Turkuvaz Medya Grubu’nun amiral gemisi Sabah Gazetesi tarafından T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı himayesinde düzenlenen 1. Türkiye Çiftçi Zirvesi T.C. Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’nin özel oturumunun ardından panellerle devam etti. Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ayşe Ayşin Işıkgece, DİTAP (Dijital Tarım Pazarı) platformunun tarım pazarını genişlettiğini, fiyat dalgalanmalarının önüne geçilmesini sağladığını ve üretim kaybını ortadan kaldırdığını söyledi. Işıkgece, tüm üreticileri bu platformu kullanmaya çağırdı.
‘Tarım Teknolojileri ve Dijital Tarım’ paneline Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ayşe Ayşin Işıkgece, Sanko Holding Onursal Başkanı Abdülkadir Konukoğlu, Hektaş Yönetim Kurulu Başkanı Levent Ortakçıer, Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, Cargill Gıda Orta Doğu, Türkiye ve Afrika YKB ve CEO’su Murat Tarakçıoğlu, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü Nevzat Birişik ve ZY Elektrikli Traktör Yönetim Kurulu Başkanı Önder Yol katıldı. Panelin moderatörlüğünü Sabah Gazetesi Teknoloji Editörü ve Köşe Yazarı Timur Sırt üstlendi.
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ayşe Ayşin Işıkgece, panelde bakanlık olarak en önemsedikleri dijital projenin başında geçen yıl uygulamaya giren DİTAP platformu olduğunu dile getirdi. Tüketiciye göre üretim planlaması konusunda teşviklerle yaptıkları yönlendirmenin yanı sıra DİTAP’ta arz ve talebi buluşturduklarını kaydeden Işıkgece, yeni başladıkları teşvik sistemiyle 21 ürünü desteklediklerini ve üretime bu şekilde yön verdiklerini vurguladı. Işıkgece, tüketicinin neye ihtiyacı olduğunu araştırdıklarını ve neden ürünlerin tam üretilmesi gerektiği kadar üretilmeyerek fiyat dalgalanmalarına sebep olduğu sorusuna yanıt aradıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:
“DİTAP dediğimiz dijital tarım pazarı çok önemli portal. Tam da pandemide ortaya çıktı. DİTAP projesi ile ister 5 ay sonrası için üretim ister 3 gün sonrası için ürün tedariki sağlayabiliyorsunuz. Şu an tarımda alıcı ve verici ezberlenmiş durumda. DİTAP bunu kıran genele yayan bir portal. Bizim pazar problemimiz var. Neyi ne kadar üreteceğimizi bilmemiz gerekiyor. Bakanlık kontrolünde sözleşmeler yapılıyor. Ve bu pazarımızı çok genişletiyor, fiyat dalgalanmalarının önüne geçiyor. Sözleşmeli üretim modelini de DİTAP’ta gerçekleştiriyoruz. Ve en önemlisi atık yok, ne kadar üreteceğini bildikleri için üretim kaybı yok. Ticaret bollaştıkça yayıldıkça bilgi birikiyor, bu bilgi bize daha sağlıklı bir tarım yönetiminde yardımcı oluyor. Herkesin kullanmasını istiyoruz. 216 bin kadar kullanıcımız var, cirosu her geçen gün artıyor. Platformda bankalar, Tarsim özel paketler sunuyor.”
Elektrikli traktörün lansmanı temmuzda
Dijitalleşme konusunda temmuzda lansmanını yapacakları elektrikli traktörün yanı sıra hayvancılık için de akıllı küpe çalışmalarının bulunduğunu söyleyen Işıkgece, bunun da lansmanının yakında gerçekleştirileceğini dile getirdi.
