CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Bursa’nın İznik ve Orhangazi İlçelerinde üreticilerle bir araya geldi.
İlk olarak İznik ilçesinde üreticilere zeytin konusunda seslenen Kılıçdaroğlu; “Zeytine iyi fiyat verilmemişse çıkacak ziraat odası başkanı veya bir çiftçi veya bir çiftçi kuruluşu diyecek ki, bu sene zeytine iyi fiyat verilmedi, bunun fiyatının artması lazım. Şimdi dedim ki, hepimizin karnının doyduğu Türkiye, güzel bir Türkiye’dir. Bunun birinci yolu şudur: Kim ne ekecek? Hepimiz zeytin ekersek, hepimiz iflas ederiz. Hepimiz buğday ekersek, hepimiz iflas ederiz. Hepimiz çavdar veya pirinç ekersek, hepimiz iflas ederiz. Ne ekeceğiz ve ne kazanacağız? Bunu nasıl yaparlar? Bütün dünya şöyle yapıyor, bütün gelişmiş ülkeler planlama yapıyor. Siz zeytin ekeceksiniz diyor. Siz buğday ekeceksiniz, siz mercimek ekeceksiniz, siz mısır ekeceksiniz, siz kavun, karpuz ekeceksiniz, herkes ekiyor. Sonuçta herkes kazanıyor. Niçin? Planlama var. Eğer bir ülkede planlama varsa, o ülkede herkes eker, herkes alın teri döker ve herkes kazanır, hiç kimse zarar etmez. Örnek veririm, Hollanda’yı bilirsiniz hepiniz, Konya’dan küçük toprağı, Konya’dan küçük. Hollanda’nın tarım ürününün ihracatı bizim 5 katımız. Biz Hollanda’nın ihraç ettiği tarım ürününün 5’te birini ancak ihraç edebiliyorsak, dönüp kendimizi sorgulamamız lazım. Niye arkadaş, neyimiz eksik bizim? O, planlama yapıyor. Kimin neyi ekeceğini önceden söylüyor, sen şunu ekeceksin ve şu fiyatı kazanacaksın diyor. Hiç kimse zarar etmeyecek. Böyle bir düzen var mı Türkiye’de? Yok. Peki ben neye talibim, bu düzeni değiştirmeye talibim. Benim talip olduğum konu bu. Herkesin kazandığı, herkesin ürettiği, herkesin çalıştığı, rantiyeye asla ve asla primin verilmediği bir Türkiye istiyorum ben. Hortumcuların olmadığı bir Türkiye istiyorum. 5 saatte 84 bin dolar para kazanılan bir düzeni savunuyorsanız, aynen devam edin arkadaşlar. Bakın gayet net söylüyorum. Hayır, bu ülkede herkes kazanmalı, herkes çalışmalı, alın teri değerli olmalı diyorsanız, oturup düşünmeniz lazım. Hep beraber düşünmemiz lazım.
HER ŞEYİ İTHAL EDİYORUZ
Değerli arkadaşlarım, şimdi tarım niye önemli? Evinize buzdolabı almayabilirsiniz, altınıza araba da olmayabilir, televizyonunuz da olmayabilir. Bunların hiçbirisi yenilmiyor, ama siz günde 3 kez yemek yemek zorundasınız. Tarım bütün dünyada stratejik sektördür, bütün dünyada. İster Hollanda, ister Amerika, ister Papua yeni Gine, isterse Sudan. Bütün ülkelerde tarım stratejik sektördür. Çünkü insanın beslenmeye ihtiyacı var. 81 milyon insanın karnı doyacak. Nasıl yapacaksınız? Bir; üretirsiniz, satarsınız, kazanırsınız. Fazlanız varsa ihraç edersiniz, yine kazanırsınız. İki; üretmezsiniz, dışarıdan ithal edersiniz. Petrolünüz olacak, petrol yataklarınız olacak, doğalgaz yataklarınız olacak, keyfinize bakacaksınız, üretmeyeceksiniz ve ithal edeceksiniz, paranız olacak. Üç; borçlanacaksınız, ithal edeceksiniz, sonra tefeci gelip gırtlağınıza yapışacak, paramı ver diyecek ve teslim olacaksınız. Geldiğimiz nokta hepimizin üzerinde düşünmesi gereken noktadır değerli arkadaşlarım. Tarım, dünyanın her ülkesinde teşvik edilir, bizde de teşvik edilmesi lazım. Emin olun 4 yıl önce ben size gelip deseydim ki, Türkiye saman ithal edecek, siz diyecektiniz ki, bu Kılıçdaroğlu da amma da söyledi, saman mı ithal edilir, ama ediyoruz, mercimek ithal ediyoruz, nohut ithal ediyoruz, her şeyi ithal ediyoruz. Niçin? Bizim ülkemizde toprak mı yok? Var. İnsan mı yok? Var. Traktör mü yok? Var. Her şey var. Güneş mi yok? Var. Deniz mi yok? O da var. Su mu yok? O da var. O zaman bir şey yapmamız lazım. Hepimizin oturup düşünmesi lazım.
