Türkiye’de kadınların tarımsal alanda da görünmez olduğuna işaret ediyor. tarlasera Dergisi Haziran sayısında tarım alanında istihdam edilen kadınların yaşadıkları sorunlara eğiliyor.
Tarımsal üretimin en önemli bileşeni olan kadınlar sektöre kattıkları değer ve üretimin her aşamasında aldıkları aktif roller ile tarımın kilit parçası. Ancak veriler Türkiye’de kadınların tarımsal alanda da görünmez olduğuna işaret ediyor. tarlasera Dergisi Haziran sayısında tarım alanında istihdam edilen kadınların yaşadıkları sorunlara eğiliyor.
Türkiye’de kadınlar en fazla tarım sektöründe istihdam ediliyor. Tarımda çalışan kişilerin yarısına yakını da kadınlardan oluşuyor. Ancak tüm bunlar kadınların tarımdaki varlığını kanıtlamaya yeterli değil ki; kayıt dışı çalışma, işçi ücretleri, iş sağlığı ve güvenliği vb. birçok konuda en mağdur kesimin başında yine kadınların ismi geçiyor. Hâlbuki dünya genelinde yapılan birçok araştırma; kadınların erkeklerle eşit şartlara sahip olması halinde, dünyadaki en büyük sorunlardan biri olan açlığın önemli oranda azalacağına işaret ediyor. Aylık Tarım ve Kültür Dergisi tarlasera Haziran sayısında, tarımın bel kemiğini oluşturan ve iş yükleri erkeklerden fazla olan kadınların tarım sektöründe karşılaştıkları sorunlara eğildi.
Dünyada tarım feminizasyonu
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) verilerine göre, dünyada tarım işgücünün yüzde 43’ünü kadın üreticiler oluşturuyor. Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu Başkanı Kanayo F. Nwanze’ye göre bunun sebebi “tarım feminizasyonu”. Nwanze bu kavramı şöyle açıklıyor: “Gelişmekte olan ülkelerdeki erkekler daha iyi para kazanabilecekleri işleri elde etmek için şehir merkezine göç etti. Bu da neredeyse dünya genelindeki tarım işgücünün yarısının kadınlardan oluşmasını, yani tarım feminizasyonunu sağladı.”
Türkiye özelinde bakıldığında da durum dünyadan farklı değil. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2014 yılı verilerine göre, tarımda çalışan 5 milyon 470 bin kişinin yüzde 46,3’ünü kadınlar oluşturuyor. Tarlalarda çalışan kişilerin yarısına yakını kadın olsa da, hemen hiçbirinin varlığı resmi olarak kayıt altına alınmış değil. Rakamsal olarak bakıldığında; 2 milyon 760 bin kadından yalnızca 170 bininin kayıtlı olduğu görülüyor. Kayıt dışı çalışma oranları özellikle mevsimlik işçilerde çok daha yükseklere ulaşıyor. Kayıt dışılığın yarattığı en önemli sorunlardan biri ise sigortasız çalışma koşulları. Kadınlar kaza, hastalık veya ölüm gibi olaylarda ne tazminat, ne de yardım alabiliyor.
Sağlık sorunları ön planda
GAP İdaresi ve Harran Üniversitesi’nin 2014 yılında gerçekleştirdiği ve tarım işçilerinin sorunlarını kapsayan bir araştırmaya göre; kadın üreticilerden yüzde 7’si ölü doğum, yüzde 18’i de engelli veya hasta doğum yapıyor. Doğum sırasında yaşanan anne ve bebek ölümleri de ciddi oranda yüksek. İki kişiden birinin temiz içme suyuna erişemediği tarla koşullarında, buna bağlı oluşan hastalıklara da çok sık rastlanıyor.
TBMM Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sorunlarını Araştırma Komisyonu’nun geçtiğimiz Nisan ayında Meclis’e sunduğu sonuç raporunda da mevsimlik tarım işçileri arasında en mağdur grubun kadınlar olduğu belirtiliyor. Buna gerekçe olarak da tarlada gündüz erkeklerle aynı işi yapmalarına rağmen, evde de yemek, temizlik, çocuk bakımı gibi işlerle uğraşmaları gösteriliyor. Sağlıkta yaşanan tüm problemlere rağmen sigorta, sosyal güvenlik ve özel olarak da analık sigortasından mahrum olan kadınlar, bir de üstüne tarlada ve göç yollarında taciz, tecavüz veya şiddetin değişik biçimlerine maruz kalıyor.
Yorum Yazın