Cargill Gıda Orta Doğu, Türkiye ve Afrika YKB ve CEO Murat Tarakçıoğlu, konuşmasında, çiftçilerle ilgili yaptıkları araştırmayla ilgili bilgiler verdi. Çiftçiler artık dijital araçlar kullanıyor diyen Tarakçıoğlu; “Üniversite mezunu yüzde 2’den yüzde 4’e çıktı. Bu aslında küçük bir oran, fakat yine de rakamsal olarak yüzde yüz bir artış söz konusu” dedi.
Tarakçıoğlu, 1000 Çiftçi 1000 Bereket projesi ile ilgili çiftçilere sürdürülebilir tarım uygulamaları konusunda destekleyerek kazançları artırmayı hedeflediklerini de sözlerine ekledi.
Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, panelde tarım sektörünün dijital dönüşümün en geç geldiği sektörlerden biri olduğunu belirterek, bağlantı ve verinin tarım için de çok önemli olduğunu hatırlatarak, dönüşüme çok ihtiyaç duyan tarım sektörüne dijital uygulamalar ve programlarla destek verdiklerini anlattı. Erkan, Turkcell Çiftlik Doktoru ile başladıkları uygulamalara ziraat mühendislerine kolayca ulaşılabilen bir platform geliştirdiklerini belirtti.
‘Bizim çiftçimiz de kurumsallaşmalı’
Hektaş Yönetim Kurulu Başkanı Levent Ortakçıer, gıda firması ve tarım firması olduklarını dile getirdi. Ortakçıer, “Dünyada çiftçi kurumsallaşıyor. Teknoloji ucuzluyor ve çiftçi bunlara çok daha rahat sahip olacak. Dünyada gelişme ve tarımsal okur yazarlık artıyor. Tüketici bilinçleniyor ve kare kodu okutarak ne satın aldığı ürün içinde ne olduğunu rahatça öğreniyor. Bilgi işlem teknolojileri ile tohum ıslah ediliyor. Yapay zeka tarımda da yerini alıyor. Bizim çiftçimiz de kurumsallaşmalı. Tüketici ne istiyor, çiftçi tüketiciye ne vermeli bu arada bir katma değer yaratmalı” dedi.
Sanko Holding Onursal Başkanı Abdülkadir Konukoğlu, tarımda en önemli sorunun toprağın bölünmesi ve küçülmesi olduğunu dile getirerek, büyüklük nedeniyle bazı toprakların ekilemediğini kaydetti. Konukoğlu, iyi bir çiftçilik için en az 1000 dönüm arazi olması gerektiğini kaydederek, toplulaştırma programlarını hızlandırmak gerektiğini vurguladı. 5-20 dönüm arazide çiftçiliğin geride kaldığını vurgulayan Konukoğlu, ayrıca çiftçinin hangi bölgede ne ekeceğinin de planlanması ve buna göre üretim yapılması gerektiğini dile getirdi.
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü Nevzat Birişik, tarım ve teknolojinin atbaşı gittiğini belirterek “Tarım teknoloji üretir. 12 bin yıllık bilince sahip çiftçi. Tarım teknoloji üretir ama başka alanlarda üretilen teknolojiler de tarıma transfer olur. Dijital teknolojinin tarıma transfer edilebilmesi için çiftçinin bu yeniliğin hangi ihtiyacını karşılayacağı sorularına yanıt verilmesi gerekiyor. Ya maliyetini düşürmeli, ya verimliliği artırmalı ya da karlılığını. Birine cevap bulabiliyorsa çiftçi yeni teknolojiye müthiş eğilim gösterir. Teknolojinin en büyük sorunu da yine işletme ölçeğinin küçülmesi. Yeni teknolojilerin kullanılması için 1000 dekar ve üstü olmalı tarla. En büyük sorun ölçek” dedi.
Birişik, çiftçinin yeni teknolojiye yönelik şüphelerinin giderilmesi için verisinin başkası tarafından kullanılmayacağından emin olması ve bağımlı olmayacağını hissetmesi gerektiğini belirterek, teknolojinin Türkiye’de üretilmesinin de önemli olduğuna dikkat çekti.
