Yozgat'ın Kadışehri ilçesine bağlı Kabalı köyünde, vatandaşların tarlaları birleştirilerek 5 bin dekar alanda Türkiye’nin en büyük meyve bahçelerinden biri haline getirdiği arazinin bin 200 dekarında yetiştirilen kiraz ağaçlarında hasat başladı.
Kabalı köyü sakinleri, uygulamaya koydukları Deveci Havzası Meyvecilik Entegrasyon Projesi kapsamında tarlalarını birleştirip, sınırları kaldırarak 10 bin 920 dekar tarım alanı ortaya çıkardı. 5 bin dönümlük kısmında meyve üretimi yapılan bahçede, elma, armut, şeftali ve kiraz yetiştiriliyor.
Arazilerini kiraya veren köylülerin maaş alarak çalıştığı meyve bahçesi, yöre halkından yüzlerce kişiye iş imkanı sağlıyor.
Meyve bahçesinde incelemelerde bulunan Vali Kemal Yurtnaç, Yozgat’ın tarım ve hayvancılığın ileride olduğu bir şehir olduğunu söyledi.
Artık babadan, atadan görme tekniklerin yanında büyük çiftliklerin yer aldığı hem hayvancılık hem tarımdaki uygulamaların daha önemli olduğunu belirten Vali Yurtnaç, "Bu tür uygulamaları biz destekliyoruz. Yıllar önce Kadışehri ilçemizin Kabalı köyünde 5 bin dönümlük bir arazi çeşitli meyveler dikilmiş. Yeni bir toplulaştırma projesi gibi yapılmış. Bunun sonucunda bir firma gelmiş buradaki tüm hasadı alıp götürüyor. Bu da Yozgat’ta üretimin bir merkez haline gelmesi demektir." dedi.
Vali Yurtnaç, Kabalı projesinden üç köyde daha çalışma yaptıklarına değinerek, şöyle konuştu:
"Bunların kimisinde vişne olacak, kimisinde ayva, kimisinde ise üzüm olacak. Yozgat’ı özellikle ihracatçılar için bir merkez haline getirmeye çalışıyoruz. Bu sadece Yozgat için değil tüm Türkiye için örnek olması gereken bir proje. Biz bu projeyi yaygınlaştıracağız, destekleyeceğiz daha büyütmeye gayret edeceğiz. Türkiye’de tarımdaki gelişmenin yolu toplu üretimlerdir, toplu üretim olunca toplu satış da oluyor. Burası bir pazar merkezi haline geliyor. Yozgat’ı bu manada tarım ve hayvancılıkta pazar yeri haline getirmeye gayret ediyoruz."
Kabalı köyünde göçün tersine döndüğünü vurgulayan Vali Yurtnaç, "Bu köyden il dışına gitmiş olanlar buradaki çalışmayı görünce geri dönüyorlar. Ankara’da asgari ücretle çalışacakları yerde kendi köyünde hem sigortalı hem belli bir ücret karşılığı çalışıyorlar. Kendi köyünde bildiği işi yapıyorlar. Bu da aslında göçün önlenmesinde de bir çalışma diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın