
''Bazı arıların genetik yapılarına bakarsak, kendi yuvalarında asla bir mikrop, bakteri, virüs barındırmazlar. Hatta yabancı kırıntı ve döküntüyü dahi dışarı atarlar. Birbirlerini temizlerler. Bir hastalık etmeni ve bir parazit varsa bunu yaparlar. Bazı arılar bunu yüzde 30 oranında yaparken, bazı arılar yüzde 10 oranında temizlik yapıyor. Bu nedenle biz de hazırladığımız proje ile bize özgü olan Kafkas arısı ırkımızı geliştirmek istedik. Arılarda hastalık ve antibiyotik kullanımı önüne geçmek için 60-70 yıldır antibiyotik ve ilaç tedavisi uygulanıyor. Ancak çözüm olmadı. Arılar yine hastalıklara yakalanıyor, hatta dağılımı bile genişledi. Ayrıca antibiyotikler arıların direnç sistemini yok etti. Arı üzerindeki faydalı organizmaları yok etti. Bal ve polen gibi ürünlerinde ise kalıntılar olabiliyor."
Bu nedenle çalışma kapsamında genetik ıslah çalışmasına başladıklarını anlatan Güler, "Arıların hijyenik özellikleri olan genlerini çoğaltıyoruz. Kontrollü ana arı ve baba arılar yetiştiriyoruz" diye konuştu. Bugüne kadar binlerce koloniyi elden geçirip, çalışma yaptıklarını vurgulayan Güler, "Aynı ırktan beşinci nesil arı geliştirdik. İlk nesil sağlam dayanıklı ve dirençli olanlarını seçiyoruz. Bunları çiftleştirip yeni daha güçlü ve hastalıklara dayanıklı karakterler elde ediyoruz. Bunlardan da olan yavruları tekrar seçerek selekte edip yeni yavrular elde ediyoruz. Arıların DNA'larını kodlarını çözerek üstün ırk bir nesil yetiştiriyoruz'' değerlendirmesinde bulundu.
-''Damızlık arı sertifikası alacağız''
Türkiye'de sağlıklı ve verimli arı üretimini sağlamak için yürütülen çalışmaların önem taşıdığına da işaret eden Güler, ''Projeyi daha da geliştirerek Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına müracaat ederek damızlık arı sertifikası alacacağız. Böyle bir sertifika Türkiye'de ilk kez alınmış olacak. Artık antibiyotik kullanımına gerek kalmayacak arı ürünlerinde kalıntı olmayacak. Arı yetiştiricilerimiz ilaca para vermemiş olacak hem daha sağlıklı bir arı ırkına sahip olacaklar hem de daha kaliteli arı ürünleri elde etmiş olacaklar'' diye konuştu.
Yorum Yazın