‘Takipteki kredi oranı tarımda yüzde 1,23’
InBusiness Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Sabah Gazetesi Köşe Yazarı Hülya Güler moderatörlüğünde gerçekleşen ‘Tarımda Kırsal Kalkınma ve Destek Kredileri’ paneline ise Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ferhat Pişmaf, Kırsal Kalkınma Destekleme Kurumu Başkan Vekili Muhammed Adak, Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Bülent Tunç ve Girişimci Çiftçi Aynur Ece Onur katıldı.
Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ferhat Pişmaf, tarım kredilerinin kurumsal kredilerde yüzde 21’lik pay aldığını dile getirerek, doğrudan doğruya üreticiye kullandırdıkları kredi miktarının ise 94 milyar lira olduğunu kaydetti. Temel stratejilerinin tarımsal değer zincirinin başından sonuna kadar finansman sağlamak olduğunu söyleyen Pişmaf, “Zincirdeki diğer kredileri dikkate aldığımızda 130 milyar liranın üzerinde bir kredi büyüklüğüne ulaşıyoruz. Bizim kredilerin diğerlerinden ayrılan bazı yönleri var. Bizim kredilerimizin yüzde 80’lik kısmı faiz sübvansiyonu olan krediler. Riskinin normal kredilerden farkı yok, ama faizlerin önemli kısmını Hazine ve Maliye Bakanlığı karşılıyor. Bizim kredilerimizde geri dönüş oranı yüzde 99. Takipteki tarım kredilerimizin oranı ise sadece yüzde 1,23. Sektörde bizi dışarda bıraktığınızda bu oran yüzde 8’e kadar çıkabilir. Bu yılın ilk altı ayında canlı kredilerde yüzde 17, yeni kredi kullandırımında yüzde 4 büyüdük. 714 bine yakın müşterimiz var ki bu rakam 3-4 yıl önce 350 bin kadardı” diye konuştu.
Kırsal Kalkınma Destekleme Kurumu Başkan Vekili Muhammed Adak da kırsal kalkınmayı desteklemek için çalıştıklarını ve 2011’den beri faaliyet gösterdiklerini kaydederek, kırsalda refahı artırarak yaşamı sağlamak istediklerini söyledi. Adak, “Sağlıklı kentleşmenin en önemli ölçütü olarak kırsal hibeleri uyguluyoruz. Şehirlerde kentsel dönüşümü konuşuyoruz, bu bir aspirin, aslında çare değil. Bu baş ağrısını nasıl gidereceğimize baktığımızda da kırsal kalkınmayı konuşmaya başlıyoruz” dedi.
Kırsal Kalkınma Destekleme Kurumu olarak iki hibe programları olduğunu belirten Adak, her çağrıda ise bütçenin 2-3 misli proje aldıklarına da dikkat çekti.
Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, kuraklıktan ülkemizin de etkilendiğini dile getirerek, Çukurova, Ege, Marmara ve Trakya’da beklenen yağışların alındığını belirtti. Bölgesel kuraklıktan bakliyat ve hububat üretiminin etkilendiğini söyleyen Reis, iklim değişikliği ve kuraklıktan daha az etkilenmek için en önemli iki adımın kuraklığa dayanıklı tohum kullanımı ile su kullanımının azaltılmasını sağlayacak projelerin hayata geçirilmesi olduğuna dikkat çekti.
Teşvik ve destekler kararlılıkla sürdürülmeli
Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği (SETBİR) Başkanı Tarık Tezel, tarım sektörünün ekonomik kalkınmada önemli bir çarpan etkisine sahip olduğunu kaydederek bir o kadar da kırılgan bir sektör olduğunu söyledi. Tarımın kararlılıkla desteklenmesinin son derece önemli olduğunu belirten Tezel, teşvik ve destekler kapsamında kararlı politikalara ihtiyaç olduğunu vurguladı. İyileştirmeye açık alanların olduğunu ifade eden Tezel, teşvik ve destek kaynaklarının hedeflere yönelik belirlenmesi, kurumsal aile işletmesi yapılarının oluşturulması ve bankalarda tarım birimlerinin kurulması gerektiğini dile getirdi.
