Isparta'da tarihi 1870'lere dayanan gül üretiminde, her yıl mayıs ayının ortalarında başlayan ve ortalama 25 gün süren dönemde toplanan gül, oldukça zorlu bir yolculukla tarladan tüketiciye ulaşıyor. Güneşin yapraklarındaki yağı azaltması nedeniyle gün doğarken toplanmaya başlanan gülden elde edilen yağ, Fransa başta olmak üzere birçok ülkeye kilogramı 9 bin avrodan satılıyor.
Dünya gül yağı üretiminin yüzde 65'inin gerçekleştirildiği Isparta'da bahçelerden toplanan tonlarca gül, zahmetli işlemlerin ardından fabrikalarda gül yağına dönüşüyor.
Müftüzade Gülcü İsmail Efendi'nin 1870'li yılların başında gülü Isparta'da küçük bir alanda toprakla buluşturmasıyla kentte başlayan gülcülük, aradan geçen yaklaşık 2 asrın ardından Isparta'yı "dünya gül başkenti" haline getirdi. Halen yaklaşık 20 bin dekarlık alanda 12 bin kişinin ürettiği Isparta gülü, yağ üretimine uygun olması ve güçlü kokusuyla başta Fransız firmalar olmak üzere, dünyada önde gelen parfüm üreticilerinin öncelikli tercihi arasında yer alıyor.
Her yıl mayıs ayının ortalarında başlanan hasadı 25 gün süren gül, zorlu yolculuğun ardından pazarlamaya hazır hale geliyor.
"Mesaisi gün doğarken başlıyor"
Güneş ışınlarının, güldeki yağı azaltarak rekolteyi düşürmesi nedeniyle gül hasadı yapan üreticiler, güneş doğmadan eşleri, çocukları ve bahçenin büyüklüğüne göre yevmiyeli çalışan işçileriyle sabahın erken saatlerinde gül bahçelerine doğru yola çıkıyor.
Güllerin eşsiz kokusu arasında bahçelere gelenler, günün ilk ışıklarıyla gül toplamaya başlıyor. Yeterli büyüklüğe ulaşmış güllerin hasadını öğleden önce yapan üreticiler, çuvallara doldurdukları gülleri, bölgedeki alım merkezlerine götürüyor. Burada tartımın ardından fabrikalara götürülen güller, işlenmek üzere kazanlara dolduruluyor.
Fabrikadaki kazanlarda 1,5 ton sıcak suya boşaltılan güller, iki saat süren kaynatma işleminin ardından yağlı su olarak başka kazanlara naklediliyor. İkinci bir kaynatma işleminin ardından gül yağı, sudan süzülerek ihracata hazır hale getiriliyor.
Yorum Yazın