Tarım programcısı Harun Göksel'in "Toprağın Hekimleri" programına konuk olan Konya Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Öztürk, bölgedeki küçükbaş hayvancılığın geleceğine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Su kıtlığı ve meradan etkin faydalanma konularının ele alındığı röportajda, kırmızı ette küçükbaşın payının artırılması gerektiği vurgulandı.
Konya'nın tarımsal potansiyelini ele alan "Toprağın Hekimleri" programının bu haftaki durağı, Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Öztürk'ün konuk olduğu özel bir röportaj oldu. Programda, Konya'nın su merkezli üretim planlamasında hayvansal üretimin kritik rolü ve özellikle küçükbaş hayvancılığın mevcut durumu ile geleceği masaya yatırıldı.
Başkan Öztürk, 2019 yılında kurulan Koçtak merkezinin faaliyetlerini detaylandırarak, 50.000 metrekarelik alanda Akkaraman ve Merinos ırkları üzerinde yapılan ıslah çalışmalarına dikkat çekti. Tigemler ve Halk Elinde Islah projelerinden elde edilen üstün vasıflı damızlıkların, bilimsel veriler ışığında seçilerek yetiştiricilerin hizmetine sunulduğunu ifade etti. Bu damızlıkların özellikle ikizlilik oranı ve annelik duygusu yüksek hayvanlardan oluştuğunu belirtti.
Röportajda öne çıkan konulardan biri, Akkaraman ve Merinos ırklarının özellikleri oldu. Akkaraman'ın Konya'nın kurak iklimine ve kısıtlı mera koşullarına dayanıklı, yerli bir ırk olduğuna vurgu yapan Öztürk, Merinos'un ise etçil özellikleriyle öne çıktığını aktardı. Hayvanların doğum oranlarının bakım ve beslemeye göre değiştiğini, kendi işletmesinde bu oranın %1.7'ye kadar çıktığını paylaştı.
Mera alanlarının karşılaştığı sorunlara da değinen Başkan Öztürk, organize sanayi bölgeleri, fabrikalar, büyükbaş işletmeleri ve tarımsal faaliyetler nedeniyle meraların büyük ölçüde tahrip edildiğini, adeta bir "çöplüğe" dönüştüğünü üzülerek dile getirdi. Meraların korunması için mevcut cezalara rağmen önüne geçilemeyen bu durumun ciddiyetine işaret etti.
Kırmızı ette küçükbaş hayvanın payının artırılmasının stratejik önemine dikkat çeken Öztürk, Cumhurbaşkanı'nın da %35 hedefine vurgu yaptığını hatırlattı. Bilimsel verilerle, 1 kilogram kırmızı et üretimi için büyükbaşın 15.000 litre, küçükbaşın ise sadece 5.000 litre suya ihtiyaç duyduğunu belirterek, küçükbaş hayvancılığın su kıtlığı çeken bölgeler için ideal çözüm olduğunu savundu. Küçükbaş hayvanın meradan bedava faydalanma yeteneğiyle "bedava bir işçi" gibi çalıştığını ifade etti.
Başkan Öztürk, koyun sütünün veya etinin "koktuğu" yönündeki algının tamamen yanlış olduğunu, bunun bir lobi faaliyeti veya algı operasyonu olabileceğini belirtti. Küçükbaş hayvancılığın coğrafyamızın ve atalarımızın geleneği olduğunu vurgulayarak, özellikle gençlerin ve kadınların bu mesleğe yönlendirilmesinin önemini dile getirdi. Türkiye Koyun Keçi Merkez Birliği Genel Başkanlığı görevini de yürüten Öztürk, sektörün sorunlarının Ankara tarafından duyulması ve çözüm yollarının üretilmesi gerektiğini ifade etti.
Son olarak, küçükbaş hayvancılığın sadece bir sevda değil, aynı zamanda ekonomik sürdürülebilirlik açısından da desteklenmesi gereken bir alan olduğunu belirten Öztürk, Bakanlık ve hükümetin çabalarına minnettar olduklarını, ancak mevcut desteklerin artırılması gerektiğini vurguladı. Konya'da küçükbaş hayvan sayısının artırılması yönündeki çalışmaların devam ettiğini ve hem Akkaraman hem de Merinos ırklarıyla etçil ürün ve mera hayvancılığı noktasında önemli ilerlemeler kaydedildiğini sözlerine ekledi. Bu açıklamalar, sektördeki yeni potansiyel hibe ve desteklerin habercisi olabilir mi sorusunu akıllara getirdi.
Kaynak:Tarım Pusulası
Yorum Yazın