21 yaşındaki girişimci Nurgül Akdoğan ise hayvancılığa devam ederek okula gittiğini ve yeterli destekler verilirse gençlerin de üretime yöneleceğini vurguladı. Liseden sonra köyüne geri dönerek hayvancılığa devam ettiğini ve Youtube kanalı açarak sesini duyurduğunu söyleyen Akdoğan, onu takip ederek köye yerleşen birçok insan olduğunu ve şu anda 400 küçükbaş 100 büyükbaş hayvana baktığını kaydetti.
Girişimci Çiftçi Aynur Ece Onur da köyünde yaşamak için bir sürü sebebi olduğunu ve hiç pişman olmadığını dile getirerek, dedesinden miras kalan 2.5 yıldır taşlık kullanılmaz durumda olan tarlalarında tıbbı ve aromatik bitkiler yetiştirdiklerini kaydetti. Onur, lavanta, adaçayı, ölmez çiçek yetiştirdiklerini söyleyerek ABD’de doktora yaptığını, kardeşinin de ABD-Japon şirketinde Ar-Ge müdürüyken işlerini bırakarak köylerine geri geldiğini ifade etti. Köylerinde hiçbir şey kalmadığını görünce bu kararı aldıklarını söyleyen Onur, 25-30 kadını da istihdam ettiklerini sözlerine ekledi.
‘Yeşil mutabakata uyumda çok zorlanmayacağız’
Sabah Gazetesi Ekonomi Yazarı Feride Cem moderatörlüğünde gerçekleşen günün son paneli olan ‘Sürdürülebilir Tarım’da Tarım ve Orman Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Aylin Çağlayan Özcan, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçılar Birliği Başkanı Birol Celep, Tekfen Tarım Genel Müdürü Emrah İnce, Aynes CEO’su Murat Hocalar ve TARSİM Genel Müdürü Serpil Günal konuşma yaptı.
Aylin Çağlayan Özcan, sürdürülebilir tarımın dünyanın konusu olduğunu belirterek bakanlık olarak çok geniş portföyde birçok alanda süreçleri takip ettiklerini kaydetti. Özcan, AB ile uyum sürecine başladıklarını ve bunun 2005 yılından bu yana devam ettiğini dile getirerek “Birçok alanda düzenlemeler yaptık bu standartlara sağlanan uyum, AB haricindeki ülkeler nezdinde olumlu bir referans teşkil etti ve ihracatı arttırdık” dedi.
Şimdi AB yeşil mutabakatına yönelik çalıştıklarını ve AB’ye tarım ürünleri ihracatımızın yüzde 30’luk paya sahip olduğunu ifade eden Aylin Çağlayan Özcan, şöyle devam etti: “Yeşil mutabakat sürecinin bizler için de yoğun olacağını değerlendiriyoruz. Arz ve talep dengelerini değiştiren bir süreç olacak. Ülkemiz özel sektörü ve üretim kapasitesi değerlendirilince uyum kapasitesi yüksek bir yapıya sahibiz. Çok zorlanmayacağız, ama adımları zamanında atmak çok önemli.”
Girişimci Ebru Baybara Demir, tarımın başladığı topraklarda en eski tohumlardan biriyle üretim yaptıklarını dile getirerek, kuraklık gelince bu tohumun evrilmesi için çalışmalara başladıklarını kaydetti. Demir, deneyerek tohumun sürekli evrilmesini sağlama çabalarının sürdüğünü kaydederek rekoltelerin de iyi çıkmaya başladığını söyledi. Yeni bir projeye başladıklarını bunun tüm Türkiye’ye yaygınlaşmasını istediklerini dile getiren Demir, “Hallerdeki atık sebze meyveleri toplayarak kompost yapıyoruz. Diyarbakır Kayapınar Belediyesi ile başladık. İki aydır üzerinde çalışıyoruz. Eylülde sonuçları açıklayacağız. Bakanlığımız, milletvekilleri hepsi bu projenin Türkiye’ye yayılması için çalışmalarını sürdürüyor” diye konuştu.
