Türkiye’nin can damarlarından olan tarım sektörü, ne yazık ki her geçen yıl biraz daha zayıflıyor. Kırsaldaki geçim sıkıntısı, göçü kaçınılmaz kılıyor. Köylerde yaşayanların büyük bir bölümü topraktan umudunu kesmiş durumda.
Türkiye’deki tarım arazilerinin büyük bir bölümü, miras gibi nedenlerden dolayı parçalanıyor. Çiftçilik, Avrupa ülkelerindeki gibi bin, 2 bin dekarlık arazilerde yapılmıyor. Arazinin dağınık olmasına gübre ve mazot fiyatlarındaki artış da eklenince çiftçiler kendi karınlarını zor doyuruyor. Tarım Bakanlığı, tarım arazilerinin miras ve satış yoluyla parçalanmasından oluşan ekonomik kaybın 17 milyar TL olduğunu açıklamıştı. Bu kaybın önüne geçilmesi amacıyla hazırlanan tasarı 2014 yılında yasalaştı. Düzenlemeye göre, asgari tarımsal arazi büyüklüğü; mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0.5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0.3 hektardan küçük olamayacak.
ÇİFTÇİ SAYISI AZALIYOR
Tarım arazilerinin toplulaştırılması tabi ki çiftçinin sorunlarını ortadan kaldırmaya yetmiyor. Girdi maliyetlerinin yüksek olması, çiftçiyi zor durumda bırakıyor, sosyal ihtiyaçlar karşılanamıyor. Geçimini çiftçilik ile sağlayan köylülerin sayısı da her geçen yıl azalıyor. Gençler artık toprağa değil, şehre yöneliyor. Hadim, Bozkır ve Taşkent gibi dağlık bölgelerde çiftçilik yapmaksa daha da zor. Yıllarca toprağa gönül veren bu bölge insanı, son zamanlarda ya Konya’ya göçüyor asgari ücretle çalışıyor ya da ekmeğini turizmde arıyor. Turizm ise süreklilik arz etmiyor. Tüm bu nedenlerden dolayı tarım sektörünü savunduklarını iddia edenlerin, sorunları masa başında değil, yerinde görmesi gerekiyor.
ÇİFTÇİLİK, MESLEK HALİNE GELMELİ
Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Celil Çalış, hayvancılık ya da bitkisel üretimle uğraşanların kolaylıkla bu sektörlerden ayrılabildiğini ve bu durumun tarım camiasının en büyük handikaplarından biri olduğunu söyledi. Köylerden, tarımsal bölgelerden çıkan insanların başka bölgelere çok çabuk gidebildiğini ancak bu insanların tarıma tekrar dönmesinin çok zor olduğunu vurgulayan Çalış, çiftçiliğin meslek haline getirilerek bu insanları doğduğu yerde doyurma ve mutlu kılma anlamında tedbirlerin alınması gerektiğine dikkat çekti. Bunun gerçekleşebilmesi için Tarım Bakanlığının sadece destekleme politikalarına değil, sosyal politikalara da ağırlık vermesi gerektiğini belirten Çalış, “bu yılki verim artışı bakanlık tarafından fiyatla desteklenmeli, çiftçiye rahat bir nefes aldırılmalı, hevesi kursağında bırakılmamalı, önümüzdeki yıllar nasıl daha fazla verim alabiliriz düşüncesine sevk edilmeli” dedi.
“ÇİFTÇİ, GÖÇÜ DÜŞÜNMEMELİ”
Tarım Bakanlığının üretimi desteklemesi ve sektör çalışanları için yeni sosyal projeler geliştirmesi gerektiğini anlatan Celil Çalış, 30 Mart 2014’te uygulamaya konulan Büyükşehir Yasasıyla birlikte Konya’nın 226 kilometrelik mesafedeki köyüyle merkezdeki bir mahallesinin aynı statüde olduğunu ve Büyükşehir Belediyesinden aynı hizmetleri beklediğini kaydetti. Türkiye’deki büyükşehir belediyelerinin tarımsal projeleri geliştirmesi gerektiğine işaret eden Çalış, “çiftçilik, bir bölgede yaşam bicimi değil, meslek olmalı. Bugün ziraat ya da inşaat mühendisi de çiftçilik yapabilir. Köy halkı, köydeki varlıklarını geliştirip oradaki hayatlarını devam ettirmenin düşüncesinde olmalı. Başka yerlere gitmeyi düşünmemeli” diye konuştu.
KALİTESİZ BUĞDAY, YEM OLARAK KULLANILIYOR
Kalite yönünden uygun olmayan buğdayların, makarna ve bisküvi gibi imalatlarda kullanılmadığını, bu buğdayların Toprak Mahsulleri Ofisi ya da tüccarlar tarafından yemlik ya da başka alanlarda değerlendirildiğini ifade eden Çalış, kalitesiz buğdaydan yapılan ekmeğin özünün olmadığını, küflendiğini söyledi. 2014 yılında yaşanan olumsuz iklim koşullarına bağlı olarak Türkiye’nin buğday üretimi bir önceki yıla göre yüzde 14 azalışla 19 milyon ton, arpa üretimi ise yüzde 20 azalışla 6,3 milyon ton olarak gerçekleşmişti. 2015 yılında iklim şartlarının hububat üretimi açısından uygun seyretmesinden dolayı buğday üretiminin geçen yıla göre yüzde 18 artışla 22,5 milyon ton, arpa üretiminin ise yüzde 27 artışla 8 milyon ton olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
Yorum Yazın