CHP’Lİ BELEDİYELERİN OLDUĞU YERDE ÜRETİCİLER KAZANIYOR
Değerli arkadaşlarım, bir başka konuya daha geleceğim. Madem Bursa’dayız ve İznik’teyiz. İznik’teki çiftçinin rahatsız olduğunu biliyorum. Gelirinin düştüğünü de biliyorum, ama bizim büyükşehir belediyelerimizin olduğu yerlerde çiftçiler hiç şikayetçi değil. Bir daha söylüyorum. CHP’li Belediye Başkanlarının, Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu yerlerde çiftçiler hiç şikayetçi değil. Niçin? Örnek vereyim, çiçek mi alınacak, şehri güzelleştireceksiniz değil mi? Hemen gidiliyor kırsal kesime, çiçek üreticileri toplanıyor, buyurun beyler, bir kooperatif kurun, ben hepinizin çiçeğini alacağım. Niçin kooperatif kurun diyoruz? Şimdi Ali’nin çiçeğini alsan, Veli diyecek benim çiçeği mi niye almıyorsun? Kurun kooperatif, hepiniz kazanın. Şehri süslüyoruz. Süt üreticileri, oturup protokol yapılıyor. Sütün tamamı alınıyor. Yeni doğan çocuk hangi evde varsa, her sabah götürülüp, oraya 2 şişe süt bırakılıyor. Kim kazanıyor? Üretici kazanıyor, aile de kazanıyor. Bakın ne İzmir’de, ne Tekirdağ’da, ne Eskişehir’de ne de diğer yerlerde, Muğla’da ne de Aydın’da, Büyükşehir Belediyelerimizin olduğu yerlerde üreticiler şikayetçi değildir. Gidin Aydın’a sorun bakayım besiciler şikayetçi mi, değil mi? Hayır, eti alınır, pazarlanır, satılır. Hem besici memnundur, hem oradaki, Aydın’da ki vatandaş memnundur. Bütün bunların hepsi olur. Ben sizden, kırsaldan şikayet eden, geçinemiyorum diyen, bütün çiftçi arkadaşlarımdan istirham ediyorum; Bursa Büyükşehir’e talibiz, Bursa Büyükşehir’i verin göreceksiniz, göreceksiniz buradaki çiftçinin halini, göreceksiniz.
Peki, çiftçi kazanınca kim kazanıyor, sadece çiftçi mi? Hayır efendim esnaf da kazanıyor. Sonunda bu çiftçi parayı alacak, gidecek esnafa. Bakın bu işin efendim şu parti şöyle, bu parti böyle, bırakın bunların hepsini. Dönem akıl dönemi, akıl. Akıllı davranmak zorundayız. Herkesin kazanacağı imkan var mı? Var. Bu neyi getiriyor? Aynı zamanda kırsaldan kente göçü de engelliyor. Adam kırsalda aç, ne yapsın? Şehre gideyim diyor, varoşlarda belki bir iş buluruz, asgari ücretle çalışırız. Toprağını terk ediyor. Kim kaybediyor? Türkiye kaybediyor, o yüzden saman ithal ediyoruz. Büyükşehir’i aldığımız andan itibaren, hemen değil tabi, birinci yıldan sonra göreceksiniz bütün kırsal kazanacak, bütün kırsal. Niye kazanmasın? Hangi gerekçeyle kazanmasın? Bir insan kaybediyorsa, zarar ediyorsa, o zarar milli zarardır arkadaşlar, milli zarardır o zarar. Çünkü o zararın karşılığında heba edilen bir alın teri vardır. Günün 24 saati çalışacaksınız, sonra kaybedeceksiniz. Buna izin vermemeliyiz.” Dedi
Ziyaretleri kapsamında Orhangazi ilçesinin Yeniköy’de bir kahvehanede üreticilerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu üreticilerin sorunlarını dinledi.
ÇİFTÇİ ÖNÜNÜ GÖREMİYOR
Genel Başkan Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada, "Çiftçi, ne ekeceğini bilmiyor. Daha doğrusu ekmekten vazgeçecek. Çiftçi, henüz daha büyük şoku yaşamış değil. Yarın tarlasını ekip gübre, ilaç almaya gittiğinde görecek fiyatı. Daha farkında değil. Sanayici yatırım yapacak mı, yapmayacak mı? Önünü göremiyor. Türk lirası eriyor, dolar yükseliyor. Aslında doların yükseldiği yok, eriyen Türk lirası. Türk lirası, değer kaybediyor. Eğer siz, 16 yılda devletin en büyük ihalelerini dolarla yapar, köprü, tüp geçişlerini dolara endekslerseniz peki sizin nereniz milli, nereniz yerli arkadaş? Her şeyi dolarla yapıyorsunuz. Alışveriş, kiralar, dolarla. Neredeyse kasapta satılan et de dolarla olacak."
Yorum Yazın