Tarımda Desteklemelerden Vazgeçmeyi Hiçbir Ülke Göze Alamaz"

Geçen yıl olumsuz hava koşullarından etkilenen tarım sektörü 2015 yılınada zor başladı.

DHA'nın sorularını yanıtlayan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2014 yılında, bitkisel üretimin yüzde 6.6 gerilemeyle 63.7 milyon tondan 59.5 milyon tona indiğini 2015 yılına da afetlerle başladığına dikkat çekerek, "Böyle bir ortamda çiftçimize sahip çıkılmazsa, zararı karşılanmazsa, destek verilmezse, üretiminin sürdürülebilirliği riske girer" dedi.

Bayraktar, tarımda en gelişmiş, en rekabetçi ülke olan ABD'de de tarıma destekler devam ettiğine dikkat çekerek, "Stratejik bir sektör olan tarımda, desteklemelerden vazgeçmek hiçbir ülkenin göze alamayacağı bir konudur" dedi ve ekledi:

"Gıda güvenliği ve güvencesi konusu ülkeler için hayati bir konu olduğu için riske atılmaması gerekir. Tarımın ekonomi yanında sosyal boyutu da çok önemlidir. Dünya üzerindeki hiçbir ülkenin tarımın her alanında rekabetçi olması mümkün değildir. İklim koşulları, topografik yapı farklılığı, girdi maliyetleri nedeniyle her ülkenin avantajlı olduğu tarımsal ürünler olmakla birlikte dezavantajlı olduğu birçok tarımsal ürün de bulunmaktadır."

"HASAT SONRASI İTHALATTAN UZAK DURULMASI GEREKİR"

Bayraktar, tropikal iklim koşullarına sahip olmayan Türkiye gibi bir ülkenin tropikal tarımsal ürünlerde avantajlı olmasının mümkün olmadığına dikkat çekerek şunları söyledi:

"Fakat nüfusu 77 milyon olan bir ülkenin de çoğu tarımsal ürünü üretmesi, dışa bağımlılığını azaltması gerekir. Bunun yolu tarımsal desteklerden geçer. Tarımımızın başta arazi parçalılığı, sulama altyapısının tamamlanması, girdi maliyetleri gibi sorunları nedeniyle çiftçimizin ayakta tutulabilmesi, tarlada kalması ve üretimini sürdürebilmesi için hem desteklerin artarak devamı hem de korunması gereken alanlarda gümrük koruması bir zorunluluktur. Özellikle hasat sonrası ithalattan uzak durulması gerekir. Bu müdahalelerin ve tedbirlerin nihai hedefi; üreticilere adil ve yeterli bir yaşam standardı sağlanmasının yanı sıra, üretimin yönlendirilmesi, sağlıklı bir piyasa oluşturulması, kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması, sanayiciye, ihracatçıya, tüketicilere uygun fiyatla yeterli ürün arzının garanti edilmesidir."

"ÇİFTÇİMİZ, 2015 YILINA DA AFETLERLE BAŞLADI"

Üreticilere verilen desteklerin, tarımda sürdürülebilirliği sağladığını ifade eden Bayraktar, ayrıca sektörde, üretim sürecinin uzun, parasal geri dönüşüm hızının düşük, sermaye birikiminin yetersiz ve yatırımların az olması destekleme ve teşviklerin önemini artırdığını ifade etti.

Bayraktar, tarım sektörünü ayakta tutmak, nüfusunu beslemek ve dünya piyasalarında rekabet etmek isteyen bir ülkenin, tarım sektöründe destekleme, koruma ve teşvik uygulamalarını sürdürmesini zorunlu olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Bilindiği gibi tarım üstü açık bir fabrikadır. Bu nedenle zaman zaman tarım alanlarımız dışsal risklere maruz kalmakta ve çiftçilerimiz mağdur olmaktadır. Nitekim üreticilerimiz, kuraklık ve don başta olmak üzere 2013–2014 üretim döneminde hemen hemen bütün afetleri yaşadı. Bunun sonucu 2014 yılında, bitkisel üretim yüzde 6.6 gerilemeyle 63.7 milyon tondan 59.5 milyon tona indi. Çiftçimiz, 2015 yılına da afetlerle başladı. Ocak ayında meydana gelen aşırı yağmur ve kar yağışı ve su baskınlarının ardından, 31 Ocak-2 Şubat tarihleri arasında meydana gelen lodos fırtınası ve aşırı yağışlar nedeniyle çiftçimiz mağdur oldu. Ülkemiz genelinde son günlerde zor koşullarda bir kış yaşanıyor. Özellikle kıyı bölgelerdeki seralarda büyük zarar meydana geldi. Don riski de sürüyor. Böyle bir ortamda çiftçimize sahip çıkılmazsa, zararı karşılanmazsa, destek verilmezse, üretiminin sürdürülebilirliği riske girer. Çiftçimizi tarlada tutmamız lazım. Tarlada tutamazsak, üretimde büyük sorunlarla karşı karşıya kalırız. Gıda güvencemiz riske girer. Bundan dolayı tarıma destek artarak sürmelidir."