Birol Celep ise Türkiye’nin sera gazı salınımlarında diğer orjin ülkelere göre çok ciddi avantajları bulunduğunu dile getirerek, “Bunu dezavantaja çevirmemek için disiplinli şekilde çalışmalıyız. Biz de bu yılı sürdürülebilir yıl ilan ettik. Tarımın kontrol edilebilirliği artık olmazsa olmaz. Türkiye’de de ciddi desteklerimiz var, köyden şehre geçişin dezavantajını avantaja çevirme imkanımız var” dedi.
Murat Hocalar ise gezegenin yaşlanmasını durdurmak zorunda olduğumuza dikkat çekerek, pandemiyle tarım ve tarıma dayalı sanayinin, sağlıklı beslenmenin öneminin bir kez daha ortaya çıktığını dile getirdi. Hocalar, tüm sektörlerin ve paydaşların sürdürülebilir dünya için çalışması gerektiğini, tarımsal ve ekolojik kaynakların ekonomik kullanımını sağlamanın en önemli görevimiz olduğunu söyledi.
Kuraklık tazminatları ödemeleri başlayacak
Dünya Ekonomik Forumu’nun 2019 raporunda en büyük risklerin başında iklim değişikliğiyle mücadele ve adımların başarısız olunması, hava olayları ve doğal afetlerin geldiğini hatırlatan Serpil Günal ise, 2021 raporunda ise gelecek 10 yılda olağanüstü hava koşullarının beklendiğinin yer aldığını söyledi. Günal, geçen yıl turunçgiller ve üzümde 80 yılda olan bir olayın gerçekleşerek sıcak hava zararıyla karşılaşıldığını dile getirdi. Bu zararların sigortalanabilir olup olmadığına baktıklarını ve 2021 yılında sıcak hava zararını da kapsama aldıklarını ifade eden Günal, kapsamlarının giderek genişlediğini söyledi. Kuraklık tazminat ödemelerinin başlayacağını kaydeden Günal, tekrar yatırım yapmak ve sürdürülebilirlik için sigortanın çok önemli olduğunu vurguladı. Günal, sigortada ise fındık, buğday ve kayısının en çok sigortalanan ürünler olduğunu, özel sektör için de çok yeni bir projeyle geldiklerini sözlerine ekledi.
Emrah İnce ise 10 bin şirketin sıralandığı sürdürülebilir kalkınma hedefleri fasıllarında ilk 67’ye girdiklerini belirterek, bu konulara çok mesai harcadıklarını dile getirdi. Tarsim’i bolca aradıkları bir seneyi geride bıraktıklarını, iklim değişikliği denilen meselenin artık yıkıcı etkileriyle geldiğini vurgulayan İnce, sıcaklıkların büyük verim azalışlarına sebep olduğunu kaydetti. 312 bin tür olduğunu dünyada 12’si üzerinde yoğunlaşma olduğunu ifade eden İnce, Anadolu coğrafyasının biyoçeşitliliğinin en büyük avantaj olduğunu ve bunun AB’yi ikiye katladığını kaydetti.
Tarım ve Orman Bakanlığı himayesinde gerçekleştirilen 1. Türkiye Çiftçi Zirvesi, Koza Altın İşletmeleri, Ziraat Bankası, Cargill, Aynes, Ege İhracatçı Birlikleri ve TARSİM sponsorluğunda yapıldı.
Kaynak:Tarım Pusulası
Yorum Yazın